Cihangir Akşit kimdir? Cihangir Akşit kitapları ve sözleri
Yazar Cihangir Akşit hayatı araştırılıyor. Peki Cihangir Akşit kimdir? Cihangir Akşit aslen nerelidir? Cihangir Akşit ne zaman, nerede doğdu? Cihangir Akşit hayatta mı? İşte Cihangir Akşit hayatı...

Doğum Tarihi: 16 Temmuz 1953
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Cihangir Akşit kimdir?
Cihangir Akşit 1953 yılında İstanbul’da doğdu. 1984'de kurmay oldu. Tümen komutanlığı dahil her seviyede kıt'a komutanlığı yaptı. Uzun yıllar ulusal ve üst düzey uluslararası karargâh görevlerinde bulundu. 2008 yılında emekli oldu. Ardından T.C.ni temsilen üç yıllığına Brüksel'de bulunan NATO'nun en üst düzey yöneticilik görevlerinden birisi olan Nato Standardizasyon Ajansı'nın Direktörlüğüne getirildi ve bu görevi, uluslararası oylama sonucu oybirliğiyle bir yıl daha uzatıldı. "Uluslararası Güvenlik Stratejileri" alanında doktora yapan Akşit, Harbokulu Resim ve Seramik atelyesinin de ilk kurucusudur ve üç kişisel yağlıboya sergisi açmıştır. Akşit’in; ilk romanı 2009'da Doğan Kitap tarafından basılıp yayınlanan "Sarı Sessizlik-1914" dür. Bunun ardından 2009'da "Çiğiltepe" ve 2011 yılında da "Savruluş-Kore" olmak üzere toplam üç romanı da Doğan Kitap tarafından yayınlanmıştır.
Cihangir Akşit Kitapları - Eserleri
- Sarı Sessizlik
- Çiğiltepe
- Savruluş
- Yolcu 1854
- Sivastopol 1855
Cihangir Akşit Alıntıları - Sözleri
- "Yasamak; sevgi içinde, yürümenín, ağlamanın, nefes almanın, yive bilmenin, koklayabilmenin, soluk almanın ve işte bütün bunlanı başara bilen insanın kıymetini bilmektir. (Sarı Sessizlik)
- Hemen herkesin aklı karışmıştı. Ancak birçoğuna göre en kolay çözüm, “eskiden de olduğu gibi” pek sorgulanmadan, sultan tarafından ne denirse onu yapmaktı. Çoğunluk bu nedenle kendini zamanın ve kaderin akışına bırakmış, asırlardır süregelen geleneksel iyi niyetiyle “Büyüklerimiz yukarılarda nasılsa bizim için en doğrusunu düşünüyorlardır” diyerek kendilerinin ve çocuklarının hayatlarının akışını, farkında olarak veya olmayarak kendilerini yöneten tepedeki “bu iradeye” terk etmişti (Çiğiltepe)
- Sacit'in yüzü dehşet içindeydi. Balkan harbinde bile böylesine feci bir açlık ve kıtlık görmemişti. Mehmetçik gübrelerden arpa ayikliyor, çarıklarını yiyor, ormanlara ağaç kabuğu kemirmeye gidiyordu. (Sarı Sessizlik)
- “İçeride bir hasta var, kalbi yorgun. “ Ne olur az biraz sessizlik... Az ötede oynasın dünya, oyunlarını ! Nefsim sesini kıssın az biraz! (Sarı Sessizlik)
- Hiç bir şeye devamlı gönüllü olma! Ama verilen her görevi en iyi şekilde yap! (Sarı Sessizlik)
- Askeri okullardan itibaren birbirlerinin çocukluklarını biliyorlardı ve kader şimdi birine ölüm emri verdiriyor diğerine de bunu uygulama sorumluluğu yüklüyordu (Çiğiltepe)
- Havadan gelen ölümün artık iyice yaklaştığı ve kime çarpacağının belli olmadığı, herkesin kendi çukurunda elindeki silahına canı gibi sarıldığı, yaşamını bir başına gözden geçirdiği, en sevdiğine özlemini hatırladığı, sağ kalmak ve başarı için dua etmeye çalıştığı, sadece bir iki dakika süren, atılan mermilerin havada kaldığı esrarengiz bir sessizlik (Çiğiltepe)
