Cemal Kafadar kimdir? Cemal Kafadar kitapları ve sözleri
Akademisyen, Eğitmen,yazar Cemal Kafadar hayatı araştırılıyor. Peki Cemal Kafadar kimdir? Cemal Kafadar aslen nerelidir? Cemal Kafadar ne zaman, nerede doğdu? Cemal Kafadar hayatta mı? İşte Cemal Kafadar hayatı...
Akademisyen, Eğitmen,yazar Cemal Kafadar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cemal Kafadar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cemal Kafadar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cemal Kafadar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1954
Doğum Yeri: İstanbul
Cemal Kafadar kimdir?
1954 yılında dünyaya gelen Cemal Kafadar, Robert Kolej mezunudur. Doktorasını ise McGill Üniversitesi'nde almıştır. Prof. Kafadar Ortadoğu ve Güneydoğu Avrupa'nın erken modern dönemdeki sosyal ve kültürel tarihiyle ilgilenmektedir. Arşiv araştırmaları ve popüler kültür üzerine dersler vermektedir. Son yayınları arasında "Osmanlılar ve Avrupa 1400-1600" ve Osmanlı Devleti'nin ortaya çıkışına dair bir eseri bulunmaktadır. (Burada İki Cihan Âresinde adlı eseri kastedilmektedir.)
Cemal Kafadar Kitapları - Eserleri
- Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
- Kendine Ait Bir Roma
- İki Cihan Aresinde
Cemal Kafadar Alıntıları - Sözleri
- “Nedir bu dünyanın hali? Nedir bu insanların çekişi?” Sorularının peşinden gitmek isterseniz tarihle ilgilenmeğe başlamışsınız demektir. Burada maksat, çekilmiş çileleri, yaşanmış zulümleri tekrar tekrar terennüm etmek değil. İnsanların hayata nasıl anlam ve zevk, derinlik ve eğlence kattıklarını, kendilerine özerk yaşama ve ifade alanlarını açtıklarını, üreticiliklerini ve yaratıcılıklarını sergilediklerini, hınzırlıklarını ve hergeleliklerini anlamak da bu işin parçası, hatta -Cioran’ın affına sığınarak- benim tercihimdir, ama tosladıkları ve ördükleri duvarları, çektikleri ve çektirdikleri kahırları unutmadan. (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Arap coğrafyacı el-Ömeri Anadolu'nun batı sınırlarındaki beylikleri tasvir ederken, Osmanlıları Bizans İmparatorluğu ile sürekli savaş halinde ve sıklıkla da etkili olan taraf olarak diğerlerinden ayırır . İbni Batuta 1330'larda bölgedeki emirlikleri dolaştığında , Orhan' ı "Türkmen emirlerinin toprak, ordu ve zenginlik açısından en üstünü " olarak tarif etmiştir . (İki Cihan Aresinde)
- Aşiret , Osman'ın liderliği altında kazandığı askeri başarılarının ve görünür siyasi iddialarının düzeyinde esaslı bir sıçrama kaydetmiştir ; dolayısıyla nihayetinde devlete adını veren, atalarından birinin değil Osman'ın adı olmuştur. (İki Cihan Aresinde)
- Tarih yok olanla değil bir zamanlar var olanla ilgilidir. (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Kanuni Sultan Süleyman Habsburglarla bir barış anlaşması akdettiğinde ve bu anlaşmaya sadık kalmak istediğinde , Mihaloğlu' na Habsburg topraklarına akınlar yapmaktan kaçınması emredildi. Bu emrin Mihaloğlu için ifade ettiği anlam, sık sık İstanbul'un bu kısmındaki meyhanelere gitmesine sebep olan şarap düşkünlüğü yüzünden Galatalı Cafer olarak bilinen bir kadı ve şair Nihali nükteli bir benzetmeye sıkıştırmıştır : " Mihaloğlı'na uçda sancak virüp uç işletme diyü yasak itmek, bana Galata ' yı [Galata kadılığı ] virüp şarab içme dimeğe benzer." (İki Cihan Aresinde)
- "... bir biçim arayan karmakarışık ilişkilerin örümcek ağları." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Ekme bağ bağlanırsın, Ekme Ekin eğlenirsin, Çek deveyi güt koyunu, Bir gün olur beğlenirsin. (İki Cihan Aresinde)
- Tarih cilveli, hürriyet efsunkâr, zulüm kurnazdır. (Kendine Ait Bir Roma)
- İkinci dünya savaşının ardından Britanya Romalılığı ABD’ye devretti. Bilge Grek rolünü üstlendi. (Kendine Ait Bir Roma)
