diorex
sampiyon

Cevdet Kudret kimdir? Cevdet Kudret kitapları ve sözleri

Şair, Yazar Cevdet Kudret hayatı araştırılıyor. Peki Cevdet Kudret kimdir? Cevdet Kudret aslen nerelidir? Cevdet Kudret ne zaman, nerede doğdu? Cevdet Kudret hayatta mı? İşte Cevdet Kudret hayatı... Cevdet Kudret yaşıyor mu? Cevdet Kudret ne zaman, nerede öldü?

  • 01.05.2022 16:00
Cevdet Kudret kimdir? Cevdet Kudret kitapları ve sözleri
Şair, Yazar Cevdet Kudret edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cevdet Kudret hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cevdet Kudret hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cevdet Kudret hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Cevdet Kudret Solok

Doğum Tarihi: 7 Şubat 1907

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Ölüm Tarihi: 10 Temmuz 1992

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Cevdet Kudret kimdir?

7 Şubat 1907 - 10 Temmuz 1992): Şair, yazar. İstanbul'da doğdu. Tam adı Süleyman Cevdet Kudret'tir. Soyadı kanunu çıktığında, 1934'te Solok soyadını almıştır. Bu soyadını 1959'da Kudret olarak değiştirmiştir. İstanbul Erkek Lisesini hastalığı yüzünden yarım bıraktı; sonra İstiklâl Lisesini (1930), İstanbul Darulfünûnu Hukuk Fakültesini (1933) bitirdi. Edebiyat öğretmenliği ve avukatlık yaptı.

1952’den başlayarak önce takma adlarla sonra kendi adıyla edebiyat ders kitapları yazmış olan sanatçı, öğretim görevlisi olarak girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu’ndan emekli olmuştur. 1992 yılında İstanbul’da ölmüştür.

Cevdet Kudret edebiyata şiirle girdi. İlk şiiri 1927'de Servet-i Fünûn'da Yedi Meşale şairlerinden idi. Sonra oyun, hikâye, roman türünde eserler verdi. İncelemeler yayınladı. Abdurrahman Nisarî imzasıyla ders kitapları hazırladı. Cevdet Kudret Solok, Nevzat Yesirgil, Suat Hızarcı, Mermi Ocaklı, Cevdet Baykara, Cevkud imzalarını da kullanmıştır.

Şiirleri:

Yedi Meşale (Müşterek, 1928),

Birinci Perde (1928).

Hikâyeleri:

Sokak (1974).

Romanları:

Sınıf Arkadaşları (1943; 1976),

Havada Bulut Yok (1958; 1976),

Karıncayı Tanırsınız (İlk iki romanıyla birlikte, 1976).

Oyunları:

Tersine Akan Nehir (1929),

Rüya İçinde Rüya (1930),

Kurtlar (1933): Bu üç eser Darulbedayi'de (İstanbul Şehir Tiyatrosu) oynandı, Varlık, Gündüz, Ağaç dergilerinde tefrika edildi.

Danyal ve Sara, 1931'de yazıldı, 1938'de Varlık'ta tefrika edildi.

Yaşayan Ölüler (1994).

Denemeleri:

Dilleri Var Bizim Dile Benzemez (1966),

Bir Bakıma (1977),

Benim Oğlum Bina Okur (1983),

Kalemin Ucu (1991),

Edebiyat Kapısı (1997).

İncelemeleri-derlemeleri:

Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman Antolojisi (1945),

Tanzimat Edebiyatı Antolojisi (Suat Hızarcı adıyla, 1955),

Divan Şiiri Antolojisi (Mermi Ocaklı adıyla, 1958),

Yurt İçin, Ulus İçin (1958),

Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman I: Tanzimattan Meşrutiyete 1859-1910 (1965),

Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman II: Meşrutiyetten Cumhuriyete 1911-1922 (1967),

Abdülhamit Devrinde Sansür (1977),

Örneklerle Edebiyat Bilgileri (2 cilt, 1980),

Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman III: Cumhuriyet Dönemi 1923-1959 (1990),

Örnekli Türk Edebiyatı Tarihi (1995),

Karagöz (3 cilt, 1968-1970),

Ortaoyunu (2 cilt, 1973-1975).

