dedas
diorex

Bryan Magee kimdir? Bryan Magee kitapları ve sözleri

İngiliz Felsefe Profesörü, Siyasetçi, Şair, Yazar Bryan Magee hayatı araştırılıyor. Peki Bryan Magee kimdir? Bryan Magee aslen nerelidir? Bryan Magee ne zaman, nerede doğdu? Bryan Magee hayatta mı? İşte Bryan Magee hayatı...

  • 23.05.2022 10:00
Bryan Magee kimdir? Bryan Magee kitapları ve sözleri
İngiliz Felsefe Profesörü, Siyasetçi, Şair, Yazar Bryan Magee edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Bryan Magee hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Bryan Magee hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Bryan Magee hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 12 Nisan 1930

Doğum Yeri: Hoxton , Londra , İngiltere

Bryan Magee kimdir?

Profesör Bryan Magee Oxford University'de Tarih, Felsefe, Politika ve Ekonomi dalında eğitim görmüş ve Oxford Union'ın başkanı olmuştur. 1956'da Yale'de felsefe dalındaki öğretim görevini bağımsız bir yazar ve eleştirmen olarak çalışmak üzere bırakmıştır. 1984'ten 1994'e kadar Onursal Yardımcı Araştırmacı olduğu London University, King's College, History of Ideas'da halen Danışman profesör olarak çalışmaktadır. Büyük filozoflar ve Felsefenin Öyküsü Türkçeye çevrilmiştir.

Bryan Magee Kitapları - Eserleri

  • Felsefenin Öyküsü
  • Büyük Filozoflar
  • Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı
  • Yeni Düşün Adamları
  • Bir Filozofun İtirafları

