Antonio R. Damasio kimdir? Antonio R. Damasio kitapları ve sözleri

Portekiz-Amerikalı nörolog / nörobiyolog Antonio R. Damasio hayatı araştırılıyor. Peki Antonio R. Damasio kimdir? Antonio R. Damasio aslen nerelidir? Antonio R. Damasio ne zaman, nerede doğdu? Antonio R. Damasio hayatta mı? İşte Antonio R. Damasio hayatı...

Portekiz-Amerikalı nörolog / nörobiyolog Antonio R. Damasio edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Antonio R. Damasio hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Antonio R. Damasio hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Antonio R. Damasio hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: António Rosa Damásio

Doğum Tarihi: 25 Şubat 1944

Doğum Yeri:

Antonio R. Damasio kimdir?

Antonio Damasio

Nörolog

Doğum: 25 Şubat 1944 (70 yaşında), Lizbon, Portekiz

Eğitim: Lizbon Üniversitesi

Kitaplar: Descartes'ın Yanılgısı: Duygu, Akıl ve İnsan Beyni

Ödüller: New York Times Yılın En İyi 10 Kitabı

Antonio R. Damasio Kitapları - Eserleri

  • Descartes'ın Yanılgısı
  • Spinoza'yı Ararken
  • Zihindeki Benlik

Antonio R. Damasio Alıntıları - Sözleri

  • Huygens Konferansı, Spinoza’nın mezarından birkaç metre, evinden de birkaç blok uzaklıktaki, 17.yüzyılda yapılmış dikkat çekici bir şehir simgesi olan Yeni Kilise’de veriliyor. Konuşurken, biraz sol arka tarafımda defnedilmiş olan, biraz da sağ arka tarafımda yaşamakta olan Spinoza’nın felsefesi aklımı meşgul ediyor. Planladığım konuşmayı görev bilinciyle yerine getirirken, sunmak üzere olduğum bazı sonuçların Spinoza tarafından öngörülmüş olabileceği düşüncesine kendimi kaptırıyorum. (Spinoza'yı Ararken)
  • Bilinçli zihinlerin, benliğin basit zihin süreçlerine eklenmesiyle ortaya çıktığını düşünüyorum. Zihinlerde benlik bulunmadığı müddetçe bu zihinler gerçek anlamda bilinçli değildir. (Zihindeki Benlik)
  • Spinoza’nın sezilmiş özgürlük ve salt mutluluğa ulaşma stratejisi gerçeklere dayalı bilgi ve akıl gerektirir. İlginç olan, yaşamdaki gerçekleri zihnin gözleri olarak gören bir kişi, hayatının önemli bir kısmını zihnin birçok yeni gerçekleri görmesini sağlayan zamanının en iyi mercekleri yapmak için harcamasıdır. Spinoza, doğanın ve bilginin keşfini düşünen bir insanın diyetini benimsedi. Beceriyle parlattığı mercekleri ve içine koyduğu mikroskopların pırıl pırıl görme anlamına geldiğini düşünmek yani bir anlamda da kurtuluşun aracı olarak görebilmek ne kadar ilginç. Hatta zamana da ne kadar uygun: Soinoza’nın zamanı, optik ve mekanik aletlerin bilimsel buluş, hem de buluş sürecini zevk kaynağına dönüştürmek amacıyla geliştirildiği bir zamandı. (Spinoza'yı Ararken)
  • … küçük nöron devrelerinde belirli yoğunluk ve sıklıkta nöron ateşlemesi gerçekleştiğinde, bu devrelerden bazıları eşzamanlı olarak etkinleştirildiğinde ve ağ bağlantısında belirli koşullar sağlandığında "hisleri olan bir zihin" elde edileceğini varsayar. (Zihindeki Benlik)
  • Sonuç olarak kavramamız gereken şey şudur: duygu ve hisleri, bilişsel ve sinirsel açıdan somut olgular olarak tanımlamak kesinlikle onların güzelliğini ya da korkunçluğunu azaltmaz, şiir ve müzikteki konumlarını da önemsizleştirmez. Nasıl gördüğümüzü ya da konuş­tuğumuzu anlamamız, görülen ve konuşulan şeyi bayağılaştırmaz. Bir tiyatro sahnesine resmedilmiş veya dokunmuş olan şeyi sıradanlaştırmaz. Duygu ve hislerin ardındaki biyolojik mekanizmaları anlamak, onların insanlar için taşıdıkları değer hakkındaki romantik görüşle gayet uyumludur. (Descartes'ın Yanılgısı)
  • Tanrılar kimin yaşamasını istediyse onu zeki yaptı (Spinoza'yı Ararken)
  • Beyin ile vücut ayrılmaz biçimde, karşılıklı birbirine hedeflenmiş, biyokimyasal ve sinirsel devrelerle bağlıdırlar. İki ana bağlantı yolu vardır. Genellikle akla ilk gelen çevresel duyu ve motor sinirlerinden oluşan ve vücudun her yerinden gelen uyarıları beyne, beyinden gelenleri de vücudun her yerine taşıyan yoldur. Akla daha zor gelen ikinci yol ise, aslında evrimsel olarak daha eski olan kan dolaşımıdır; hormonlar, nörotransmiterler [sinirsel aktarıcılar] ve modülatörler gibi kimyasal uyarıları taşır. (Descartes'ın Yanılgısı)
  • Kim bu adam ki, zihin ve beden hakkında çağdaşlarının çoğunun düşünüşüne yalnızca derinden karşı çıkarak değil, aynı zamanda üç yüzyılı aşkın süre sonra hâlâ kayda değer geçerlilikte olacak şekilde düşünebiliyordu? (Spinoza'yı Ararken)
