Altan Çetin kimdir? Altan Çetin kitapları ve sözleri
Türk Akademisyen, Tarihçi, Yazar Altan Çetin hayatı araştırılıyor. Peki Altan Çetin kimdir? Altan Çetin aslen nerelidir? Altan Çetin ne zaman, nerede doğdu? Altan Çetin hayatta mı? İşte Altan Çetin hayatı...

Türk Akademisyen, Tarihçi, Yazar Altan Çetin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Altan Çetin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Altan Çetin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Altan Çetin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Altan Çetin
Doğum Tarihi: 1972
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Altan Çetin kimdir?
1972’de İstanbul’da doğdu. 1994’te Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldu. 1996–1997 yıllarında Mısır’da bulundu. 1998’de Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansını, 2002’de aynı enstitüde Memlûk Devletinde Askeri Teşkilat başlıklı teziyle doktorasını tamamladı.
2003’te İran’a giderek, burada akademik çalışmalarını sürdürdü. 2007’de doçent ünvanını aldı. Alanında yaptığı birçok çalışması yayımlandı. Halen Gazi Üniversitesi’nde lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler vermektedir. İngilizce, Arapça ve Farsça bilmektedir. Evli ve ikiz çocuk babasıdır.
Altan Çetin Kitapları - Eserleri
- Tarihten Tefekküre
- İbn Haldun Umranında Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu
- Ortaçağda Kadın
- Uluslararası İlişkiler ve Tarih
- Türk Tarihinde Memluk Asırları
- Haçlı Seferleri
- Haldunname
- Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası
- Memluk Devleti'nin Kuzey Sınırı
- Ortaçağda Devletin İki Yüzü
Altan Çetin Alıntıları - Sözleri
- Ona göre kültürün varlığı bir kimliğin varlığıdır. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Maarifin ciddiye alınması, kültür ve medeniyet iddasındaki toplumlar için hayatidir. Bu bakımdan; bir ülkenin okullarını, o ülkenin medeniyet perspektifi ile şekillenmiş kültür dünyası aydınlatmıyorsa, kes yapıştır sistemlerle yazboz tahtası haline gelmişse, o ülkede gelecek adına endişe edilesi bir durum söz konusudur. Maarifsiz ve kültürsüz kalmış toplumun tarih yapması, bir şahsiyet olarak var olması ve insanlığa değer sunması da imkansızdır (Tarihten Tefekküre)
- "Halep'teki Emevi Camii astronomi biliminin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır ve burada bir ilm-i heyet okulu bulunmaktaydı." (Türk Tarihinde Memluk Asırları)
- Düşünmek var oluş için, insan olmak bakımından esastır. Orhun abidelerindeki şu ilginç satırlar düşünülmeyi hak ediyor: " zamanı Tanrı yaşar. İnsanoğlu hep ölmek için türemiş. Öyle düşünceye daldım." Zamanın mebdesinde Tanrı vardır, insan onun yarattığı olarak türer, bir ömür sürer, umran kurar ve nihayet amacını kökenindeki sebebe bağlayarak yaşar ve ölür. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Maksud maksadı aşmamalıdır. Tasavurlarımızı oryante etmedikçe, ayaklarımız üzerinde duramayacağız. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Mazinin bittiği yerde insan ve millet biter. Tarih şahsiyettir, şahsiyetse tarihtedir. Ötesi yozlaşma ve soysuzlaşmadır. (Tarihten Tefekküre)
- Savaş tarihçilerin kaleminde farklı, siyasetçilerin dilinde farklı yansır. En doğru yansıtmayı ise gören göz yapar. (Uluslararası İlişkiler ve Tarih)
- "Haçlı Seferleri'nin doğuşunda, Orta Çağ Avrupa toplumunu zorlayan unsurlar aslında siyasi, sosyal ve ekonomik nedenlerdir. Batılılarca bu hareketin en önemli unsuru olarak ileri sürülen dinî motif ise sadece itici bir güçtür." (Haçlı Seferleri)
- "İlk Haçlı seferine genelde büyük-küçük soylu sınıfı katılırken krallara rastlanmaz. Papanın da amacı bu şekilde seferlerin kontrolünü elinde tutup olası bir başarıda Kudüs'te bir kilise devleti kurabilmekti." (Haçlı Seferleri)
- Elif gibi yapayalnız yaşayıp sabreden sessizlerin yüreğinden bir çığlık kopacaktır. Esas olan hakkın kapısından eli boş ama yüreği umutla gidebilmektir. (Tarihten Tefekküre)
- "Dil varlığın evi tarih var olduğumuzun. Var olanı okumak ise dile gelen varlığı idrak etmektir. Kadim anın varoluş imkânı. Kâdimi okumak, kadim dilleri okumakla mümkün şüphesiz." (Uluslararası İlişkiler ve Tarih)
- "Memlûkler devrinde, el-menâvir denilen ve geceleri ateşle, gündüzleri dumanla Moğolların harekâtının bildirildiği, savaş ya da işgal maksatlı seferleri bildirmekte kullanılan merkezler vardı." (Türk Tarihinde Memluk Asırları)
- Izdırabımız kadar var oluruz. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Bilgisiz tefekkür olmaz, tefekkürsüz bilgi ise eksik kalır. (Tarihten Tefekküre)
- Asıl tehdit "milli" eğitemediğimiz nesillerdir. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Kendiyle yüzleşmenin bir yönü, zamanın gerçekleri ile karşılaşmak ise diğeri, tarihin derinlerinde yaşayan özü kavramaktır. Zaten insan kendini başka türlü nasıl düşünür? (Tarihten Tefekküre)
- Kösoğlu bu manada Türk milliyetçiliğinin herhangi bir başka millete karşı mücadele yahut düşmanlık duygusuna dayanmayıp; doğrudan doğruya, kendi varlığını bir yeni biçimde idrak etmek şeklinde tezahür ettiğini düşünür. (Nevzat Kösoğlu’nun Kavram Dünyası)
- Nasıl ki, bir insan başkalarının ruhuyla yaşayamazsa, bir millet de başkalarının tarihiyle yaşayamaz. (Tarihten Tefekküre)
- "Şüphesiz ki II. Dünya Savaşı Dünya tarihi için bir kırılma noktası idi. Artık Dünya ikiye bölünmüş, karanlık, basık, katı doğu sosyalizminin karşısında liberal, özgürlükçü ve aydınlık bir batı imgesi oluşmuştu...Ancak bu düzen de uzun ömürlü olmadı zira toplumun en küçük bireyi insanı yönetimsel baskıların asla çok uzun süre var olamayacağı bir fıtrata sahiptir. Bir gün er ya da geç bir tepki doğurur. Bugün Arap Baharı'nda yaşanan da bu değil midir? Balkanlarda da çözülme de bir anlamda böyle başladı. Sovyetlerin dağılması, Berlin Duvarının yıkılması katı havayı dağıttı Avrupa'da." (Uluslararası İlişkiler ve Tarih)
- Yani artık ötekileştirilen Balkanın ötekileştirilme nitelikleri törpülenmiş, büyük oranda doğudan koparılmış ve istenilen düzeyde kendileştirme çabası içerisine çekilmiş Balkan ortaya konmaya çalışılmaktadır. Ve bunun tek bir yolu vardır: Türkiye'yi bölgenin dışında tutarak ait olduğu coğrafyada kısıtlamak. (Uluslararası İlişkiler ve Tarih)