Bryan Magee Alıntıları - Sözleri

  • iyi yöneticilerimiz olsun isteriz; ama tarihsel tecrübeler bu arzumuzun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını gösteriyor. Kötü yöneticilerin bile fazla zarar vermelerine olanak tanımayan kurumlar geliştirilmesinin önemi de işte buradadır. (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)
  • Her şeyden önce, der Aristoteles, karşıtınızın size bir şey, şöyle ya da böyle belirli bir şey söylemeye hazırlanıp hazırlanmadığına bakın. O, hiçbir şey söylemiyorsa eğer, Aristoteles'e göre, o kişiyi unutup, bir kenara atabilirsiniz; çünkü, "hiçbir şey söylemeyen bir kimsenin, bir şey söylemediği sürece, bitkiden hiçbir farkı yoktur." (Büyük Filozoflar)
  • Adalet nedir?" sorusuyla başlar. Bu soru. "Adalet, adil olan insana yarar sağlar mı? adil olmayan insanın tüm yaratıkların en mutsuzu olduğu yerde, adalet, mutlu olmak durumundaysanız eğer, en fazla ihtiyaç duy­ duğunuz şeydir. (Büyük Filozoflar)
  • Hepimiz, tartışmanın hakikate ulaşacağı kabulünde bulunma eğilimi sergileriz, ama ne yazık ki, tartışmanın bunu yapabilecek veya temin edecek bir gücü yoktur. Tartışma, bize en fazla sonuçlarımızın öncüllerimizle uyumlu olup olmadığını gösterebilir. Fakat uyumlu olsalar bile, buradan onların doğru olduğu sonucu çıkmaz. (Büyük Filozoflar)
  • "Zordur tutkularla savaşmak, ruhla ödenir." (Felsefenin Öyküsü)
  • İnsanoğlu kusurlu bir yaratıktır, o nedenle kusursuz bir toplum olabileceği düşüncesi hoş bir düştür. (Felsefenin Öyküsü)
  • "Popper, bilgisizliğimizin bilgimizle birlikte büyüdüğünü ve dolayısıyla, her zaman yanıtlarımızdan çok, sorularımız olacağını bilmektedir." (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)
  • Bir insan öldüğünde, okyanusa düşen bir yağmur damlası gibidir; kısa süren bireysel varlığı sona ermiştir ama yeniden varlığın büyük okyanusuyla bir olur. (Felsefenin Öyküsü)
  • Magee. Demek ki, bu dünya da başınıza gelen talihsizlikler, ruhunuzun hiç zarar görmemiş olması koşuluyla, size gerçekten, derin ve önemli bir zarar vermez. (Büyük Filozoflar)
  • Troya Savaşı olaylarının Homeros’un tanrılarının hazırladığı komplolar uyarınca geliştiğine artık inanılmıyor. Ama Homeros’un Olimpos dağında oturan tanrılarının yerini şimdi Zion*’un bilge yaşlıları ya da kapitalistler, tekelci kapitalistler veya emperyalistler almış bulunuyor (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)
  • O da sokrates gibi adaletsizliğin hak­sızlık yapana zarar verdiği, adaletin ise, adil olan insana yarar sağladığı önermesinin doğruluğunden emindir. (Büyük Filozoflar)
  • En sık kullandığı sözcüklerden biri "cüret", ilk emri "neyse o olma cesaretini göster" dir. (Felsefenin Öyküsü)
  • Bir şeyi yapmanın yolu yöntemi yoksa,yapabildiğini yapıyor insan,merak edip duruyor.”Her şeyin bir amacı var mıdır?” diye sorduğumuzda ne tür bir soru sormuş oluyoruz? “Ne tür bir cevap arıyorum?” “Ne tür bir kanıt beni verilen yanıtın doğru veya yanlış,hatta dikkate değer olduğuna inandırabilir?” İşte felsefe bütün bu sorularla ilgili.Sanırım E. M. Forster bir kez “Her şey başka bir şeye benziyor:bu neye benziyor?” diye sormuştur.Felsefi sorular söz konusu olduğunda insan böyle bir soruyla işe başlıyor. (Yeni Düşün Adamları)
  • felsefe yapmanın ölüm için hazırlık yapmak olduğunu söylediği bir pasaj vardır. O, gerçekte insanın kendisini ölüme alıştırmasıdır. Niçin? Çünkü, ölmek kişinin bedenden ayrı bir ruha sahip olmasıdır ve, felsefe yaparken, siz, tam tamına bedenin bulunduğu yer ve zamanı, şimdi ve burada olanı düşünmediğiniz için, ruhu, elinizden gel­ diği ölçüde, bedenden ayırmaktasınız. (Büyük Filozoflar)
  • Sartre bilincin "özgürlüğün ötesinde" olduğunu ve insanın varlığının hayatta istikrarlı bir anlam bulma saçma ve nafile teşebbüsü ya da çabası olduğunu savunur. (Büyük Filozoflar)
  • Felsefi soruların en belirgin niteliği şu: Yanıtı nerede, nasıl bulacağınızı bilmiyorsunuz. (Yeni Düşün Adamları)
  • Güneş ve ay tutulmaları üzerine öndeyide bulunabilmemiz, bu nedenlerle, devrimler üzerine de öndeyide bulunabileceğimizin geçerli bir kanıtı olamaz. (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)
  • Güneş tutulmaları konusunda yüksek bir kesinlik derecesi taşıyan ve önümüzdeki çok uzun bir dönem için geçerli olan öndeyilerde bulunmak mümkündür. O halde devrimler hakkında öndeyide bulunmak neden mümkün olmasın? Toplumbilimciler 1780'de toplum hakkında Babilli astrologların astronomi hakkında bildiklerinin yarısı kadar bilgi sahibi olsaydılar, Fransız Devrimi'nin olabileceğini önceden kestireblirdi. (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)
  • Çelişkiyi kaldırırsanız gerçekliği de yok edersiniz. (Felsefenin Öyküsü)
  • Toplum hiçbir zaman yetkin olmayacağı için, Toplumun ideal biçimi nedir?gibi sorular sormak akademik kalır. Kaldı ki, Popper nedirli soruları genellikle uygunsuz bulmaktadır: Çekim nedir? ve Yaşam nedir?soruları bilimde ilerlemeyle ne denli ilgisizlerse, Özgürlük nedir? ve Adalet nedir? soruları siyasette ilerlemeyle o denli ilgisizdirler. Bir adım ötede saklı nedir? soruları da, bunlar kadar uygunsuz sayılmak gerekir örneğin, Britanya gerçekten bir demokrasi midir?sorusu, doğruca Demokrasi ile ne demek istiyorsunuz? ya da Demokrasi nedir? e götürmektedir. Bu gibi soruların, gerçeğin özünü bir tanımın içinde yakalama yolundaki yarı-sihirbazca girişimleri, Popper'in, bunların kullanılmasına Özcülük adını vermesine neden olmuştur. Siyasette özcü yaklaşım, hemen hemen doğal bir biçimde Utopyacılığa ve öğretisel tartışmaya yol açar. Sahiden önemli sorularsa, Bu koşullar altında ne yapmalıyız? Sizin önerileriniz nelerdir? gibi sorulardır. Bunlara verilecek yanıtlar verimli bir biçimde tartışılabilir ve eleştirilebilirler; sonra, bunlara dayanmışlarsa da, sınanabilirler. Öneri olmayan hiçbir şey uygulamaya vurulamaz. Demek ki, bilimde olduğu gibi siyasette de önemli olan, kavramların çözümlenmesi değil, kuramların eleştirel olarak tartışılması ve deneyin sınamalarına sokulmasıdır. (Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı)

Yorum Yaz