Cengiz Dağcı kimdir? Cengiz Dağcı kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Kırım-Tatar Roman Yazarı Cengiz Dağcı hayatı araştırılıyor. Peki Cengiz Dağcı kimdir? Cengiz Dağcı aslen nerelidir? Cengiz Dağcı ne zaman, nerede doğdu? Cengiz Dağcı hayatta mı? İşte Cengiz Dağcı hayatı... Cengiz Dağcı yaşıyor mu? Cengiz Dağcı ne zaman, nerede öldü?

Kırım-Tatar Roman Yazarı Cengiz Dağcı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cengiz Dağcı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cengiz Dağcı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cengiz Dağcı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 9 Mart 1919

Doğum Yeri: Gurzuf, Yalta, Kırım

Ölüm Tarihi: 22 Eylül 2011

Ölüm Yeri: Soutfields, Londra, İngiltere

Cengiz Dağcı kimdir?

9 Mart 1919 tarihinde Kırım'ın Yalta şehrinin Gurzuf köyünde doğar. Çocukluğu kıtlık, yoksulluk, Rus emperyalizminin zulmü ve büyük baskılar altında geçer. İlkokulu köyünde, ortaokulu Akmescit'te bitirir. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken İkinci Dünya Savaşı çıkar. 1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düşer. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığınır. 1946'da Londra'ya yerleşir. İngiltere'deki hayatı da hiç kolay olmaz; bir taraftan yazarken en vasıfsız ve ağır işlerde çalışmak zorunda kalır.

"Türkçe bana anamın konuştuğu dil" diyerek yazı dili olarak Türkçeyi kabul eder. Türkiye Türkçesindeki ilk kitabı 1956 yılında Varlık Yayınları tarafından yayınlanan Korkunç Yıllar'dır. Yaşar Nabi ile mektuplaşarak tanışan Dağcı, eserlerini de posta yolu ile gönderir. Soğuk savaş şartlarının siyasi etkilerinin hissedilmesi, Sovyetler Birliği'nin sol entelijansiya ile kurduğu ilişkiler ve fikir hayatımızdaki çatlamalar yazarı yalnızlaştırmak üzereyken, Ötüken Yayınevi ile tanışır. Ötüken Yayınevi vasıtasıyla yirmiden fazla kitabı Türk okuyucusuyla buluşturur.

Dağcı Türk edebiyatının büyük yazarları arasındadır. Romanlarında Kırım Türklerinin yaşadığı acıları hüzünlü ama berrak bir üslupla aksettirir. Kitapları yıllarca elden ele dolaşır. Kırımla olan ilgisini hiçbir zaman koparmaz ve Kırım Türklerinin vatanlarına dönüşlerini anlatmayı ihmal etmez. Hatıralarında "Ben yalnızca Kırım'ın yazarı değilim ama Kırım'ın faciasını bütün gerçeği ve içtenliğiyle yalnız ben yazabilirdim" der. Hayatının son yıllarında içerisinde bulunduğu muhitteki karakterleri ele alan hikayeler de yazar.

En büyük destekçisi savaş sırasında Polonya'da tanıştığı ve 1998 yılında kaybettiği kıymetli eşi Regina Hanım olur. Aralarında Yazarlar Birliği'nin ve İlesam'ın yılın yazarı, Türk Ocakları'nın üstün hizmet ödülü de olmak üzere sayısız ödül alır. En son 21.03.2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü tarafından düzenlenen "Türk Dünyasında Zirve Şahsiyetler: Cengiz Dağcı" sempozyumuyla yazarlık macerası ele alındı.

Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011 Perşembe günü saat 12.30 sularında Sauthfields'teki evinde vefat etti. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun girişimleri ile Türkiye'den katılan kalabalık bir topluluk tarafından, 2 Ekim 2011 Pazar günü 69 yıldır görmediği Yalta'ya bağlı Kızıltaş köyünde toprağa verildi. Yazar böylece ebedi uykusunu doğduğu topraklarda uyumak imkânına kavuştu.

