diorex
ARTUKBEY

Anna Freud kimdir? Anna Freud kitapları ve sözleri

Yahudi asıllı Avusturyalı psikanalist Anna Freud hayatı araştırılıyor. Peki Anna Freud kimdir? Anna Freud aslen nerelidir? Anna Freud ne zaman, nerede doğdu? Anna Freud hayatta mı? İşte Anna Freud hayatı... Anna Freud yaşıyor mu? Anna Freud ne zaman, nerede öldü?

  • 28.08.2022 05:00
Anna Freud kimdir? Anna Freud kitapları ve sözleri
Yahudi asıllı Avusturyalı psikanalist Anna Freud edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Anna Freud hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Anna Freud hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Anna Freud hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 3 Aralık 1895

Doğum Yeri: Viyana, Avusturya

Ölüm Tarihi: 9 Ekim 1982

Ölüm Yeri: Londra, İngiltere

Anna Freud kimdir?

3 Aralık 1895 tarihinde ünlü psikolog Sigmund Freud ve Martha Freud çiftinin altıncı ve son çocuğu olarak Viyana'da doğdu. Babası Freud'ün yolunu izleyen Anna Freud, psikanaliz alanında babasına yardımcı olarak psikalanaliz'in önem kazanmasında rol oynayan kişilerden biri oldu. Viyana Psikanaliz Derneği'nin daimi üyelerinden olan Anna Freud, özellikle çocuk psikolojisi üzerinde durdu. Bunun en büyük etkenlerinden biri annesi Martha Bernays ile yaşadığı sorunlar ve bunun yanı sıra ablası Sophie ile olan çekişmesiydi. Kendini bir ateist olarak tanımlayan Anna Freud hayatı boyunca hiç evlenmemesine karşın yakın arkadaşı ve uzun zamandır Londra'da beraber yaşadığı Dorothy Burlingham ile sevgili olduğu dolayısıyla bir lezbiyen olduğu iddia edildi. Anna Freud, bu iddialara cevap vermedi. 1982 yılında Londra'da öldü.

Anna Freud Kitapları - Eserleri

  • Ben ve Savunma Mekanizmaları
  • Çocuklukta Normallik ve Patoloji
  • Ego ve Savunma Mekanizmaları
  • Anne Babalar ve Öğretmenler için Psikanaliz

