Andreas Steinhöfel kimdir? Andreas Steinhöfel kitapları ve sözleri

Alman Yazar, Çevirmen, Eleştirmen Andreas Steinhöfel hayatı araştırılıyor. Peki Andreas Steinhöfel kimdir? Andreas Steinhöfel aslen nerelidir? Andreas Steinhöfel ne zaman, nerede doğdu? Andreas Steinhöfel hayatta mı? İşte Andreas Steinhöfel hayatı...

Alman Yazar, Çevirmen, Eleştirmen Andreas Steinhöfel edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Andreas Steinhöfel hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Andreas Steinhöfel hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Andreas Steinhöfel hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 14 Ocak 1962

Doğum Yeri: Battenberg, Almanya

Andreas Steinhöfel kimdir?

Andreas Steinhöfel 1962 yılında Battenberg’de doğdu. Çevirmenlik ve eleştirmenlik yapıyor, senaryolar yazıyor, ama o her şeyden önce “Die Mitte der Welt” (Dünyanın Ortası) gibi birçok ödüllü, çocuk ve gençlik kitaplarının yazarı. “Rico ve Oskar, Derin Gölgeler” ile kazandığı ödüllerden biri de Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’dür. Peter Rühmkorf, Loriot, Robert Gernhardt ve Tomi Ungerer’den sonra Andreas Steinhöfel 2009 yılında Erich Kästner Edebiyat Ödülü‘nü kazandı. 2013 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’nde bütün eserleri için Özel Ödül’e değer görüldü.

Andreas Steinhöfel Kitapları - Eserleri

  • Farklı
  • Kiralık Canavar
  • Gecen Gündüzüm Olsa
  • Çat Kapı
  • Rico ve Oskar
  • Rico ve Oskar
  • Riko, Oskar ve Derin Gölgeler
  • Rico ve Oskar
  • Sıkı Arkadaşlar ve Spagetti Canavarı
  • Mekanik Prens
  • Pırıltılı ile Kokuş
  • Riko Oskar ve Gökteki Cennet
  • Rico, Oskar und die Tieferschatten

