Christopher Isherwood kimdir? Christopher Isherwood kitapları ve sözleri
İngiliz Yazar Christopher Isherwood hayatı araştırılıyor. Peki Christopher Isherwood kimdir? Christopher Isherwood aslen nerelidir? Christopher Isherwood ne zaman, nerede doğdu? Christopher Isherwood hayatta mı? İşte Christopher Isherwood hayatı... Christopher Isherwood yaşıyor mu? Christopher Isherwood ne zaman, nerede öldü?
İngiliz Yazar Christopher Isherwood edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Christopher Isherwood hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Christopher Isherwood hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Christopher Isherwood hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Tam / Gerçek Adı: Christopher William Bradshaw Isherwood
Doğum Tarihi: 26 Ağustos 1904
Doğum Yeri: Wyberslegh Hall, High Lane, Cheshire, İngiltere
Ölüm Tarihi: 4 Ocak 1986
Ölüm Yeri: Santa Monica, Kaliforniya , ABD
Christopher Isherwood kimdir?
1904'te High Lane, Cheshire'da doğdu. Cambridge'den mezun olmadan ayrıldı, kısa bir süre tıp öğrenimi gördü.
1928'de All The Conspirator'ı yayımladı, bunu 1932'de The Memorial adlı ikinci bir roman izledi. 1928'den sonra çoğu zaman İngiltere dışında yaşadı; dört yıl Berlin'de, beş yıl Portekiz, Hollanda, Belçika ve Danimarka'yı da kapsayan çeşitli Avrupa ülkelerinde kaldı. 1939'da, yaşamının sonuna dek kalacağı Kaliforniya'ya gitti.
Berlin deneyimleri iki romanın kaynağını oluşturdu; Mr. Norris Changes Trains (1935) ve Goodbye to Berlin (1939).
Isherwood, 1946'da Amerikan tabiyetine geçti, Amerika'ya göç ettikten sonra beş roman [Prater Violet 1945), The World in the Evening (1954), Down There on a Visit (1962), Single Man (1964) ve A Meeting by the River (1967)], Güney Amerika'ya ilişkin bir gezi kitabı, (The Condor and the Cows) ve büyük bir Hint mistiğine ilişkin bir yaşam öyküsü (Ramakrishna and His Disciples) yazdı. 1971'de annesiyle babası arasındaki mektuplaşmaya ve annesinin güncesine dayalı bir kitap olan Kathleen and Frank'i yayımladı.
1977'de Christopher and His Kind adında, 1929 ile 1939 arasındaki dönemi konu alan otobiyografik bir roman; 1980'de de My Guru and His Disciple adında Swami Prabhavanda ile olan dostluğunu dile getiren bir kitap yayımladı.
Ocak 1986'da öldü.
Christopher Isherwood Kitapları - Eserleri
- Tek Başına Bir Adam
- Hoşça Kal Berlin
- Prater'in Menekşesi
- Mr. Norris Aktarma Yapıyor
- Gelip Geçerken
Christopher Isherwood Alıntıları - Sözleri
- Zenginlerin çoğu size bir kez güvenmeye karar verdiler mi, onlara hemen her şeyi kabul ettirebilirsiniz. (Hoşça Kal Berlin)
- Gerçeği söyleyenlerin cezasını ödeyeceğiz... (Prater'in Menekşesi)
- , yataktan başka bir yerde kendisine bir kadın olduğunun hatırlatılmasından nefret ederdi (Mr. Norris Aktarma Yapıyor)
- "Kendisini şimdiden ayarlıyor; her yeni yönetime uyum sağlayacağı kesin. Bu sabah kapıcının kapısına "Der Führer"den saygıyla söz ederken işittim onu. Eğer birisi ona, geçen Kasım'da komünistlere oy verdiğini anımsatacak olsa herhalde hararetle inkar ederdi, üstelik bunu iyi niyetle yapardı. Frl. Schroeder salt doğa yasası gereği kendini adapte ediyor, tıpkı kışın tüy değiştiren bir hayvan gibi. Onun gibi binlerce insan yeni ortama uyma çabasında. Ne de olsa, hangi hükümet iktidarda olursa olsun, bu kentte yaşamaya mahkum onlar." (Hoşça Kal Berlin)
- Film şeytani bir makinedir. Bir kere ateşlenip harekete geçti mi muazzam bir devingenlikle dönmeye başlar. Duramaz. Af dileyemez. Hiçbir şeyi geri alamaz. Senin onu anlamanı bekleyemez. Kendini anlatamaz. Sadece kaçınılmaz patlama anına doğru büyür. Bu patlamayı bizim hazırlamamız gerek, tıpkı anarşistler gibi, büyük bir ustalıkla ve kötülükle... (Prater'in Menekşesi)
