diorex
Turkcella

Charles Baudelaire kimdir? Charles Baudelaire kitapları ve sözleri

Fransız şair Charles Baudelaire hayatı araştırılıyor. Peki Charles Baudelaire kimdir? Charles Baudelaire aslen nerelidir? Charles Baudelaire ne zaman, nerede doğdu? Charles Baudelaire hayatta mı? İşte Charles Baudelaire hayatı... Charles Baudelaire yaşıyor mu? Charles Baudelaire ne zaman, nerede öldü?

  • 05.03.2022 06:00
Charles Baudelaire kimdir? Charles Baudelaire kitapları ve sözleri
Fransız şair Charles Baudelaire edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Charles Baudelaire hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Charles Baudelaire hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Charles Baudelaire hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 9 Nisan 1821

Doğum Yeri: Paris, Fransa

Ölüm Tarihi: 31 Ağustos 1867

Ölüm Yeri: Paris, Fransa

Charles Baudelaire kimdir?

Charles Baudelaire (9 Nisan, 1821 - 31 Ağustos, 1867) 19. yüzyılın en önemli Fransız şairlerinden.

1821'de Paris'de doğdu. Mutsuz bir çocukluk geçirdi. Babası 1827'de öldü. 1839'da okuduğu okuldan disiplinsizlik yüzünden atıldı. Hukuk öğrenimi görmeye zorlanan Baudelaire, buna başkaldırarak Quartier Latin'de bohem bir hayatı seçti. Burada Frengiye yakalandı. 20 Yaşında Hindistan'a gitmek üzere yola çıktı. 1842'de Fransa'ya döndü. Sonradan metresi olan Jeanne Duval ile tanıştı. Babasının mirasını aldı ancak bu parayı hesapsızca harcadığı için ailesi miras hakkını geri aldı.

1846'dan sonra Kötülük Çiçekleri kitabına girecek şiirlerini yazmaya başladı. 1847'de Edgar Allan Poe'yı keşfetti ve eserlerini Fransızcaya çevirmeye başladı. 1848'de devrimcilerin yanında yer aldı. 1857'de Les Fleurs du Mal (Kötülük Çiçekleri) (Elem Çiçekleri) kitap olarak yayınlandı, içindeki altı şiir kamu ahlakına aykırı bulunduğu için Baudelaire hakkında dava açıldı.

1860'da Yapay Cennetleri yayınladı. Bu eserde de uçlarda gezinen bir kişilik sergiledi. Bir tür otobiyografi olan "Çırılçıplak Soyulan Yüreğim" üzerine çalıştığı ve 1862'de "Paris Sıkıntısı" adıyla düzyazı şiirlerini yayımladığı sırada frenginin yan etkileri giderek kendini daha fazla hissettirmeye başladı. İki yıl kaldığı Belçika'dan dönüşünde felç olan sanatçı 31 Ağustos tarihinde Paris'te 46 yaşındayken öldü.

Mezarı Paris Cimetiére du Montparnasse'dadır.

Yaşadığı dönemde kurulmakta olan modern Paris'in metropol yaşantısı üzerine inşa ettiği edebiyatı ve eleştiri yazıları modernist estetiğin habercisi sayılır. Şiirlerini derlediği Kötülük Çiçekleri (Les Fleurs du Mal-1857) ve Paris Sıkıntısı (Le Spleen de Paris-1869), Rimbaud'dan Mallarmé'ye, Yahya Kemal ve Cahit Sıtkı Tarancı'ya kadar pek çok şairin çarpıldığı, 20. yüzyıl edebiyatının en etkili kılavuzları olur. Gerek klasik geleneğe, gerekse egemen çağdaş zihniyetlere karşı isyanı ve gerçekliğe kafa tuttuğu imgelemi, zamanında şiirlerinin yasaklanmasına kadar varan düşmanlıklar uyandırır. Sonradan bu başkaldırı ve imgelem, avangard sanat ve edebiyatın çekirdeğini oluşturacaktır.

