Burak Eldem kimdir? Burak Eldem kitapları ve sözleri
Yazar Burak Eldem hayatı araştırılıyor. Peki Burak Eldem kimdir? Burak Eldem aslen nerelidir? Burak Eldem ne zaman, nerede doğdu? Burak Eldem hayatta mı? İşte Burak Eldem hayatı...
Doğum Tarihi:
Doğum Yeri:
Burak Eldem kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi Turizm Yöneticiliği ve ardından da Marmara Üniversitesi İşletme Fakütesi'ni bitirdi. Yine Marmara Üniversitesi BYYO'da başladığı Gazetecilik master programını yarım bıraktı. 1984 yılından bu yana gazetecilik ve yazarlık yapıyor. Stüdyo İmge ile başlayan dergicilik serüveni, Dönemli Yayıncılık'ta (Gergedan) ve Karacan Yayınları'nda (Playboy) sürdü. Aynı dönem içinde Milliyet Sanat, Gösteri, Sanat Olayı başta olmak üzere birçok dergide yazıları yayımlandı. Yardımcı editör olarak başladığı Playboy dergisinin Türkiye edisyonunda 1988-90 arası genel yayın yönetmenliği yaptı.
Gazeteciliği, 1987-95 yılları arasında çalıştığı ve "okul" olarak nitelediği Cumhuriyet'te öğrendi. Çok sayıda dergi ve gazeteye yazı yazdı, TRT televizyonuna ve özel radyolara program hazırladı, bir dönem müzik endüstrisinde de görev aldı ve A&M, Virgin ve Chrysalis gibi firmaların Türkiye temsilciliklerinde "label manager" görevini yürüttü.
Doksanların sonlarında "yeni medya"ya transfer oldu; ZDNet.com ve Ixir başta olmak üzere Internet sektöründe etkin görevler üstlendi. 2002'den itibaren hem basından hem de Internet'ten elini eteğini çekip, kendini tümüyle kitaplarına verdi.
2003 Temmuz'unda yayımlanan "'2012: Marduk'la Randevu" adlı kitabıyla "Saklı Tarih" adını verdiği üçlemenin ilk adımını attı. Dizinin ikinci kitabı "Fraternis: Kayıp Kitaplar, Gizli Kardeşlik" 2006, üçlemeyi tamamlayan "Kozmik Okyanus" da 2011 Nisan'ında yayımlandı. "Seni Tılsımlar Korur" (2004) ve "Günbatımı Fandango" (2007) adlı, birbirini tamamlayan ya da birbirine eklemlenen iki romanı bulunuyor.
Burak Eldem Kitapları - Eserleri
- 2012 Marduk'la Randevu
- Fraternis
- Seni Tılsımlar Korur
- Günbatımı
- Tavuskuşu Güncesi
- Kozmik Okyanus
- Dire Straits
- Diren Aklım / Başlangıç!
- Bob Marley - Reggae
Burak Eldem Alıntıları - Sözleri
- Yalnızca yakınmayı, söylenmeyi, birbirimizle konuşurken hoşnutsuzluğumuzu dile getirmeyi biliyoruz. Harekete geçmek ve bir şeyler yapmak gerektiğinde, birçoğumuzda tık yok. (Diren Aklım / Başlangıç!)
- "Yine geciktin Yakup'un oğlu," diyor, sarılma faslı bitince. "Hâlâ ipiyle kuyuya inilmeyecek bir adam olmakta ısrar ediyorsun, hale bak, saat kaç olmuş!" (Seni Tılsımlar Korur)
- Zorunlulukları ve yükümlülükleri hiç sevmiyorum, hele cumartesi günlerine ambargo koyanlarını. (Diren Aklım / Başlangıç!)
