Cavid Bey kimdir? Cavid Bey kitapları ve sözleri
Osmanlı Siyasetçisi Cavid Bey hayatı araştırılıyor. Peki Cavid Bey kimdir? Cavid Bey aslen nerelidir? Cavid Bey ne zaman, nerede doğdu? Cavid Bey hayatta mı? İşte Cavid Bey hayatı... Cavid Bey yaşıyor mu? Cavid Bey ne zaman, nerede öldü?
Tam / Gerçek Adı: Mehmed Cavid Bey
Doğum Tarihi: 1875
Doğum Yeri: Selanik, Yunanistan
Ölüm Tarihi: 26 Ağustos 1926
Ölüm Yeri: Ankara, Türkiye
Cavid Bey kimdir?
Mehmed Cavid Bey (Osmanlıca: محمد جاويد بك; d. 1875, Selanik - 26 Ağustos 1926, Ankara), İttihat ve Terakki liderlerinden, II. Meşrutiyet döneminde Maliye Nazırlığı yapmış Osmanlı siyasetçi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk liberal iktisatçılardan biri olan Mehmed Cavid Bey, Cumhuriyet döneminde Atatürk'e suikast girişiminin planlayıcısı olma suçlamasıyla karşılaştı ve idam edildi. Dil eleştirmeni ve çevirmen Şiar Yalçın’ın babasıdır.
Yaşamı
1875 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Babası, Selanikli bir tüccar olan Naim Bey, annesi Pakize Hanım’dır. Çiftin üç erkek çocuğunun en büyüğüdür (diğerleri Mustafa Şefkati, İsmail Kazım).
İstanbul’da Mülkiye’de eğitim gördü. Selanik’e döndükten sonra Jöntürk hareketine katıldı. Feyziye Mektepleri'nde müdürlük ve öğretmenlik yaptı. 1908-1911 yıllarında İstanbul'da liberal düşünceyi savunan ve on beş günde bir yayımlanan Ulûm- ı İktisâdiye ve İçtimâiye Mecmuası’nı Rıza Tevfik ve Ahmet Şuayip ile birlikte çıkardı.
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Çanakkale ve Selanik milletvekili olarak İstanbul’daki mecliste yer aldı; 31 Mart Vakasından sonra sadrazam Ahmet Tevfik Paşa tarafından maliye bakanlığı görevine getirildi. İttihat ve Terakki yönetimi sırasında çeşitli defalar bu göreve getirilip ayrıldı. Osmanlı maliyesini modernleştirdi. Kapütülasyonların kaldırılması için büyük mücadele verdi. Türk işadamı sınıfının doğması için uğraştı. İktisadi liberalizme inanmış olan Cavit Bey’in 1917 yılı bütçe konuşması ünlüdür:
“Biz millliyetperveriz. İstemeyiz ki memleketimizde yapılacak bütün teşebbüsler ecnebiler tarafından yapılsın ve misafir olalım. Hayır!...”
1917’de bir devlet bankası haline getirilmesi planlanan İtibar-ı Milli Bankası’nın (Crédit National Ottoman) kurucuları arasında yer aldı. Bu girişim, "iktisadi cihad" olarak tanımlanıyordu. Savaştan yenik çıkıldığı için bu proje gerçekleşmedi. Mondros Müterekesi’nin imzalanmasından sonra Ahmet İzzet Paşa kabinesi ile birlikte istifa etti. Daha sonra kurulan hükümetlerde yer almadı.
Savaştan sonra Cavit Bey, işgal devletleri tarafından kurulan Âliye Divan-ı Harb-i Örfi adlı mahkemede yargılandı. Gıyabında 15 yıl kürek cezasına mahkum edilince İsviçre’ye gitti Şubat 1921’de toplanan Londra Konferansı’nda Ankara’nın temsilcisi Bekir Sami Bey’e eşlik ettikten sonra temmuz 1922’de Türkiye’ye döndü.
Osmanlı Saltanatı’nın kaldırılmasından sonra sürgüne gönderilen Şehzade Burhaneddin’in eski eşi Aliye Nazlı Hanım ile 1921’de evlendi. Bu evlilikten oğlu Osman Şiar (Yalçın) dünyaya geldi (1924).
Lozan Barış Antlaşması'nı imzalayan Türkiye delegasyonunda üye olarak bulun bulunan Mehmet Cavid Bey, Cumhuriyet rejimi sırasında yönetime muhalif bir tutum takındı. İzmir Suikastı hadisesi sonrasında suikast girişiminin bir parçası olmakla suçlandı. Kendisini yargılayan İstiklâl Mahkemesi hakimleri savunmasını suçsuzluğunu ispatlayıcı nitelikte bulmadı ve 26 Ağustos 1926 günü Cebeci'deki Umumi Hapishane'de Doktor Nâzım Bey, Yenibahçeli Nail Bey ve Hilmi Bey ile birlikte idam edildi. Bu isimlerin cenazeleri hapishanenin avlusuna gömüldü.
