Charlotte Brontë kimdir? Charlotte Brontë kitapları ve sözleri

İngiliz Yazar Charlotte Brontë hayatı araştırılıyor. Peki Charlotte Brontë kimdir? Charlotte Brontë aslen nerelidir? Charlotte Brontë ne zaman, nerede doğdu? Charlotte Brontë hayatta mı? İşte Charlotte Brontë hayatı... Charlotte Brontë yaşıyor mu? Charlotte Brontë ne zaman, nerede öldü?

  • 11.03.2022 16:00
Charlotte Brontë kimdir? Charlotte Brontë kitapları ve sözleri
İngiliz Yazar Charlotte Brontë edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Charlotte Brontë hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Charlotte Brontë hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Charlotte Brontë hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 21 Nisan 1816

Doğum Yeri: Thornton, Yorkshire, İngiltere

Ölüm Tarihi: 31 Mart 1855

Ölüm Yeri: Haworth, Yorkshire, İngiltere

Charlotte Brontë kimdir?

Charlotte Brontë, 1816 doğumlu İngiliz yazar. İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasına yerleşmiş eserleriyle tanınan 3 kardeşin (Charlotte Brontë, Emily Brontë, Anne Brontë) en büyüğü. En ünlü eseri “Jane Eyre”, bir asırdan fazla geçmişiyle halen büyük ilgi görüyor. Ayrıca ailenin kısa ve acıklı hayat hikâyesi de birçok esere konu oluyor.

Charlotte Brontë, 21 Nisan 1816’da Yorkshire, İngiltere’de doğdu. Annesi Maria Branwell idi. Babası Partick Brontë, İrlandalı bir rahipti. Charlotte Brontë, çiftin 6 çocuğundan 3. olanıydı. Nisan 1820’de aile Haworth’a taşındı. Anneleri Maria, 15 Eylül 1821’de kanserden ölünce, 5 kız ve bir erkek çocuğuna bakma görevi teyzeleri Elizabeth Branwell’e düştü. 1824 yılında 3 kız kardeşiyle birlikte Clergy Daughters’ adlı okula başlayan Brontë, buradaki sağlıksız koşullar dolayısıyla okuldan hiç hoşlanmadı. Yazarın sağlığı bozuldu, hatta kardeşleri 1814 doğumlu Maria’yı ve 1815 doğumlu Elizabeth’i de okuldaki koşullar yüzünden 1825’te tüberküloza kurban verdi. Bir yıl sonra okuldan ayrıldı. Gençlik yıllarında, sağ kalan 4 kardeş; Charlotte, Branwell, Emily ve Anne, babalarının kütüphanesinde bolca vakit geçirmeye başladılar. Kurgusal krallıklar kuruyorlar ve bu krallıklarla ilgili hikâyeler ve şiirler yazıyorlardı. Edebiyata karşı ilgileri de bu yıllarda başlamış, hayal güçleri kardeşlerin tümüne ileride geliştirecekleri araçlar sunmuştu.

Brontë, eğitimine Mirfield’daki Roe Head adlı okulda devam etti. 1831 ve 1832 yıllarında burada okudu ve bu okul, en iyi arkadaşları Ellen Nussey ve Mary Taylor ile tanıştığı yer oldu. Eğitimini tamamladıktan sonra bu okula öğretmen olarak döndü ve 1835 – 1838 yılları arasında burada öğretmenlik yaptı.

1839’da Yorkshire’daki birçok ailenin evinde mürebbiyeliğe başladı ve 1841’e kadar bu işle uğraştı. 1842’de kardeşi Emily’yle Brüksel’e, Constantin Heger ve karısı tarafından işletilen okulda Almanca ve işletme dersleri almaya ve çalışmaya gitti. Önceleri öğrenci olarak katıldıkları okulda daha sonra bir miktar para ve kalacak yer karşılığında Brontë İngilizce, Emily de müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Ancak Brüksel’de yeni kurdukları bu hayat, teyzelerinin ölümüyle yarıda kesildi. 1842’de bu yüzden İngiltere’ye döndüler ancak Brontë, 1843’te tekrar Brüksel’e gitmeye karar verdi. Brüksel’deki serüveninin 2. yarısı yazar için pek de iyi geçmedi. Yalnız kalmıştı, evine ve kardeşlerine karşı büyük bir özlem duyuyordu ve okulun sahibi Constantin Heger’e aşık olmuştu. Burada geçirdiği günleri, kitapları “The Professor” ve “Villette”ye ilham kaynağı oldu. Yazar, Ocak 1844’te İngiltere’ye geri döndü.

1846’da 3 kız kardeş Charlotte, Emily ve Anne, “Currer Bell”, “Elise Bell” ve “Acton Bell” isimlerini kullanarak ortaklaşa “Poems by Currer, Elise and Acton Bell” isimli bir şiir kitabı çıkarttı. Kitap sadece 2 adet satarak büyük bir hayal kırıklığı yaratsa da kardeşler yılmadı ve ilk romanlarını yazmak için kolları sıvadı. Charlotte Brontë, ilk iki romanında “Currer Bell” ismini kullanmaya devam etti.

Ailenin tek oğlu olan Branwell, 1848’de bronşit yüzünden öldü. Aynı yıl Emily Brontë ve 1849’da Anne Brontë tüberkülozdan hayatını kaybetti. Charlotte Brontë, babasıyla kalmıştı. “Jane Eyre”in gördüğü büyük ilgi üzerine bir yayıncı, yazarı sık sık Londra’ya davet ediyordu. Bu ziyaretler sırasında Brontë geniş bir sosyal çevre edinmiş, Harriet Martineau, Elizabeth Gaskell gibi isimlerle tanışmıştı. Ancak sürekli olarak yaşlı babasının yanında olmak istediğinden Londra seyahatlerini birkaç haftadan daha uzun tutmadı.