- Devlet yönetiminde tam bir keyfilik baş göstermişti. Gazeteciler ve halk baskı altında, ürkek ve suskundu (Çiğiltepe)
- Aklı başındaki herkes huzursuzdu (Çiğiltepe)
- Bizden kanımızla, canımızla ne pahasına olursa olsun tarih yazmamız isteniyor dostlarım Biz de yazarız (Çiğiltepe)
- Dün ben öldürdüm. Yarın benim öldürdüğümün çocuğu beni öldürür. Böyle kötü bu! Dünya hep kin dolu! Sen söyle şimdi; öldürdüklerine pişman mısın? Pişmansan bir daha hiç öldürmem diyebilir misin, biz askerlerin savaştaki tek görevi öldürmek. Yaralanan tabibe gider kurtulur ama döner tekrar cepheye. Bir dakika içinde onu alnından vururuz. Karmakarışık benim aklım. Gözümden hep öldürdüklerim geçer. Artık yoruldum. On üç sene öldürdüm. Almanları, Avusturyalıları, Japonları, Osmanlıları tabancamla, süngüyle, bıçağımla, kılıcımla öldürdüm ben. Tırnaklarımın arası bile kanlıdır. . Savaş şart değilse kötü, çok kötü bir şeydir (Sarı Sessizlik)
- Ayrıca, tetiğe dokunmanın da korkunç bir sorumluluk olduğunu hiç düşündün mü? Tetiği çektiğin anda bir küçüğün daha babasız kalacağını, bir kadını daha dul bırakacağını, büyük sevgileri yok edeceğini ve insanlara gözyaşı ve kan armağan edeceğini hiç ama hiç düşünmemişsiniz. Çünkü savaşta artık senin için tek bir amaç vardır. Karşındakinin canını almak, gözünü oymak, kanını içmek, gırtlağını parçalamak (Sarı Sessizlik)
- Reşat Bey her zamanki gibi babacan bir şekilde “Korkmayın çocuklar! Herkesin kendi şarapneli veya mermisi, alnına yazılmışsa, elbet gelir ve bir gün bir yerde kendisini bulur; daha önce beni defalarca buldu. Ama bakın yine de görevimin başındayım” diyerek esprili şekilde, hafif tebessümle onların heyecanını yatıştırmaya çalışıyordu (Çiğiltepe)
- Yaşamak, sevgi içinde yürümenin , ağlamanın, nefes almanın, yiyebilmenin, koklayabilmenin, soluk almanın ve işte bütün bunları başarabilen insanın kıymetini bilmektir. Ölmekteyken bunun kıymetini anlarız en doğru şekilde. Ben yaşamıyor gibiyim şimdi. Sevgiden uzak, her gün az biraz ölüyorum. Sen de benim gibisin, sen de biraz biraz ölürsün. Her gün ölürüz. Biz askerler hep böyleyiz. Yani öldürdükçe biraz daha ölürüz. Her gün biraz daha, her gün biraz daha (Sarı Sessizlik)
- Sen de ben de bıkmışız öldürmekten. Galiba sevecek bir şeyler arıyoruz. Ölüm Tanrı’nın ve doğanın isteği; zaten öleceğiz bir gün. Ama geçmişimize baktığımızda hep öldürmüşüz, yok etmişiz. Pek bir şey yaratamamışız. Cesaretimizden başka öğünecek bir şeyimiz yok. Yaşamalı ve savaşın nasıl bir şey olduğunu oğullarımıza anlatmalıyız ki çok merak etmesinler bu acıyı (Sarı Sessizlik)
- Ancak her subay ve asker unutmamalıdır ki harp meydanı fedakârlık meydanıdır. Ölümden kimse kurtulamayacaktır. İleri! Daima ileri ki zafer şan, şahadet, cennet hep ileride, ölüm ve zillet geridedir (Çiğiltepe)
- Oysa bunca ihanete ve sorumsuzluğa rağmen ülke hala ayaktaydı (Çiğiltepe)
- Esaret zül sayılırdı (Çiğiltepe)
- ...beşli revolverini gaz lambasına doğru tuttu; pırıl pırıl parlıyordu. Topunu çevirdi, ardından anlamlı bir gülümsemeyle mırıldandı: "Bundan sonra yine en iyi arkadaşım olacaksın benim. " (Sarı Sessizlik)