Charles Baudelaire Kitapları - Eserleri

  • Kötülük Çiçekleri
  • Paris Sıkıntısı
  • Şarabın Şiiri & Esrarın Şiiri
  • Apaçık Yüreğim
  • Edebiyat Heveslisi Gençlere Tavsiyeler
  • Yapma Cennetler

  • Fanfarlo
  • Modern Hayatın Ressamı
  • Baudelaire'nin Poe'su
  • Şiirler
  • Genç Edebiyatçı Arkadaşlara Bazı Tavsiyeler
  • Gülmenin Özü
  • İçe Kapanış

  • Baudelaire'in Mektupları
  • Kırk Kötülük Çiçeği
  • Özden Günlükler
  • Hatıralar Annesi
  • Sonu Gelmez Öpüşler
  • Özden Günceler / Kötülük Çiçekleri
  • Poe Hakkında Yeni Notlar

  • Kötülüğün ve Acının Çiçekleri

Charles Baudelaire Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan, bütün insanlar gibi, isteklerinde kör insan!" (Yapma Cennetler)
  • Uslansana Acım Benim, Dinlenip Dursana Artık. Akşam Olsa Diyordun, İşte Oldu Akşam Bak. (İçe Kapanış)
  • Ama bu yılki kadar beni yıkan bir hastalığa asla tutulmamıştım: hayallere dalma, iç çöküntüsü, kararsızlık ve çaresizlik hastalığı... Bu çeşit illetten, yakasını kurtarabilen insanı, doğrusu ben savaşa giden askerden, düelloya koşan insandan daha cesur bulurum... (Baudelaire'in Mektupları)
  • "yeteneği es geçmek dehayı es geçmekten her zaman daha kolaydır." (Baudelaire'nin Poe'su)
  • İncelediği tüm sanatçılarla kendini, okuduğu tüm kitaplarla da yaşamını özdeşleştirirdi. (Fanfarlo)
  • Hayatımı, düşüncelerimi, ıstırabımı özellikle herkesten, hatta senden bile saklarım. Dertlerimi ne anlatabilirim, ne de anlatmak isterim. Birinci neden: en aşağı elli sayfa tutar; ikinci neden ise: elli sayfa süresince işkence çekerim. (Baudelaire'in Mektupları)

  • Poe, zekanın dünyasını Saf İdrak, Zevk ve Ahlak Duygusu olarak ayırır: Saf İdrak bize Hakikat'i öğretir, Zevk bize Güzelliği gösterir ve Ahlak Duygusu'nun öğrettiği şey ise Ödevdir. (Baudelaire'nin Poe'su)
  • "Düşünen bir buz parçasıydım artık!" (Şarabın Şiiri & Esrarın Şiiri)
  • Bedeli ne olursa olsun hakikati bilmeyi istemek büyük bir suçsa, veya en azından insanı büyük yanılgılara yöneltiyorsa ve eğer budalalık ve aldırmazlık bir erdem de denge unsuruysa, bu suçu işlemiş ünlülere karşı çok hoşgörülü olmalıyız; çünkü, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyılın çocukları, bu kusur hepimize yüklenebilir. (Baudelaire'nin Poe'su)
  • Yüzümüze öyle korkunç bir makyaj yapmışız ki! Soyluluğu ve güzelliği doğal yollardan yakalayamamanın umutsuzluğu bu. Kalplerimizi karmaşıklaştırmak için elimiz­den geleni yapıyoruz. Onu saran iğrenç urlar ve çirkin siğilleri incelemek için mikroskopları kötüye kullanıyoruz. Bu urları ve siğilleri büyütmekten zevk alıyoruz. Bizim için başkalarının dilini konuşmak mümkün değil. Başkaları yaşamak için yaşı­yorlar. Bizler ise, ne yazık ki bilmek için yaşıyoruz. Bütün giz burada. (Fanfarlo)
  • Gerçek kahraman tek başına eğlenir. (Apaçık Yüreğim)
  • Gülmüyordu düşkün adam! Ağlamıyordu, oynamıyor, el kol sallamıyor, bağırmıyor, yalvarmıyordu, sevinçli yanda acılı hiçbir şarkı söylemiyordu. Dilsiz ve kımıltısızdı. Her şeyden el çekmiş, her şeyden vazgeçmişti. Yazgısını tamamlamıştı. (Paris Sıkıntısı)
  • Uğursuz köpeklerin şarkısını söylüyorum, uçsuz bucaksız kentlerin dolambaçlı çukurlarında başıboş dolaşan köpeklerin, bırakılmış kişiye kırpışmalı, akıllı gözlerle, "Beni de al yanına, ikimizin yoksunluğundan bir tür mutluluk doğar belki!" demiş köpeklerin. (Paris Sıkıntısı)

