Cem Şancı kimdir? Cem Şancı kitapları ve sözleri
Türk Gazeteci, Yazar ve Senarist Cem Şancı hayatı araştırılıyor. Peki Cem Şancı kimdir? Cem Şancı aslen nerelidir? Cem Şancı ne zaman, nerede doğdu? Cem Şancı hayatta mı? İşte Cem Şancı hayatı...
Türk Gazeteci, Yazar ve Senarist Cem Şancı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cem Şancı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cem Şancı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cem Şancı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1974
Doğum Yeri: Türkiye İstanbul
Cem Şancı kimdir?
Cem Şancı (d.30 Ağustos 1974) Türk gazeteci, yazar, senarist.
Cem Şancı 1974 yılında, İstanbul'da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik lisans bölümünde üniversite eğitimi aldığı sırada, ilk romanını 19 yaşında bitirerek Altın Kitaplar Yayınevi'ne teslim etti. 1996 yılında yayınlanan bu ilk romanla güçlü bir okur kitlesi kazanan Cem Şancı'nın bugüne dek 14 romanı yayınlandı. Yazar için basında çıkan eleştiriler keskin dilinin, cesur, sarkastik, sorgulayıcı ve özgün üslubunun onun metinlerini sürekleyici kıldığı noktasında yoğunlaştı.
Aynı zamanda gazeteci olan yazar, LeveL ve Chip dergilerinde editör, haber müdürü, yazı işleri müdürü gibi görevler üstlendi. Televizyon programları hazırladı. Sinema ve televizyon için senaryolar kaleme aldı. Türkiye'nin vizyona giren ilk uzun metraj 3D sinema filmi Cehennem 'in senaryosunu yazdı.
Cem Şancı Kitapları - Eserleri
- Yalnızlık Doktorası
- Kızlar Aşık Olmaz
- İlk Öpücük
- Yandık! Kızlar Etrafta, Başımız Belada
- Doğa Üstü Sevgi Altı
- Ayastefanos Yalnızı
- Eyvah!
- Karakozak Operasyonu
- Bir Kadın Masal İster
- Centilmenler İçin Adım Adım Kötü Kızlarla Flört Rehberi
- Hayal Silgisi
- Aşkatür
- Kezbanizm
- Author - 12 Dilber
- Çocuğunuzu İnternet'ten Koruma Rehberi
Cem Şancı Alıntıları - Sözleri
- " İnsanlığın yok edemeyeceği tek mikrop bu sanırım. Şiddet ve savaş. Belki tüm dünyaya uzaydan kocaman hoparlörlerle Mozart dinletsek, insanları sakinleştirip şiddetin önüne geçebiliriz. "Evet," dedim. "Bu harika bir fikir. Gerçi ses uzayda ilerlemiyor. O yüzden hoparlörleri uzayın tam sınırına ama atmosferin içine yerleştirmemiz gerekecek. Uzayın sınırı da yanılmıyorsam yerde 100 kilometre yukarıya tekabül ediyor." "Fikrimi çalma," dedi gülümseyerek. "Senin fikrin, tüm dünyaya ses verecek bir tek kocaman hoparlör. Benimki daha alçak yörüngede, belli bölgelere ses verecek birçok hoparlör fikri. Mesela Yunanistan'la aramızda küçük bir ada veya jetlerin dalaşı yüzünden gerginlik mi çıktı. Hemen bu hoparlörlerden birini havalandıracaksın. İki ülkeden duyulabilecek şekilde Mozart çalacak. Yarım saate kalmaz herkes gevşer,rahatlar." Didem, "ya bu benim fikrimdi," diye çıkıştı. Ama gülüyorduk. (Ayastefanos Yalnızı)
- Bir toplumun fertleri birbiriyle yabancılaşır,selamı sabahı keser, komşusunun halini vaktini,derdini,tasasını umursamazsa o toplum çöker,yok olur. (Ayastefanos Yalnızı)
- Çocukluğundan itibaren "Çünkü aşk her şeyden önemlidir!" bilinçaltı mesajıyla büyük bir zihin manipülasyonuna maruz kalmış bir bireyin gerçek aşkın ona tehdit değil destek olması gerektiğini hissedebilmesi için yüksek bir bilinç düzeyine ulaşması gerekir. (Yalnızlık Doktorası)
- Avrupa, halkların insanca yaşayacağı değerlerin bütünüdür ve bu ortak değerler tüm düşmanlıkların, husumetlerin, kavgaların üzerindedir. Bugün, Türk ve Yunan toplumları arasındaki kronik gerginliğin üstesinden gelecek ve iki toplumun birbirini tanıyıp ortak değerlere sahip olduğunu anlamalarına yardımcı olacak çok önemli bir organizasyonun duyurusunu yapmaktan onur duyuyorum. Finansörlüğü Avrupa Birliği fonlarından karşılanan Bu proje kapsamında iki toplumun sanatçıları, aydınları,düşünürleri,insanları bir araya getirip ortak eserler verecek. Filmler çekilecek, kitaplar basılacak,besteler yazılacak,söyleşiler düzenlenecek,eğlenceler tertiplenecek,geziler,öğrenci ziyaretleri, fuarlar, konserler organize edilecek. İki toplum birbirini daha yakından tanıyacak; birlik ve komşuluk ruhunun anlamını keşfedecek. Umuyorum ki Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olduğunda, bu organizasyon sayesinde birbirlerini tanımış ve dost olmuş Türk ve Yunan öğrenciler, geleceğin yetişkin bireyleri olarak dostluklarını Avrupa sınırları içinde özgürce dolaşarak sürdürebilecekler ve Ege'nin sıcak atmosferindeki bu dostluklar bütün Avrupa'ya da örnek olacaktır. (Ayastefanos Yalnızı)