Cevdet Kudret Kitapları - Eserleri

  • Havada Bulut Yok
  • Sınıf Arkadaşları
  • Nedim: Divan Şiirinde Üç Büyükler 3
  • Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki
  • Karıncayı Tanırsınız
  • Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli
  • Halk Şiirinde Üç Büyükler 2- Pir Sultan Abdal
  • Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 2
  • Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 1
  • Halk Şiirinde Üç Büyükler 3- Karacaoğlan
  • Abdülhamit Devrinde Sansür
  • Dilleri Var Bizim Dile Benzemez
  • Sokak
  • Halk Şiirinde Üç Büyükler 1- Yunus Emre
  • Karagöz
  • Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman
  • Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 3
  • Divan Şiirinde Üç Büyükler Fuzuli Baki Nedim
  • Karagöz
  • Örneklerle Edebiyat Bilgileri 1
  • Abdülhamit Döneminde Sansür 1
  • Baki
  • Türk Edebiyatından Seçme Parçalar
  • Örneklerle Edebiyat Bilgileri 2
  • Karagöz
  • Ortaoyunu
  • Batı Edebiyatından Seçme Parçalar
  • Kalemin Ucu
  • Örneklerle Edebiyat Bilgileri
  • Halk Şiirinde 3 Büyükler
  • Yaşayan Ölüler
  • Dillerin Gizli Dünyası
  • Benim Oğlum Bina Okur
  • Tevfik Fikret Hayatı Sanatı Şiirleri
  • Türk Edebiyatına Yön Verenler
  • Ziya Gökalp
  • Bir Bakıma
  • Hüseyin Rahmi
  • Edebiyat Kapısı