Haziran 1854’te Charlotte Brontë, babasının yardımcısı Arthur Bell Nichollsla evlendi. Hamileliğinin dokuzuncu ayında, 31 Mart 1855’te öldü. Ölüm nedeni tam olarak bilinmese de tüberküloz, tifüs ya da hamileliğin ilk safhalarındaki bir rahatsızlıktan dolayı öldüğü sanılıyor. Brontë’nin eserleri halen büyük ilgi görüyor ve İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasında sayılıyor. Aynı zamanda “On the Death of Anne” ve “Brontë” isimli iki şiir kitabı bulunuyor.

Charlotte Brontë Kitapları - Eserleri

  • Profesör
  • Villette
  • Shirley
  • Jane Eyre
  • Jane Eyre (2.Cilt)
  • Jane Eyre
  • The Green Dwarf

Charlotte Brontë Alıntıları - Sözleri

  • Çıldırsan seni deli gömleğine değil kollarımla sararım. (Jane Eyre (2.Cilt))
  • Hakikati saklamak suçtur. Fazla atılganlık da suç sayılır ve ikisi de insanın canını sıkmak için birebirdir. Fakat aşk öyle mi ya? Meleklerin en masumu bile sevdiği için utancından kızarmamalı... Bir erkeğin yahut kadının aşkı utanılacak bir şey addettiklerini duyduğum zaman onların zihinlerinde başka kötülüklerin mevcut olduğunu ve bunu aşk zannettiklerini anlıyorum. Aşk kelimesini yüzleri kızarmadan ağızlarına alamayan erkek ve kadınların zihinlerinin aşağılık hislerle meşgul olduğuna kanaat getiriyorum. Bu mevzuda tam mânâsıyla budalaca fikirlere saklanırlar, her şeyi soğuk karşılarlar ve teşebbüse geçmekten korkarlar. Bu tip insanlar hiç sevmemişlerdir ve üstelik hiç sevilmezler de. (Shirley)
  • Bütün ıstıraplarına rağmen, hayat gene de devam ediyordu; gözlerimiz, kulaklarımız bizimleydi ve onları mutlu eden tamamen geri çekilmiş, teselli eden ses susmuş olsa bile işlevlerini sürdürüyorlardı. (Villette)
  • " Özgürlüğe giden tek yol ölümün kapılarından geçse de o kapılardan geçilmelidir..." (Profesör)
  • Hayat çok kısadır.Kin beslemeye, haksızlıkların sayısını tutmaya değmez.Bu dünyada her birimiz ve hepimiz kusurlarla yüklüyüz. (Jane Eyre (2.Cilt))
  • Gönül kimi severse güzel odur. (Jane Eyre)

  • Allah seni şeytana uydurtmasın; hep öyle masum ve mesut yaşa... Tabiî masumiyet derken bizim ölçülerimize göre bir masumiyetten bahsediyorum; yoksa Allah'ın nazarında hiç kimse masum kalmamıştır. (Shirley)
  • Yaşam öyle bir şekilde inşa edilmiştir ki olaylar beklentilere uymaz, uyamaz ve uymayacaktır. (Villette)
  • Niteliksiz kitaplar ne kadar zekice ve övgüye layık olurlarsa olsunlar beni mutlaka yoruyordu. (Villette)
  • Bazı konularda bizimle aynı düşünen birine rastlamak o kadar nadirdir ki böyle biriyle karşılaştığınızda sanki bir mucize gibi gelir. (Villette)
  • Hissetmek ve birinin ne hissettiğini anlamak farklı özelliklerdir; çok az insan ikisine de sahiptir, bazıları ise hiçbirine. (Villette)
  • Aşk, adilikten başka her şeyi affeder; fakat adilik aşkı öldürür, hatta tabiî muhabbeti bile aksatır. (Shirley)
  • Umut, Gayret'e gülümser! (Profesör)

  • . Doğam değişkendir. Bir saatlik ruh hali bazen bir sonrakinin alay konusu olur. ... (Villette)
  • İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır. Miss Scatcherd'inki gibi gözler yıldızların parlaklığını görmezler de ancak bu ufak tefek lekeleri seçerler. (Jane Eyre)
  • Benim mizacım onun mizacı değildi, işaretleri de onun için bilmediği bir dilin sözcükleri gibiydi. (Profesör)
  • "... bir eşin doğası, evlendiği adamınkinden tiksiniyorsa, evlilik bir kölelik olmalı..." (Profesör)
  • Bu dünyadaki hiçbir saçmalık, bana mutluluğu beslememin söylenmesi kadar boş gelmiyordu. Böyle bir öğüdün anlamı ne olabilir? Mutluluk toprağa ekilip, gübrelenen patates değil ki. Mutluluk, Cennet'ten üzerimize serpilen bir ışıktır. O, bir yaz sabahında bir goncadan ve Cennet'i altın meyvelerinden ruha düşen bir çiğ damlasıdır. (Villette)
  • Bazı insanlar, diğerlerinin ulaşılmaz gördüğü noktaya giden yolu nasıl kısaltabiliyorlar! (Villette)
  • Ah, demek beni kalbinle muhakeme ediyorsun? Hâlbuki kafanla muhakeme etmen lâzımdı. (Shirley)

Yorum Yaz