- İnsan kendi kimliğini tarihten ari bir biçimde tasarlayacak ve yayacak bir konumda bulunmadığı sürece kendine ait bir Roma yoktur. (Kendine Ait Bir Roma)
- ...eğer Orta Çağ Anadolusunun sınırlarını ve olasılıkla tüm sınırları karakterize eden bir şey varsa o da devingenilik ve akışkanlıktı . Osmanlı başarısı, bir yandan bu devingenliği kendi istikrar arayışının , merkezileştirici vizyonlarına uydurmak üzere biçimlendirir ve ehlileştirirken öte yandan kendi amaçlarına uygun şekilde kullanmalarından kaynaklanıyordu . (İki Cihan Aresinde)
- "İnsan kalbi" der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Neşri , Ertuğrul 'un ölümünden sonra bazı kişilerin Osman'ın diğerlerinin de Dündar'ın yeni bey olmasını istediğini nakleder fakat bu hikaye bilinen daha erken kroniklerin tamamında yoktur. Osman'ın arkasında güçlü bir desteğin olduğunu fark eden amca, rekabetten vazgeçmiş ve yeğeninin beyliğini kabul etmiştir. Bu uzlaşmanın yüzeysel olduğu anlaşılmaktadır , çünkü sonraki bir bölümde Bilecik'in ( Hristiyan) tekfurunun tepeden bakan tavırlarına canı sıkılan Osman'ın onu yakalamak istediği , fakat Dündar ' ın zaten yeteri kadar düşmana sahip olduklarını ve daha fazlasını kaldıramayacaklarını ileri sürdüğünü okuruz. Neşri' nin yazdığına göre, Osman bu cevabı amcasının genç adamın siyasi çıkarını (hurucunu) zayıflatmak isteği olarak yorumlamıştır . Bu nedenle Osman amcasını bir okla vurarak öldürmüştür . (İki Cihan Aresinde)
- Kimlik her zaman politik bir kaynak olagelmiştir. (Kendine Ait Bir Roma)
- Karesi Beyliği'nin, ödül vaat eden akın bölgesini temsil eden Trakya içlerine geçmek hakkında Osmanlılara bir şeyler öğretebilecek bilhassa başarısını ispatlamış ve namlı bir grup savaşçısı vardıı . Orhan Karasi hanedanını bertaraf edip topraklarını ilhak edince bu savaşçılar onun hizmetine geçtiler ve ilk olarak düşmanlarına karşı Türk savaşçılara ihtiyaç duyan Kantakuzenos'un davetinin mümkün kıldığı gazi etkinliğinin Çanakkale Boğazı ' nın karşı tarafına aktarılması konusunda değerli bir askeri liderlik sağladılar. (İki Cihan Aresinde)
- On sekizinci yüzyıl sonlarına doğru ise, "Anadolu" kelimesi daha geniş bir kullanım alanı kazandı; Suriye'nin kuzeyinden gelirken, insan artık ille de diyar-ı Rum'a değil, Anadolu'ya ayak basabiliyordu. (Kendine Ait Bir Roma)
- "İnsan kalbi, " der Tanpınar, "başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nisbetinde açıktır." (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti......... (Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken)
- Ne var ki zaruri sayılan ulus, din ya da devlet-merkezli kategorileri sorgulayarak tarih yazarken, başka şeylerin yanı sıra, "Rumî"lik anlayışında cisimleşen modernlik öncesi kimlik kavramsallaştırmalarının daha derinlikli bir arkeolojisinden yararlanabilir ve böylece ele aldığımız çoğul ortamlardaki "kendim/iz ve başkaları" kavrayışlarının serüvenini daha iyi anlayabiliriz. (Kendine Ait Bir Roma)
- Orhan Şaik Gökyay'ın ustalıklı çalışması sayesinde artık , başarısız olsa da Osmanlı tarihindeki belki de en önemli devrimci hareketin "kafir" lideri Şeyh Bedrettin'in Simavna kadısının değil , gazisinin oğlu olduğunu biliyoruz. Bu, Bedrettin'in babasının Hacı İlbeği 'nin yoldaşı olduğu hakkındaki tarihi bilgilerle son derecede uyumludur. Her halükarda, bir gazi ile o gazinin kalesini ele geçirdiği Bizans komutanının kızının oğlu olan Şeyh Bedrettin, Hrıstiyanların din değiştirmeye zorlanmasını ya da onlara şiddetli bir baskı uygulanmasını değil , diğer şeylerin yanı sıra farklı inançların ütopyacı bir sentezini savunmaktaydı... (İki Cihan Aresinde)