Cevdet Kudret Alıntıları - Sözleri

  • 1-Ey giyip gül-gun dema-dem azm-i cevlan eyleyen Her taraf cevlan edip döndükçe yüz kan eyleyen 2- Ey beni mahri'im edip bezm-i visalinden müdam Gayrı han-ı iltifatı üzre mihman eyleyen 3- Bunca kim ey mah efgaanım işittin giceler Dimedin bir gice: «kimdir bunca efgaan eyleyen?» (Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli)
  • Romalı ünlü hatip Cicero'nun (Çiçero, MÖ 106-MÖ 43) adından, halk çaçaron sözcüğünü yaratmış. Güçlü hatip Çiçero'dan, "çenesi kuvvetli kadın" anlamına gelen çaçaron sözünün yaratılması... Nereden nereye!.. Milattan önce I. yüzyılın Roma'sı nere, milattan sonra XX. yüzyılın İstanbul'u nere?.. Şaşılacak bir dil olayı... (Dilleri Var Bizim Dile Benzemez)
  • Senden ayrılınca, gönül, durmadan kalbe vuruyor.. (Baki)
  • İnsanlar nasıl ayrı ayrı doğup ayrı ayrı ölüyorlarsa, yaşarken de öyle ayrı ayrı yaşıyorlar. Bakma sen bir arada göründüklerine. Yürürken adımlarını birbirlerine uyduranlar bile gene ayrı ayrı yaşıyorlar. Hele bir an geliyor ki, bütün bağlar kopuyor, tek başına kalakalıyorsun ortalıkta. "İşte ben... İşte ben... Neyim ben? -İnsanlar içinde en yalnız insan." (Karıncayı Tanırsınız)
  • "İnsanlar vicdanları gibi vücutlarını da hep örtülü görmeye alışmışlar" (Karıncayı Tanırsınız)
  • Gazetelerde okumuşsundur belki: Hani adamın birine öldükten üç ay sonra sanatoryumdan mektup göndermişler, "Sıranız geldi, buyurun,'' diye; karısı da cevap vermiş hani: "Kocam öldü, siz buyurun cenaze namazına,'' demiş. (Karıncayı Tanırsınız)
  • “Ben edebi sayılacak hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda, memlekette edebiyattan anlamayanlar nüfusumuzun bila-mübalağa yüzde doksan dokuzunu teşkil ediyordu…Edebiyatı Hamit’lere, Ekrem’lere, yani erbabına bıraktım. Fakat ne yalan söyleyeyim, eğer elimde olsaydı, onları da, o devirde ‘edebiyat’ yapmaktan men ederdim.” (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 1)
  • Ama bugün usul bu: bilen geçer, bil­meyen döner. (Havada Bulut Yok)
  • Minnet hüdaya devlet-i dünya fena bulur Bâki kalir sahife-i âlemde adımız... (Baki)
  • Hadden efzun mihrim ol na-mihriban bilmezlenir Hep bilir çok sevdiğim amma heman bilmezlenir (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
  • Ferman-ı aşka can iledir inkıyadımız Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadımız Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yi dûn için Allahadır tevekkülümüz i'timadımız (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
  • Ey kaşı ya yüzün beri dönmez misin dahi Ey gurre-i ümid görünmez misin dahi (Nedim: Divan Şiirinde Üç Büyükler 3)
  • Yıktı virân etti gönül tahtımız Tâ ezelden kara imiş bahtımız Böyle miydi ikrârımız ahdımız Gönül hayâline gelmeyiversin (Halk Şiirinde Üç Büyükler 2- Pir Sultan Abdal)
  • Avazeyi bu aleme Dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
  • Dünyadaki büyük mizah ve yergiciler zorba iktidarı silah zoruyla devirme olanakları bulunmadığı için, onları si­lah yerine mizahla içinden çürütüp yıkma yoluna başvuşlardır. Aziz Ne­sin'in yaptığı da budur. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
  • 1910'ların Anadolu kasabaları tragedyalar için en elverişli mekanlardır. Kasaba eşrafı ve mütegallibesi (zorba takımı) öylesine ezici bir güce sahiptir ki, bu güce her hangi bir karşı geliş, "doğa veya töre yasasını" bozmuşçasına, zorunlu olarak, bu karşı gelişin sonucunu doğurur. Sonuç, eski Yunan'da tanrıların isteği ise, Anadolu kasabasında da -eski Yunan Tanrılarının gücüne sahip- eşrafın isteğidir. (...) Kasabanın tanrılarını kızdıran Yusuf yıkılır, yenilir, ezilir. Modem bir tragedyadır Kuyucaklı Yusuf. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman 3)
  • Gayrı derman istemez Baki kulun Zahmına derdin devası hoş gelir (Divan Şiirinde Üç Büyükler 2- Baki)
  • Haldun Taner Hikayelerinde işlediği temalar, genellikle, eğitim ve öğretim eksikliğin­den kaynaklanan düzensizlikler, büyük şehrin yaşayışına uymaya çalışan sonradan görme türedi insanlar, bilgisiz, kaba kimseler, züppeler, kişilerin yaratılıştan gelme ruhsal bozuklukları vb. Bunları bıyık altından gülen bir mizah (humor), kimi zaman da yergi havası içinde verir. Batılılaşmanın yan­lış anlaşılmasının ürünü olan züppe tipinin Ahmet Mithat (Felatun Beyle Ra­kım Efendi), Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası), Hüseyin Rahmi (Şıpsevdi) vb. ile sürüp gelen yergisinin son örneğini Haldun Taner yazmış­tır. "Made in USA" Yazar, belli bir vakaya dayanan, alışılmış hikaye tekniğini sürdürmüştür. Gerek kurgu gerek humor'u ön plana alması bakımından, Refik Halit ge­leneğine bağlı olduğu söylenebilir. (Nitekim, Tuş hikayesi, Refik Halit'in Sa­rı Bal adlı hikayesinden esinlenmiş görünmektedir). Mahalle kadınlarını ele aldığı hikayelerde Hüseyin Rahmi havası sezilmektedir. (bk.. İki Komşu). Yal­nız birkaç hikayede (Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında "Çalışkur") yeni biçimler denemiştir. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
  • Solculuk suçlamasıyla 12 yıl hapiste yatan bir yazarın, (Kemal Tahir) köyü anlatan kitap­larında, devamlı samanlık çiftleşme olaylarından çok başka sorunlara ağırlık ver­mesi gerekirdi. (Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman)
  • Fuzuli, sözcüklerin istifi, birbirleriyle olan anlam ve ses ilişkileri konusunda ger­çekten eşsizdir. Kurduğu dizelerde, çoğu zaman tek bir sözcüğü dahi değiştirme olanağı yoktur. (Divan Şiirinde Üç Büyükler 1- Fuzuli)

Yorum Yaz