- "Boş vaktimde biraz sevap kazanayım,dedim. Malum,yaş ilerledi. Sevap biriktirmek lazım." (Ayastefanos Yalnızı)
- "Zaten o günleri bu günün değerleriyle yargılamak yalnış olacaktır," dedim. (Ayastefanos Yalnızı)
- Çünkü modern dünyada aşk artık prangamız, sevgilimiz ise gardiyanımızdır. (Yalnızlık Doktorası)
- "Türkiye'nin üyeliğinin ancak bugünkü çocukların yetişkin olduğunda gerçekleşeceğini mi ifade etmek istediniz?" (Ayastefanos Yalnızı)
- Yanlış insana aşık olduğunuzda itaat etmeyi öğrenirsiniz, yalnız insana aşık olduğunuzda ise özgürlüğü ve mutluluğu... (Yalnızlık Doktorası)
- Özlemek, çaresizliğin bir diğer formudur. Özlersin ama kavuşamazsın. Özlersin ama ulaşamazsın. Özlersin ama buluşamazsın. Aranızda yollar vardır, dağlar vardır; mesafeler uzun, şartlar imkânsızdır. En acı çaresizliklerden biridir özlem. (Yalnızlık Doktorası)
- Yanlış insana âşık olduğunuzda itaat etmeyi öğrenirsiniz, 'yalnız' insana âşık olduğunuzda ise özgürlüğü ve mutluluğu... (Yalnızlık Doktorası)
- "Tek tek şişeleri, torbaları toplayarak denizi temizlemek mümkün değil," dedim. Bütün Marmara'ya kocaman bir file batırmak lazım." (Ayastefanos Yalnızı)
- Yalnızlık bir mahrumiyet değil, lükstür. (Yalnızlık Doktorası)
- Herkesin eninde sonunda birgün ölümü düşündüğünü biliyordum. Oysa kimsenin o soğuk,sessiz,kimilerine ürkütücü, kimilerine hüzün verici, kimilerine uzak ve anlamsız gelen mezarlıklarda, o mermer taşların altında yatan insanların bir zamanlar kendileri gibi canlı,kanlı,gülen,konuşan, seven,üzülen insanlar olduklarını bilmek,hatırlamak,düşünmek istediklerini sanmıyordum. İnsanoğlu, bir gün kendisinin de o mezar taşlarından birinin altında yatmak zorunda kalacağı, belki de ani ölümüne hazır olmayan ailesinin ona mezar taşı yaptırmaya bile fırsat bulamayacağından aylarca,yıllarca,kim olduğu unutulmasın diye üzerine yığılmış toprağa iliştirilmiş küçük bir işaretin altında unutulup gidebileceğini aklına bile getirmiyordu. Aynı, sanki bir ölümsüzmüş gibi yaşamış ama bu gün mezarının nerede olduğunu bilmediğim babam gibi. Veya düne kadar ölüm hakkında konuşmanın, ölümü düşünmenin ölümü düşünmenin ölümü çağıracağına inanarak ölüm kavramını tartışmaktan, düşünmekten hep uzak durmuş ben gibi... (Ayastefanos Yalnızı)
- Ancak online oyun bağımlılığının en çok görüldügü Çin, Güney Kore ve başka uzak doğu ülkelerinde her yıl birkaç gencin bilgisayar başında aniden yığılıp kalması üzerine bu ülkelerin internet kafelerine, belirli saatlerde oyun oynama yasağı getirilmiştir. (Çocuğunuzu İnternet'ten Koruma Rehberi)
- "Evet. Tüm dünyada bu tekniğe inanan pek çok doktor var. Ve, şu ünlü iyi Mozart uyutur, sözünün doğru olduğunu da ispatladım. Doğru çalınan Mozart eserleri dinlettiğimiz hastalar sakinleşip, uyumaya başlıyorlar." (Ayastefanos Yalnızı)
- Bu durumda çağdaş eserlerin bazılarının da insanlar üzerinde delirtici,çıldırtıcı etkisi olduğunu söyleyebilirim. (Ayastefanos Yalnızı)
- Bedeni olsa da,nefes alsa da, cebine bir nüfus cüzdanı soksalar da ruhu,vicdanı,ailesi,geçmişi,sevgilisi, dostu, eğlencesi, hobileri olmayan birine insan denebilir miydi ? (Ayastefanos Yalnızı)
- Eğer öleceksem, yapmam gereken bazı hazırlıklar olduğunu fark etmiştim. (Ayastefanos Yalnızı)
- "Sevdiklerinin, ailenin yanında olmamasını, yalnız kalmayı, yalnız yaşamayı iyi bilirim.Bir süre sonra yalnızlığı sevmeye başlarsın. İnsanlar gözüne düşman gibi görünmeye başlar. İnsanlardan tiksinirsin,uzak durursun. Sonunda da yalnız ölürsün." (Ayastefanos Yalnızı)