Anna Freud Alıntıları - Sözleri

  • Üstben, yalnızca benin karşısına düşmanca ya da en azından eleştirici bir tavırla çıktığında, bende de böyle bir eleştirinin sonucu olarak, örneğin suçluluk duyguları ayrımsanır duruma geldiğinde karşımızda belirir. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • "Bir çocuğun eğitimi yaşamının ilk günüyle birlikte başlar." (Anne Babalar ve Öğretmenler için Psikanaliz)
  • "Çocuğun anne - babasından bağımsızlaşması için ödemek zorunda olduğu bedel onların çocuğun kendi kişiliğiyle bütünleşmesidir." (Anne Babalar ve Öğretmenler için Psikanaliz)
  • Psikanaliz dedigimiz şeyi, hipnoz yönteminin tek yönlülüğünden farklı olarak , gözlemin id ve ben arasında gidip gelişi ilginin karşımızdaki insanın her iki yanına da yönelmesi oluşturur. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Çocuğu uyurken şarkı söyleyen anneler onun gelecekte müziğe karşı takınacağı tutumu, hatta belki de müzik “yeteneğini” etkiler. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Bir çocuğun ne ölçüde bağımsız ya da bağımlı bir varlık olduğu her olguda yaşa , gelişim durumuna ve patolojiye göre yeniden saptanmalıdır . (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Her yeniliği zevkle karşılayan çocuklar biliriz. Yeni bir yiyeceğe, hareketlilikte ilerlemeye ve bağımsızlığa, maceraya, kendisini annesinden uzaklaştırıp yeni yüzlere ve oyun arkadaşlarına götüren her şeye sevinir. Bunlar için ''büyümek'', yetişkinlere eşit olabilmek her şeyden önemlidir. Bu arzularını bir parça olsun gerçekleştirmek bile, onlar için, bu süreçte doğal olarak rastlanan zorlukları, engellemeleri ve hayal kırıklıklarını telafi eder. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Çocuğun oyun sırasındaki davranışları, yetişkinin serbest çağrışımdaki düşünceleriyle bir tutulur ve yorumlamada aynı biçimde değerlendirilir. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • İleriye yönelik çabaların geriye yönelik olanlardan daha güçlü olduğu durumda sağlığın korunması ya da kendiliğinden iyileşme olasılığı daha yüksektir. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Ben, yalnızca, alanında bilinç ve doyuma giden yolu arayan dürtü türevleri ile çatışma halinde değildir. Aynı derecede enerjik ve etkin biçimde, bu dürtü itkilerine bağlı duygulanımlara da karşı koyar. Dürtü istemlerini geri çevirirken ilk işi bu duygulanımlarla uzlaşmak olacaktır. Cinsel arzularla birlikte sevgi, özlem, kıskançlık, küçük düşme, acı ve yas, saldırgan arzuların yanındaysa nefret, kızgınlık ve öfke, ait oldukları dürtü istemi bastırıldıktan sonra benin çeşitli dizginleme çabalarıyla karşılaşır; yani dönüşüme zorlanır. Analiz çerçevesinde ya da dışmda, duygulanım dönüşümlerinin söz konusu olduğu her noktada, ben bir etkinlik göstermiş demektir ve böylece ben eylemlerini inceleme olanağı ortaya çıkar. Dürtüsel bir istekle bağlantılı bir duygulanımın yazgısı, düşünsel temsilcisinin yazgısının tıpatıp eşi değildir. Diğer yandan benin elindeki savunma olanakları açık ki sınırlıdır. Bireyin beni, yaşamının belli dönemlerinde, kendi yapısına uygun olarak bastırma, yer değiştirme, karşıtına çevirme gibi değişik savunma mekanizmalarını tercih edebilir ve bunları gerek dürtüye karşı olan savaşımda, gerekse duygulanımın ortaya çıkmasına karşı olan savunmasında kullanabilir. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Melankolide özellikle oral eğilimler reddedilir, fobik hastadaysa bastırma mekanizmasını en fazla kışkırtan hadım edilme kompleksiyle ilgili itkilerdir. Bu vakaların hiçbirinde dürtünün reddedilmesi gelişigüzel değildir, analiz sırasında bastırılan dürtünün niteliğiyle bilinçdışına atılmasının bireye göre nedenleri arasında daima bir ilişki bulunur. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Donukluk, katılık gibi bedensel tutumlar ve sabit bir gülümseme, alaycı, iğneleyici, kibirli davranış gibi özellikler, bir zamanlar çok etkin olan savunma olaylarının kalıntılarıdır ki, bu kalıntılar kaynaklandıkları durumdan uzaklaşarak kalıcı karakter özellikleri, Reich’ın deyimiyle “karakter zırhı” haline gelmişlerdir. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Anne onu sevdikçe çocuk da kendi vücudunu değerli bulmaya ve korumaya başlar. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • ''Güvenme gereksiniminden kaynaklanan sevgi'' ya da ''kısmi nesneler'' (Melanie Klein) dönemi, nesne seçiminin ben tarafından değil, gereksinimler ve dürtülerle düzenlendiği bir erken nesne ilişkileri dönemidir. Burada gördüğümüz, nesnenin sağladığı doyum ve olumlu bir libido uğraşısıdır. Bu tür uğraşılar sürekli değildir. Dileğin doyuma ulaşmasıyla sona erer. Dinginlik durumunda birey libidonun narsisistik dağılımına geri döner. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Çocukluğun psikopatolojisi tek yönlü değildir. Birbiriyle çelişkili birçok etkiye bağlıdır ve bir dizi çelişkili hastalık tablosu ortaya çıkar. Bir yöntem ne kadar çok terapi olanağı sunarsa çocuğun çok yönlü terapi gereksinimlerinin karşılanması o denli doyum imkanı bulabilir. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Trenle oynamak, oyunun biçimine göre, bir dolu bilinçdışı fantezi içerir: Sonu gelmeyen çarpışmalar, oynayan çocuğun, bilinçdışında anne babasının cinsel ilişkileriyle uğ­raşmakta olduğunu ele vermektedir, tüneller ve yeraltı hatlarına yöne­lik özel ilgi, vücudun içine duyulan merakı gösterir, çok yüklü katar­lar gebelik düşüncelerini simgelemektedir, oyuncağın yerde pürüzsüz bir şekilde hareket etmesi ve hız üzerine yoğunlaşma, erkek çocuk için penisin işlevinden duyulan sevinçten kaynaklanır. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Çocuk bir başkası tarafından geri plana itiliyorsa, incinecek ve kıskançlık duyacaktır. Uzun zaman devam eden bir dileği yerine getiriliyorsa bunun sevince yol açması gerekir. Çocuk cezalandırılmayı bekliyorsa bu beklenti kaygıya yol açacaktır. Çocuğun beklediği, kendisine söz verilmiş bir haz unsuru birdenbire ertelenir ya da yasaklanırsa çocuk hüsrana uğrayacaktır. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Annenin en hoşuna giden ve onu en fazla sevindiren davranışlar en hızlı gelişmekte, tepkisiz kaldığı ya da onaylamadığı alanlarda ise gelişim süreci yavaşlamaktadır. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)
  • Dürtüsel itkiler kendilerine özgü inatçılıkları ve enerjileriyle hedeflerine saldırır; gafil avlayıp yenmek amacıyla bene düşmanca baskılar düzenlemeye başlar. İkirciklenen bende karşı eyleme geçer, idin alanına saldırılar düzenler. Amacı uygun savunma önlemleriyle dürtüleri sürekli olarak felce uğratmaktır. (Ben ve Savunma Mekanizmaları)
  • Bütün suç işleyen gençlerin ilk olarak annelerinden para çalmaları, bütün hırsızlıkların, ''benim'' ve ''senin'' kavramlarının, kendi ve nesnenin en baştaki birliğine dayalı olduğunun kanıtı olarak değerlendirilebilir. (Çocuklukta Normallik ve Patoloji)

Yorum Yaz