- Belki çok seyahat etmiş, kalbimi çok yerde bırakmıştım. (Prater'in Menekşesi)
- Bir on yıl sonra, ben nerede olacağım? Herhalde burada değil. O uzak güne ulaşmam için kimbilir daha kaç deniz, kaç sınır aşmak zorunda kalacağım? Yaya, at sırtında, arabayla, bisikletle, uçakla, vapurla, trenle, asansörle, yürüyen merdivenle ve tramvayla daha ne kadar yol katedeceğim, kimbilir? Bu muazzam yolculuk için bana ne kadar para gerekecek? Yolculuk süresince, yavaş yavaş, yorgun argın ne kadar yiyecek tüketmek zorunda kalacağım? Kaç çift pabuç eskiteceğim? Kaç bin sigara içeceğim? Kaç fincan çay ve kaç bardak bira içeceğim? Ne korkunç, ne tatsız bir gelecek! Ve yine de ölmek zorunda olmak! (Hoşça Kal Berlin)
- "Bir dahinin kural dışı bir insan olduğunu ve kural dışı şeyler yapmakta özgür olduğunu kabul edelim mi, yoksa şöyle mi diyelim: Hayır, güzel bir şiir ya da güzel bir resim yapabilirsiniz ama günlük yaşamınızda sıradan bir insan gibi davranmak zorundasınız ve sıradan insanlar için yaptığımız yasalara uymak zorundasınız." (Hoşça Kal Berlin)
- Belki çok seyahat etmiş,kalbimi çok yerde bırakmıştım (Prater'in Menekşesi)
- Şu kadınların, bir erkeği paçavraya çevirmekte ne korkunç bir yetenekleri vardı! (Hoşça Kal Berlin)
- Ona sadece bakınca bile memnun olduğunu anlıyorum.Cok memnun.Bir erkek onu çok memnun etmiş.Artık arayışta değil.Hepimizin aradığı şeyi bulmuş.Hepimizi anlıyor .Kitaplara,kuramlara,felsefeye,rahiplere ihtiyacı yok.Michelangelo'yu,Beethoven'ı,İsa'yıq,Lenin'i bile anlıyor.Hiç birseyden ama hiç birşeyden korkmuyor ..Benim dinim böyle kadınlar (Prater'in Menekşesi)
- Ben okuman gereken bir kitap gibiyim. Kitap sana kendi kendisini okuyamaz ki. Kitap içinde ne yazılı olduğunu bile bilmez. Ben de bilmiyorum. (Tek Başına Bir Adam)
- Diyelim ki ölüler gerçekten de yaşayanları ara sıra yokluyor. Yaklaşık Jim diye tanımlayabileceğimiz bir şeyler, George başının çaresine bakıyor mu diye bir göz atmak üzere geri gelebilir . Peki bu bir işe yarar mı? Hatta değer mi? Bu olsa olsa bir an için özgürlüğünün uçsuz bucaksız sokaklarından içeriye göz atmasına izin verilen başka bir ülkeden bir konuğun kısacık bir ziyarete gelmesi, camın gerisinde, ta uzakta, daracık odada tek başına küçük bir masanın başına oturmuş, uslu uslu, görev gibi yumurtasını yiyen birini, o müebbet mahkumunu görmesi gibi bir şey olmaz mıydı? (Tek Başına Bir Adam)
- "Führer'imiz savaş istemiyor. Programımız onurlu bir barış temeline dayanıyor. Ama yine de..." Birden yüzü aydınlanıyor, özlemle ekliyor: "Savaş muhteşem bir şey, bilirsiniz! Eski Yunanlıları bir düşünsenize!" (Hoşça Kal Berlin)
- Sinema filmleri tiyatro oyunu değildir, edebiyat değildir düpedüz matematiktir. (Prater'in Menekşesi)
- İnsanlar nasıl bazı yerlere ait oluyorlar, ne tuhaf, hem de doğmadıkları yerlere... (Hoşça Kal Berlin)
- Geçmiş geçti gitti. Geçmediğine inandırmaya çalışıp müzelerdeki eşyaları gösterirler insana. Ama geçmiş onlar değildir. (Tek Başına Bir Adam)
- Bütün bunların lüzumsuzluğunu anlatmaya kelimeler yetmez.. (Gelip Geçerken)
- Burada ne yaptıklarını sanıyorlar acaba ? Eh, resmi yanıt şu; kendilerini içinde çocuk yetiştirebilecekleri bir iş ve güvence ortamı demek olan hayata hazırlıyorlar, sonra çocukları da kendilerini içinde çocuk yetiştirebilecekleri bir iş ve güvence ortamı demek olan... (Tek Başına Bir Adam)
- Sinema filmleri tiyatro oyunu değildir,edebiyat değildir düpedüz matematiktir (Prater'in Menekşesi)