  • Genelde, güdüler ve içgüdüler ya doğrudan doğruya belirli bir davranış tarzı üreterek, ya da bireylerin bilerek veya bilmeyerek, belli bir şekilde davranmasına yol açan fizyolojik halleri meydana getirerek devreye girerler. (Descartes'ın Yanılgısı)
  • Faulkner, meslektaşlarına, "kendi kendisiyle çelişki içindeki insan yüreğinin sorunları unutuldu, oysa yalnızca bu konu iyi bir yapıt üretebilir, çünkü, yazılmaya değer olan yalnızca bu çekilen ıstırap ve dökülen terdir," der. (Descartes'ın Yanılgısı)
  • Organizmalar zihinleri nöron (sinir hücresi) adı verilen özel hücrelerin etkinliğiyle üretir. Nöronlar bedenimizdeki diğer hücrelerin çoğu özelliğini paylaşır ancak işlevleri çok farklıdır. Nöronlar etraflarındaki değişikliklere duyarlı; uyarılabilir hücrelerdir (kas hücreleriyle paylaştıkları ilginç bir özelliktir). Akson olarak bilinen fibröz uzantılar ve aksonun sonunda bulunan sinapslar aracılığıyla diğer nöronlar, kas hücreleri gibi genellikle çok uzakta olan diğer hücrelere sinyal gönderebilirler. Nöronlar çoğunlukla merkezi sinir sisteminde (kısaca beyin) yoğunlaşır ancak organizmanın bedenine ve dış dünyaya sinyal gönderip bedenden ve dış dünyadan sinyaller alırlar. Bir insan beynindeki nöronların sayısı milyarlarla, nöronların kendi aralarında kurdukları sinaptik iletişimlerin sayısı da trilyonlarla ölçülür. Nöronlar küçük mikroskobik devreler halinde düzenlenirler ve bu devrelerin birleşimiyle ağları ya da sistemleri oluşturan daha büyük devreler kurulur. (Zihindeki Benlik)
  • Spinoza’nın sisteminin bir tanrısı var ama insanların kanısında algılanmış ihtiyatlı bir tanrı değil. Bu tanrıdan korkmanıza gerek yok çünkü sizi asla cezalandırmayacaktır. Ödüllendirilmeyi umarak da sıkı çalışmanıza gerek yoktur çünkü hiçbir şey gelmeyecektir. Korkabileceğiniz tek şey kendi davranışlarınızdır. (Spinoza'yı Ararken)
  • Akıl yürütmenin amacının karar vermek olduğunu, karar vermenin özünün de bir tepki seçimi; yani, belli bir durumla bağlantılı olarak, birçok seçeneğin içinden sözsüz bir hareket, bir sözcük, bir cümle ya da bunların bir karışımını seçmek olduğunu söylemek doğru olabilir. Akıl yürütme ve karar verme o denli iç içedir ki, sık sık birbirlerinin yerine kullanılırlar. Philip Johnson-Laird bu sıkı karşılıklı bağlantıyı bir deyişle ortaya koymuştur: "Karar vermek için değerlendir; de­ğerlendirmek için akıl yürüt, akıl yürütmek için (ne hakkında akıl yürüteceğine) karar ver. " (Descartes'ın Yanılgısı)
  • Zihin, küçük devrelerin etkinliğinin anlık örüntüler oluşturmak için büyük ağlar üzerinde organize olmasıyla ortaya çıkar. Örüntüler beynin dışında, bedende ya da dış dünyada yer alan şeyleri ve olayları temsil eder ancak bazı örüntüler beynin diğer örüntüleri işlemesini temsil eder. "Harita" terimi kimi çok kaba kimi incelikli, kimi somut kimi soyut olan bu temsili örüntülerin tümü için kullanılabilir. Özetle beyin etrafındaki dünyanın da haritasını çıkarır, kendi yaptıklarının da haritasını çıkarır. Bu haritalar zihnimizdeki imgeler olarak deneyimlenir ve imge terimi de yalnızca görselleri değil; işitme, dokunma gibi duyular ya da iç organlar gibi her türlü duyusal kökenin imgesini de ifade eder. (Zihindeki Benlik)
  • Görüyorsunuz, ben mutlu sonları tercih ediyorum. (Spinoza'yı Ararken)
  • Terliksi hayvan gibi tekhücreli bir organizmanın dünyası ve davranışları bizim dünyamıza ve davranışlarımıza şaşırtıcı derecede yakındır. (Zihindeki Benlik)
  • Mark Twain kurgu ve gerçeklik arasındaki farkın, kurgunun inanılır olması gerekliliği ile açıklamış. Gerçekler inanılmaz olabilir ancak kurgu olamaz. (Zihindeki Benlik)
  • Hiçbir şey yenilgiyi kendini korumak amacıyla inzivaya çekilmek kadar garantileyemez. (Spinoza'yı Ararken)
  • … bilinci tarihsel bir düzene, doğal seçilim yoluyla evrimsel dönüşüm geçiren organizmalar için uygun bir konuma yerleştirir. Dahası, her beyindeki beyin devrelerinin olgunlaşması, organizmaların etkinliğinden ve öğrenme süreçlerinden kaynaklanan seçilim baskılarına maruz kalır. Başlangıçta genom tarafından sağlanan nöron devresi depoları da buna uygun olarak değiştirilir. (Zihindeki Benlik)
  • Doğru koşullarda empati, kedere kapı açar. (Spinoza'yı Ararken)