- Kapı açık duruyordu Masumiyet uzanmış yatıyordu kaygısız Sadece benim kalbimdi kırılan Mumdan yapılmış bir anahtar edinmeliydim kendime Hırsızcılık oynamaya kalktım küstahça Aşıklar caddesi boyunca oniki bar blues çaldım Hiçbir zaman kullanacak kadar akıllı olamadım Zincirime asılı oniki anahtarı (Dire Straits)
- Düşünce coğrafyam şu sıralar fena işgal altında. (Tavuskuşu Güncesi)
- Kişiliğim, hayatım hakkında konuşabilirsiniz ,fikir yürütebilirsiniz beni öyle böyle sanabilirsiniz ama emin olamazsınız "Sizin hakkımdaki yorumlarınız, sanmalarınız benim gerçekte ne olduğumu değiştirmez" Baktığım yeri söyleyebilirsiniz ama ne gördüğümü ASLA! (Bob Marley - Reggae)
- Beğenmediğimiz, işimize gelmeyen her şeyi, içinde yaşadığımız toplumun ve ona ev sahipliği yapan toprakların üzerindeki bir tür lanetin sonucuymuş gibi görmek, bir parça rahatlatıyor galiba bizi. Suçu ve sorumluluğu asla değiştiremeyeceğimize inandığımız bir kültürel yapının üzerine atarak, kendi edilginliğimize kabul edilebilir bir mazeret bulduğumuza inanıyoruz. (Diren Aklım / Başlangıç!)
- Gücü elinde tutanların yaptığı tüm zorbalıkları sessizce onaylarken, direnmeye ve karşı çıkmaya çalışan kesimin başına gelenleri de adeta, "Oh olsun!" diyerek izleyen o amansız çoğunluğun üzerimizde yarattığı yılgınlık etkisi, çok daha güçlü ve can acıtıcı. (Diren Aklım / Başlangıç!)
- Hafiften kafayı sıyırmıştim da burada terapistimin yardımıyla toparlanmaya çalışıyorum, diyemem tabi kıza. (Tavuskuşu Güncesi)
- .....Hayatta hiç bir şey için acelesi yokmuş gibi yaşayan ama her şey için acele eden insanların doldurduğu otomobillerin arasında, trafik köprüye doğru akarken, Reşat Hoca'yı düşünüyorum sıkıntıyla. Istanbul'un her nasılsa ayakta kalmış, son soylu delisini. (Seni Tılsımlar Korur)
- "Bana kalsa seni hiç okula yollamazdım Yakup'un oğlu," derdi bana Reşat Hoca, "Okul, küçücükken ilk zehri aldığın yerdir, bir daha da iflah olmazsın." (Seni Tılsımlar Korur)
- Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme… (Bob Marley - Reggae)
- "Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzme. Unutma, sen kaldırabiliyorsan, onlar da kaldırabilir." (Bob Marley - Reggae)
- "Kendimi bildim bileli hep aynı mücadele," diye yakındı, son bir sigara içmek üzere yanıma, balkona geldiğinde "İki yakayı bir araya getirme derdindeyiz hep. Hayat biraz daha kolaylaştırabilmek, keyif aldığımız anların sayısını artırabilmek, kendimiz için de bir şeyler yapabilmek için didinip duruyoruz ama yapabildiğimiz yalnızca kirayı, faturaları ve kredi kartı ekstrelerini ödeyebilmek. Bunu sağlayıp arkamıza yaslandığımızda o an için rahatlayıp kendimizi iyi hissediyoruz ama kafamızın arka taraflannda bir yerlerde soru işaretleri kıpırdanıp duruyor: Bu ayı atlattık, bakalım gelecek ay ne olacak, yazın bir fırsatını bulup tatile çıkabilecek miyiz. Bunca çalışmanın sonunda kendimize istediğimiz gibi bir ev alabilecek miyiz?" (Diren Aklım / Başlangıç!)
- Sabahları hevesle uyandığım, akşamları başımı keyifli bir yorgunlukla yastığa bıraktığım bir dünya istiyorum. (Diren Aklım / Başlangıç!)