  • özgürce düşünmek ve kadere boyun eğmek birbirinin zıttı iki kavramdır ama ister yakından ister uzaktan bakarsın aslında ikisi de tek bir arzun ürünüdür (Genç Edebiyatçı Arkadaşlara Bazı Tavsiyeler)
  • En gülünç hayvanlar, en ciddidir. Sözgelimi, maymunlarla papağanlar. Gerçekte, bir an için insanı dünyada yok sayarsak gülünç dediğimiz şey de var olmayacaktır. (Gülmenin Özü)
  • Fırtınaların estiği menekşe gözleri, büyülü bir hüzünle dolu ey öldüren zevk. (Kötülük Çiçekleri)
  • Yüreklerde saltanat kurmak budalalıktır; Aşkmış, güzellikmiş, hepsi çatırdar, Unutuş tüm bunları sepetine fırlatır, Sonsuzluğa teslim edinceye kadar!'' Sık sık anımsadım hep o büyülü ay'ı ben, Kalbin günah çıkaran hücresindeki Korkunç gizi; kulağıma fısıldayıp söylenen, O iç sıkıntısını, o sessizliğini. (Özden Günceler / Kötülük Çiçekleri)
  • İnsanların en bayağısı, en yalnızıyım, aşktan da, dostluktan da yoksunum, en ilkel hayvandan bile geriyim bu konuda. (Paris Sıkıntısı)
  • Sen güzel bir evde oturuyorsun, kimseyi görmüyorsun. Benim ise, ne kitaplarım yanımda ne de oturduğum yer güzel; üstelik param da yok; terbiyesiz, nefret ettiğim insanlar içindeyim; Saçmalıklarla dolu insanlarla yaşıyorum... Her sabah kapıcıya yüreğim çarpa çarpa iniyorum; mektup soruyorum; dostlarımın benimle ilgilenip ilgilenmediğine bakıyorum; makalelerimin yayınlanıp yayınlanmadığına, paramın, kitap havalelerimin gelip gelmediğini soruşturuyorum; sonra artık her şey bitiyor; yapılacak iş kalmıyor... (Baudelaire'in Mektupları)
  • Zamanı geldi işte saplarında ürperen Her çiçek orada bir buhurdan gibi tüter; Akşamın havasında gezer kokular, sesler; Bir yorgun baş dönmesi ve bir vals hüzün veren! Her çiçek orada bir buhurdan gibi tüter; Titrek keman bir yürek gibidir acı deren; Bir yorgun baş dönmesi ve bir vals hüzün veren! Gök hazin ve güzel bir büyük sunağa benzer. Titrek keman bir yürek gibidir acı deren, Seven yürek geniş ve siyah hiç’e kin duyar! Gök hazin ve güzel bir büyük sunağa benzer; Güneştir pıhtılaşmış kanında hep can veren. Seven yürek geniş ve siyah hiç’e kin duyar, Aydınlık bir geçmişin izlerini içeren! Güneştir pıhtılaşmış kanında hep can veren... Hatıran bende kutsal bir kap gibi parıldar! (Kırk Kötülük Çiçeği)

Yorum Yaz