Benedict Anderson kimdir? Benedict Anderson kitapları ve sözleri
İngiliz-İrlanda kökenli ABD'li politikbilimci Benedict Anderson hayatı araştırılıyor. Peki Benedict Anderson kimdir? Benedict Anderson aslen nerelidir? Benedict Anderson ne zaman, nerede doğdu? Benedict Anderson hayatta mı? İşte Benedict Anderson hayatı...
İngiliz-İrlanda kökenli ABD'li politikbilimci Benedict Anderson edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Benedict Anderson hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Benedict Anderson hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Benedict Anderson hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Tam / Gerçek Adı: Benedict Richard O’Gorman Anderson
Doğum Tarihi: 26 Ağustos 1936
Doğum Yeri:
Benedict Anderson kimdir?
Benedict Richard O’Gorman Anderson (26 Ağustos 1936) İngiliz-İrlanda kökenli ABD'li politikbilimci. Cornell Üniversitesinde profesör olarak çalışmaktadır. Ulus kavramını "hayali cemaat" olarak tanımlamasıyla ünlenmiştir.
Anderson, ulusçuluğun ve 'hayali cemaatlerin' oluşumunun ana nedeni olarak, monarşilere karşı yükselen hareketleri ve kapitalizmin gelişmeye başlaması ile ortaya çıkanmatbaanın elyazmalarına ulaşım ayrıcalığını ortadan kaldırmasını gösterir (Anderson buna basılı kapitalizm "print-capitalism" der).
Anderson ulusçuluk çerçevesindeki ulus kavramının ortaya çıkışını 18. yüzyılın sonuna yerleştirir. Ernest Gellner, ulusçuluğun ortaya çıkışını Batı Avrupa'nın endüstrileşmesine bağlar (ki bu yaklaşım Doğu Avrupa'daki endüstrileşmemiş ülkelerde ulusçuluğun gelişmesini yeterince açıklamaz). Elie Kedourie ise Fransız devrimi ile merkezi Fransız devletinin kurulmasında katkıda bulunan aydınlanma düşüncelerini ulusçuluğun ortaya çıkmasında etkili görür. Anderson ise baska bir alana yoğunlasir. Anderson'a göre Avrupa devletlerinin okyanus ötesinde yarattığı sömürgelerde yaşayan diasporada, özellikle Amerika kitasindaki yeni kolonilerde gelisen bir kavramdir.
Andersona göre "ulus" yapay olarak inşa edilen birşeydir. 1778 ile 1838 arasinda Kuzey ve Güney Amerika'da ortaya çıkan elit bir kesimin bilinçli şekilde kendilerini bir "ulus" olarak tanımladıklarını ve ilk ulus-devlet modellerinin bu şekilde ortaya çıktığını ileri sürer. Buna göre, zaten var olan "ulus" bir "ulus-devlet" insa etmez, "ulusalcılık düşüncesi", ulusu ve ulus-devleti birlikte inşa eder. Anderson, Fransa ve Amerika örnekleri üzerinden "ulus" inşasının nasıl geliştiğini gösterir. Anderson, bu ilk dalga ulusalcılığı, yurttaş ulusalcılığı olarak adlandırırken, daha sonra gelişen ikinci dalga ulusalcılığı etnik ulusalcılık olarak niteler.
Anderson, ulus teorisinde yazılı edebiyata ve onun yayılmasına merkezi bir rol verir. Ulusalcılığın gelişmesi basılı kitaplarin sayısının artmasi ve matbaa teknolojisinin gelişimiyle birebir ilişkilidir.
Anderson'a göre bir ulusun inşasinda "ulus"un antik dönemlere bağlanmasi önem taşır, hatta bunu bir zorunluluk gibi görür. Bu noktada Anthony D.Smith'den bazı kavramları ödünç alir. Ulus inşası için gerçek öykülerden cok efsanelere ve fantastik anlatılara dayanıldığını vurgular.