- ......Hemen çantasından kitapları çıkarıp yerine yerleştiriyor ve bir çırpıda raflardan birkaç tanesini daha indirip keyifle cam kenarındaki koltuğuna kuruluveriyor. Bu yaşında hâlâ bu denli okuma meraklısı olan adama zor rastlanır; kitaplarından, belgelerinden ve resimlerinden iki günden fazla ayrı kalamıyor. (Seni Tılsımlar Korur)
- Sürgündeki İbranilerin Babil kozmogonisinden esinlenerek kendi etnik ve dini kimliklerine bir evrensel başlangıç ekleme çabaları olarak niteleyebileceğimiz Genesis, yalnızca dünyanın ve insanın yaratılışını anlatmakla yetinmez; Yahudiler için "ilk başlangıca" dayanan bir soyağacı çıkarma ihtiyacıyla, Exodus'a dek dayanacak bir "resmi ve dini tarih" biçimlendirme uğraşını da içerir. Sürgündekilerin Babil'de karşılaştıkları tek etkileyici mit Enuma Eliş değildir; Babil kültürel birikimi, yüzlerce "mit" ve tarihsel doküman da içermektedir. Yaratılışın Yedi Tableti'nden yola çıkarak, evrenin ve insanın yaratıldığı altı gün ve onu izleyen "dinlenme" günüyle süreci yediye tamamlayan Genesis yazarları, ilk insan prototiplerinin oluşturulmasından söz eden Sümer kökenli mitlerden esinlenerek, Adem, Havva ve "Cennetten kovulma" temalarını da biçimlendirirler. (2012 Marduk'la Randevu)
- “Tanrı, Mısır’ın başına dehşet verici felaketler getirir: Nehirler kıpkırmızı kana dönüşür; Mısır’da üç gün güneş görünmez ve ülke karanlıklara gömülür; kentleri ve kırsal alanları çekirgeler basar; gökyüzünden ilkin kurbağalar, ardından da korkunç bir dolu yağar; hayvanların ve ekinlerin hepsi ölür, sular zehirlenir, ateş ve kükürt yağmuru yaşanır. Bütün bunlar, Mısır firavununa gücünü gösteren İbranilerin Tanrı’sınca yaratılmış “mucize”lerdir. (2012 Marduk'la Randevu)
- Bölgedeki hükümranlığına isyan eden Yahuda krallığını cezalandırmak için, Babil Kralı II. Nabukadnezar MÖ altıncı yüzyılda ülkeyi işgal eder. Yahuda'nın başına "kukla" bir hükümdar oturtan II. Nabukadnezar'ın tutsaklarıysa, yaklaşık 47 yıl Mezopotamya'da sürgün yaşamına katlanmak durumunda kalacaklardır. Bu dönemin, İbrani tarihindeki en önemli evrelerden biri olduğu kesindir; hatta Mısır'dan çıkış kadar önemli bir serüvendir Babil'de yaşanan tutsaklık. Mezopotamya kültürünü ilk kez tam içinden görme olanağı bulan din adamları, bilgeler ve İbrani düşünürleri, şaşırtıcı derinlikteki, son derece köklü Babil mitolojisinden; renkli ve çarpıcı efsanelerden; en çok da yüzlerce yıl öncesine, eski Sümer'e dayanan muazzam kozmoloji ve yaratılış felsefesinden yoğun biçimde etkileneceklerdir. Eski Ahit'in birçok bölümü, zaten doğal olarak bu dönemde yaşananları ve olanlara ilişkin peygamberlerin yorumlarını anlatır; dolayısıyla Babil Sürgünü sırasında yazıldıkları açıktır. En önemli sonuç, sıralamada Musa'nın beş kitabı arasında ilki olarak sunulan Genesis'in (Tekvin), sürgün yıllarında Babil kozmogonisiyle tanışmanın etkisiyle ve ünlü yaratılış destanı "Enuma Eliş"in verdiği esinle kaleme alınıp kitabın başına eklenmesidir. "Yazılması en çok zaman alan kitap" diyebileceğimiz Eski Ahit, en yoğun biçimlenme sürecini, böylece Babil'de, zengin Mezopotamya kültürünün etkisiyle yaşar. En önemlisi, artık İbrani tarihini anlatan bir "kavim kitabı" olmaktan uzaklaşma yolunda çok önemli bir adım atmış ve Yaratılış'ı da içeren, bütünlüklü bir "evrensel düşünce sistemi" olma yoluna girmiştir. Babil'deki kültürler buluşması ve dönüşüm o denli kritik bir noktadır ki, burada oluşturulup yoğrulan felsefe, Yahve dininin içinden 500 yıl sonra Hıristiyanlığın doğmasına ve eski dünyanın çok büyük bir bölümüne egemen olmasına yol açacaktır... (2012 Marduk'la Randevu)
- Fethedilen bölgelerdeki yeni tarım alanları, "iaşe" sorununu çözer gibi göründükçe, bir başka "yan etki" de ister istemez belirleyici olmaya başlıyordu Roma ekonomisinde: Köleler. (Fraternis)