Cengiz Dağcı Kitapları - Eserleri

  • Onlar da İnsandı
  • Korkunç Yıllar
  • Yurdunu Kaybeden Adam
  • O Topraklar Bizimdi
  • Badem Dalına Asılı Bebekler
  • Dönüş
  • Ölüm ve Korku Günleri
  • Genç Temuçin
  • Regina
  • Üşüyen Sokak
  • İhtiyar Savaşçı
  • Yoldaşlar
  • Anneme Mektuplar
  • Benim Gibi Biri
  • Biz Beraber Geçtik Bu Yolu
  • Rüyalarda: Ana ve Küçük Alimcan
  • Yansılar 2
  • Bay Markus Burtonun Köpeği
  • Yansılar 1
  • Ben ve İçimdeki Ben
  • Yansılar 3
  • Hatıralarda Cengiz Dağcı
  • Yansılar 4
  • Oy Markus Oy
  • Bay John Marple'in Son Yolculuğu
  • Haluk'un Defterinden ve Londra Mektupları

Cengiz Dağcı Alıntıları - Sözleri

  • Teyze, ben Ramila’yı tanımadan önce de; gördüğüm, düşündüğüm, yaşamış olduğum her şey Ramila’yla ilgiliydi sanırım. (Biz Beraber Geçtik Bu Yolu)
  • 'Hoştu akşamlar; akşamlarda insanları kendine çeken, dertleri, yorgunlukları, kasvetleri unutturan bir kuvvet, tatlı bir boşluk vardı; akşamlar gecenin gözleri gibiydi; her yeri görüyor, her yere uzanıyor, her yere dalıyorlardı.' (Onlar da İnsandı)
  • Gidip ırmağın kıyısındaki taşa oturdum, cebimden üzerinde şiirlerim yazılı iki tabaka kağıdı çıkarıp iki kayık yaptım. (Anneme Mektuplar)
  • -Ama siz ağacı budamıyorsunuz, Selim! Topraktan çıkarıyorsunuz, kökünden kesiyorsunuz. Sen bunu görmüyor anlamıyor musun? Binlerce yıllardan beri bu Toprak da büyümüş, bu toprağa kök salmış ağacı topraktan çıkarıyor, kesiyor, paramparça ediyorsunuz! (O Topraklar Bizimdi)
  • Ramila… Biz beraber geçtik bu yolu. Yolun ucunda kurduğumuz sığınağımızın içerisinde biz beraber bekleyeceğiz sonu. (Biz Beraber Geçtik Bu Yolu)
  • Gözlerinden belliydi, büyük bir kalbi vardı onun. (O Topraklar Bizimdi)
  • Tanrım! Benim halkım nerelerde bırakmadı evlatlarını! .... Yel eskende sallanır ağaç dalları Bizim için haram oldu Kırım yolları (Hatıralarda Cengiz Dağcı)
  • Ben, benden başka bir ben daha taşıyorum kendi içimde. (Yansılar 2)
  • Yurt dediğin en derin aşklardan güçlü... (Regina)
  • Her kazancın bir zararı vardır. (Onlar da İnsandı)
  • Tanrı gelir insana yardıma daima. (Onlar da İnsandı)
  • Hayatta sığınacak tek yerim varsa o da "Hâtıralardır" (VE) (Yurdunu Kaybeden Adam)
  • “Hayatta sığınacak tek yerim varsa o da hatıralardır.” (Yurdunu Kaybeden Adam)
  • Elli yıldır gönlümü sevindiren, yüreğimi acıtan; bazı gecelerde, elimde kalem, masamın başında otururken beni ağlatan Kırım. Bir yara oldu Kırım benim için. Durmadan kanayan bir yara oldu. (Hatıralarda Cengiz Dağcı)
  • Nereye gitse hayat ona sırtını çeviriyordu. Nereye gitse hayat onun için anlamsızlaşıyordu. (O Topraklar Bizimdi)
  • Ölüyü tentenin altına yatırmış, sırtına temiz giysiler giydirmiş; saçlarını da bir güzel taramışlar. Oysa kendileri canlıyken renksiz, pis, âdeta ölü bir hayat yaşadıklarından haberleri yok. (Üşüyen Sokak)
  • Tanrım! N'olursun, dünyaya çocuk vermek isteyen ana babayı sen kendi mihrabının önüne çağır; hayatın ne olduğunu onlara anlat. Herşeyden önce onlara hayatın ne olduğunu duyur, Tanrım! (Ölüm ve Korku Günleri)
  • Ok yayda iken tehlikelidir, Kargun! Oksuz yayla nitersin? Hiç. (Genç Temuçin)
  • ... ölüyorduk en mutlu ölümlerle. (Anneme Mektuplar)
  • Bugünü nasılsa atlatırım. Ama yarın… (Üşüyen Sokak)