Benedict Anderson Kitapları - Eserleri
- Hayali Cemaatler
- Sınırları Aşarak Yaşamak
- Üç Bayrak Altında
Benedict Anderson Alıntıları - Sözleri
- Milli bayramlarda söylenen milli marşları alın örneğin. Sözler ne kadar bayağı, ezgi ne kadar sıradan olursa olsun, bu marşların söylenmesinde bir eşzamanlılık deneyimi vardır. Böyle anlarda birbirlerine tamamen yabancı insanlar aynı ezginin eşliğinde aynı dizeleri okur. (Hayali Cemaatler)
- Milliyetçiliğin büyüsü, rastlantıyı yazgıya dönüştürmesidir. (Hayali Cemaatler)
- "İnci, sancılar çeken bir istiridyenin eseridir, dizüstü bilgisayarı olan bir istiridyenin değil." (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- " Bu yüzyılın büyük savaşlarını olağandışı kılan şey, öldürülmelerine izin verdiği insan sayısının emsalsizliği değil, ne kadar çok sayıda insanı canlarını vermeye ikna edebildiğidir" (Üç Bayrak Altında)
- İslami gelenekte Kuran yakın zamana kadar, kelimenin tam anlamıyla çevrilemez olarak tasarlanıyordu (dolayısıyla da çevrilmiyordu); çünkü Allah'ın hakikatine ancak Arapça'da yazılmış işaretlerle ulaşmak mümkündü ve bunların yerine başka bir şey konamazdı. (Hayali Cemaatler)
- Özgürlük yolunda savaşan kurbağalar, kasvetli, yarım hindistan cevizi kabuklarının altında büzüldükçe kaybetmekten başka şansları yok! Dünyanın bütün kurbağaları birleşin birleşin! (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- Kişi anababasının genlerinden ve toplumsal koşullardan, ölümüne kadar bir rol oynamak üzere kısa süreli bir tarihsel sahneye çıkar. (Hayali Cemaatler)
- İnsanın başka dillere ulaşmasının önündeki engel onların yüz vermezliği değil, kendi faniliğidir. Her dilin biraz özel ve mahrem olması bu yüzden. (Hayali Cemaatler)
- "Şans çoğunlukla beklenmedik fırsatlar şeklinde ayağımıza gelir. Hızla gelip geçtiği anda onu yakalamak için yeterince cesur ya da çılgın olmak gerekir." (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- "Altı ay gündelik hayata karışmak, üç yıl dil dersi almaya bedeldir." (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- Şu sararmış fotoğrafta halıya ya da beşiğe uzanmış yatan bebeğin siz olduğunuzu öğrenmek için bir başkasının yardımına muhtaç olmak ne tuhaf. (Hayali Cemaatler)
- Annem ve babamın dört dörtlük entelektüel olduklarını söylemek doğru olmayabilir. Ama bize yaşadığımız şehirde benzeri bulunmayan bir "kütüphane" verdiklerini söylemeliyim. Yine onların teşvikleri sayesinde dil, sınıf, bölge ve tarihsel dönem bakımından farklı insanların deneyim ve düşüncelerini konu alan kitaplar "okuma alışkanlığı" edindik. Hem annem hem de babam fotoğraf çekmeye düşkün olduğu için evimiz fotoğraf albümleriyle doluydu. Çoğu, zaman zaman tatile gittikleri Çin'de ve Fransız sömürgesi Vietnam'da çektikleri fotoğraflardı (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- Chance often comes to us in the form of unexpected opportunities,which one has to be brave or foolhardy enough to seize as they flash by (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- Neden bu insan benim yapmakta olduğum şeyleri yapıyor, birbirimizle konuşmadığımız halde benim telaffuz ettiğim kelimeleri telaffuz ediyor? (Hayali Cemaatler)
- Birinci Dünya Savaşı hanedanlığın altın çağını sona erdirdi. 1922' de Habsburglar, Hohenzollernler, Romanovlar ve Osmanlılar artık yoktu. Berlin Kongresi'nin yerini Avrupalı olmayanların dışlanmadığı Milletler Birliği almıştı. (Hayali Cemaatler)
- "Üretken bir akademik hayat için macera ruhu bence şarttır." (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- "Daha geç doğmuş olsaydım, televizyon müptelası olabilir, tiyatroya gitmeye üşenebilirdim." (Sınırları Aşarak Yaşamak)
- "Bu kurbağa hayatı boyunca yarım bir hindistancevizinin kabuğu altında yaşar. Kabuğun altında hareketsiz oturan kurbağa, çok geçmeden hindistancevizinin tüm evreni kapsadığına inanmaya başlar." (Sınırları Aşarak Yaşamak)