Suikast girişimi nedeniyle tutuklu bulunduğu sırada eşine çıktıktan sonra okuması için yazdığı mektuplar “Zindandan Mektuplar” adıyla, iki yaşındaki oğlu için yazdıkları ise “Şiar’a Mektuplar” adıyla yayımlandı. Oğlu Osman Şiar’ı, arkadaşı Hüseyin Cahit Bey yetiştirdi. Mezarının yeri uzun süre gizli kaldı. Kayıp mezarı 1950'lerde, eşi Aliye Hanım ve dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın girişimleriyle bulunarak Cebeci Asri Mezarlığı'na nakledildi. Cavid Bey Sabetayist idi.
Hakkında Yazılanlar
- “Fırtınalı Günlerin Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey”, Nazmi Eroğlu, Bir Harf Yayınları, 2009
Cavid Bey Kitapları - Eserleri
- Zindandan Mektuplar
- İdam Mahkumunun Eşine Yazdığı Son Mektuplar
- İktisat İlmi
- Felaket Günleri
- Felaket Günleri
- Şiar'ın Defteri
Cavid Bey Alıntıları - Sözleri
- Cavit Bey, hukuk bakımından "gerçek bir kurban", fakat siyaset bakımından "hırsına yenilmiş adam" olarak tarihteki yerini alacaktır. (İdam Mahkumunun Eşine Yazdığı Son Mektuplar)
- İktisat ilminin birçok ilimle olduğu gibi ahlâk ilmi ile de münasebetinin olduğunu dile getirirken bu mülahazalarını bir Fransız yazarın şu sözleriyle tekâmül ettiriyor; "Ahlâk tekemmülat-ı maneviye, ilm-i İktisat ise tekemmülat-ı maddiye ilmidir." (Ahlâk maneviyatın olgunlaşmasını, İktisat ilmi ise maddiyatın olgunlaşmasını esas alan bir ilimdir) (İktisat İlmi)
- Tasarruf, bir milleti oluşturan fertlerin hem şahsi, hem ailevi ve hem de toplumsal vazifesidir. Bugün çalışıp kazanmaya gücü yetenler, yarın bu iktidarlarını koruyabileceklerine emin olmadıklarından, şim diki çalışmalarının temin ettiği neticelerin bir kısmını saklamaya mec burdurlar. Keza, hiç kimse hayatından emin olmadığından, her fert ve fat ettiğinden, ailesinin sıkıntı ve ıstırap içinde kalmaması için kazan cının bir kısmını tasarrufa mecburdur. Şahsi tasarruflar sayesinde bir milletin serveti artacağından ve her birimiz mensup olduğumuz mille tin birçok hizmetlerinden ve halka ait eserlerinden istifade ettiğimiz yönüyle bunların artış miktarına hizmet etmek de bize ait zimmetimiz olduğundan bu da tasarrufu, toplumsal bir vazife mertebesine yüksel tir. Önemli olan, hayırlı ve insanca muamelelerde bulunacak kimseler, kararlılık ve metanetle tasarruf ve iktisat edenlerdir. Bunun için insan, toplum içinde mensup olduğu tabaka ile uyumlu bir hayat geçirmeli, servetinin müsait olduğu harcama ve satın alımları yerine getirmelidir. Meşhur Franklin; "Fazla şeyi satın alan, sonra lüzumlusunu satmaya mecbur olur." demiştir. (İktisat İlmi)
- "Her müsrif, milletin düşmanı; her tasarruf sahibi şahıs ise devletin yardımcısı sayılmalıdır"
(İktisat İlmi) - Eğer İttihatçılar, 'Biz başlattık, biz yürüteceğiz' yanlışı yerine, 'biz başlattık ama: bizi, battığımız yerden çıkaran ile birlikte yürütelim' demek akıllılığını göstermiş olsalardı, belki çok daha yararlı sonuçlara varılabileceğini ummak, hayal olmayabilirdi. (İdam Mahkumunun Eşine Yazdığı Son Mektuplar)
- Cavit Bey, hukuk bakımından "gerçek bir kurban", fakat siyaset bakımından "hırsına yenilmiş adam" olarak tarihteki yerini alacaktır. (Zindandan Mektuplar)
- Eğer İttihatçılar, 'Biz başlattık, biz yürüteceğiz' yanlışı yerine, 'biz başlattık ama: bizi, battığımız yerden çıkaran ile birlikte yürütelim' demek akıllılığını göstermiş olsalardı, belki çok daha yararlı sonuçlara varılabileceğini ummak, hayal olmayabilirdi. (Zindandan Mektuplar)
- "Fazla şeyi satın alan, sonra lüzumlusunu satmaya mecbur olur." Franklin (İktisat İlmi)