Andreas Steinhöfel Alıntıları - Sözleri

  • En basit çözümler, insanın aklına bazen en son gelir. (Rico ve Oskar)
  • Kendine soluyacak hava bırakmıyorsun. Boğuluyorsun. Buna daha ne kadar seyirci kalabilirim bilmiyorum. (Farklı)
  • +Dışarıda nasıl davranacağımı bilememekten korkuyorum. Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu nasıl anlayacağım?... -Her zaman doğru ya da yanlış diye bir şey olmaz. Bazen tartman, kendi kararını kendin varken gerekir. +Ya yanılırsam? -Eh, o zaman da fikrini değiştirirsin. Düşünen insanlar fikrini değiştirir, bu böyledir. Zaman zaman bazı şeyleri tekrar ölçüp biçmen gerekir. (Farklı)
  • Bergwald'i ve Kayın Sokağını on dokuz yaşımda terk ettim. Geride Walser kasap hanedanının bir ana mağazası ve yedi şubesi, annem, babam ve kız kardeşim kaldı. Geride, alt çekmecesinde hâlâ acemi bir çocuk yazısı ile yazılmış olan mektubun durduğu yazı masası kaldı. Geride bu dünyanın tüm Heinselleri ve tüm Döllerleri, tüm Markowskileri ve tüm Tauchmannları kaldı. Ve Schröder evi. (Çat Kapı)
  • Yalnızca bu aralar anneme bir şey sormak kolay değil . Neden bilmiyorum, ama kendini hiç de iyi hissetmiyor. Haftalardır melodisi unutulan güzel bir şarkı gibi annem. (Rico ve Oskar)
  • Deli gibi dönmeye kalkarsanız da herhalde birkaç çiçek saksısıyla birlikte korkulukların üstünden uçarak geçer, saksılarla yarış halinde vınlayarak aşağı iner, sonra da arka bahçeye ya da yaya kaldırımına düşüp olgun bir domates gibi patlarsınız. Kanlı ketçap olursunuz yani. Deli gibi dönmeyi henüz hiç denemedim bu yüzden. O kadar da kafadan çatlak değilim. (Bir çocuğun teras kattaki manzarayla etkilenip kendiyle yaptığı iç konuşma) (Rico ve Oskar)
  • "Sürekli umut ederek, sürekli hayal kırıklığına uğrayarak yaşayamam!" (Mekanik Prens)
  • “Ay’ı her zaman göremezsin ama hep orada olduğunu bilirsin. Öyle değil mi?” (Gecen Gündüzüm Olsa)
  • Onu kendine özgü bir hava çevreliyordu: Hani tam uykuya dalmadan önce, gecenin ilk rüyasına geçiş yapmak üzereyken insana bir sakinlik çöker ya, işte öyle. O, ta içinde bir yerler sarsılırken, korkular sana eziyet ederken ya da üstüne huzursuzluk çökerken teselli yayıyordu; sırf varlığı bile, taşları yerinden oynayan dünyanı tekrar dengeye kavuşturmaya yetiyordu, dünyan paramparça olurken de gülüşüyle kırık parçaların acı veren, keskin yanlarını törpülüyordu. (Farklı)
  • “Eski püskü, albenisi olmayan paltosunun içinde ne kadar da küçük ve kaybolmuş görünüyordu. Nasıl da korkunç bir yalnızlık içindeydi...” (Kiralık Canavar)
  • "Uzayda zeki varlıkların yaşadığına ilişkin çürütülemez kanıt,"dedi Oskar sözcükleri uzata uzata, "uzaylıların yeryüzündeyken kendilerini bize göstermemeleridir." (Rico ve Oskar)
  • "Aslında ona acıyorum," dedi Vinchen bunun üzerine. "Sonuçta o da bir zamanlar çocuktu." (Kiralık Canavar)
  • "Yıldız dolu onca geceden sonra, Şimdi de bu duygusuz,bulanık,ıslak gece, Sanki tüm zamanların işi bitti, Ve başarma ümidi ebediyen yitti, Adımların gittiği yerde olan hedef, Sisli gri yollarda kaybolup gitti mi? Ben artık sadece yatacağım, Sakin yer arıyorum, Oyun çoktan kaybedildi, Birçok insanın sarsak adımlarını duyuyorum, (Yolunu kaybetmişler,yalnız,yorgun ve fakirler,) Ve kimse bilmiyor, İçinin nasıl ısınıp,mutlanacağını, Birbirimizin elinden tutsaydık eğer..." (Farklı)
  • Ve sen, yazlar yazları, yıllar yılları kovaladığı sırada her şeyi anlatıp dururken, senin o gencecik küçük ellerin, büyükbabanın kocaman yaşlı ellerinin içindedir. Sustuğunda, gözlerin bu lekeli ellerin üzerindeki damarları ve eklemleri inceler; çünkü o eller, yazlar yazları, yıllar yılları kovalarken, senin üzerine titreyen, seni koruyup teselli eden ellerdir. (Gecen Gündüzüm Olsa)
  • İlerde bir gün artık denizkızına inanmıyorsan, bu yetişkinliğe adım attığını gösterir, demişti dedesi. Çocukluğu terk edenlerin mucizeleride yoktur. (Farklı)
  • Sevgi, bir şeyi, onu sürekli yanımda isteyecek kadar güzel bulmamdır. Ve onu kaybetmekten korkmamdır. (Kiralık Canavar)
  • "RENKLİ KAĞITTAN AYRICA ALTIN VE GÜMÜŞ FOLYODAN BİR SÜRÜ YILDIZI BİRBİRİNE YAPIŞTIRDIK İPLERDEN VE PIRILTILI BONCUKLARDAN KÜÇÜK ZİNCİRLER YAPTIK BİRDE SAMAN SAPLARINDAN YILDIZLAR HAZIRLADIK" (Sıkı Arkadaşlar ve Spagetti Canavarı)
  • Ben arkası yüksek bir koltukta oturuyor ve kitap okumaya çalışıyordum. Kimse bana dikkat etmiyordu. Anlaşılan üçten fazla yetişkin bir odada bulunduklarında çocukları ve gençleri onlara görünmez yapan gizli bir mekanizma işliyordu. Aslında bunu zaten biliyordum ve işime geliyordu. (Çat Kapı)
  • "Annem yerine babama telefon edemez misiniz?" "Tabi, bu olur. Annenden korkuyor musun?" "Hayır. Yalnızca telaşlanmasını istemiyorum. Bu ona iyi gelmiyor hiç. Tek yaptığı kafasında körebe oynamak." "Bununla neyi kastediyorsun?" "Sürekli fasit bir dairede dönüp duruyor, ama önünü göremiyor, çünkü gözleri bağlı." (Farklı)
  • "Siz kendi içinizde yalnızsınız, bu konuda kimsenin elinden bir şey gelmez. Ama dıştan bakınca yalnız değilsiniz." (Farklı)