akademi
Turkcella

Alfred de Musset kimdir? Alfred de Musset kitapları ve sözleri

Fransız oyun yazarı ve edebiyatçı Alfred de Musset hayatı araştırılıyor. Peki Alfred de Musset kimdir? Alfred de Musset aslen nerelidir? Alfred de Musset ne zaman, nerede doğdu? Alfred de Musset hayatta mı? İşte Alfred de Musset hayatı... Alfred de Musset yaşıyor mu? Alfred de Musset ne zaman, nerede öldü?

  • 20.04.2022 22:00
Alfred de Musset kimdir? Alfred de Musset kitapları ve sözleri
Fransız oyun yazarı ve edebiyatçı Alfred de Musset edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Alfred de Musset hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Alfred de Musset hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Alfred de Musset hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Alfred Louis Charles de Musset

Doğum Tarihi: 11 Aralık 1810

Doğum Yeri: Paris, Fransa

Ölüm Tarihi: Paris, Fransa

Ölüm Yeri: 2 Mayıs 1857

Alfred de Musset kimdir?

Alfred Louis Charles de Musset, (d. 11 Aralık 1810 – ö. 2 Mayıs 1857) Fransız oyun yazarı ve edebiyatçı.

Fransız edebiyatının romantik yazar ve şairlerindendir. Aşk ve gençlik şairi olarak tanınır. Musset kısa ve uzun hikâyeler, komedyalar, atasözlerine uygulanmış oyunlar, manzum hikâyeler, taşlamalı diyaloglar, şiirler, soneler yazmıştır.

Alfred de Musset Kitapları - Eserleri

  • Marianne'in Kalbi
  • Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı
  • Şamdancı
  • Lorenzaccio
  • Bir Zamane Çocuğunun İtirafları
  • Fantasio
  • Bay Rüzgar Ve Bayan Yağmur
  • On ne badine pas avec l’amour
  • Bir Heves
  • Il Ne Faut Jurer De Rien

Alfred de Musset Alıntıları - Sözleri

  • Siyaset, ince bir örümcek ağıdır; içinde nice zavallı sakat sinekler çırpınır. (Fantasio)
  • İnsanların saadeti bir hayalmiş sadece, kabullenmesi yine de zor. Fakat kötülük sonsuzmuş, değiştirilmesi imkansız bir şeymiş. (Lorenzaccio)
  • size nasıl güvenebilirim? Sizin sevgilinizim ama ne yazık ki siz beni sevmiyorsunuz. "Yanar döner taftadan bir elbise yaptır, çünkü kalbim bin bir renkli bir opal taşı [Gökkuşağı taşı] gibidir." diyen Shakespeare bu sözü sizin için söylemiş. (Bir Zamane Çocuğunun İtirafları)
  • Göz yaşları insanın sevdiğini ispat eder mi? (Şamdancı)
  • + Yaşamak kabiliyetini kaybediyorum. - Hiçbir zaman böyle bir kabiliyetim olmadı. (Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı)
  • Bana «Hayatım» diyorsun, bana «Ruhum» de, Çünkü ruh ebedidir ve ömür bir gündür... (Fantasio)
  • (...) Bu, bir Portekiz şarkısıdır. Aklıma geldikçe daima bana, birini sevmek arzusunu verir. SPARK - Meselâ kimi? FANTASIO - Kimi? Hiç bilmiyorum ... (Fantasio)
  • Peki, gögezginlerinin en intizamsızı olan bir kuyruklu yıldızın geçeceğini noktası noktasına, saati saatine haber verirken astronomlar ne düşünürler? Size bir mikroskopla bir damla suyun içindeki hayvanları gösterirken tabiat âlimleri ne düşünürler? Gördükleri şeylerin kendi icatları olduğuna ve mikroskoplarıyla dürbünlerinin tabiatın kanunlarını tâyin ettiğine mi kanidirler? İnsanların ilk kanun yapıcısı, herhalde münasebetsiz şeyler söyleyen birine öfkelenerek cemiyet yapısının ilk taşı ne olabileceğini araştırırken tunç levhalarına vurup da kafasında kısas kanununun dile geldiğini duyduğu zaman ne düşündü? Adaleti mi keşfetmişti? Ve komşusunun ekmiş olduğu mahsulü topraktan ilk olarak alıp da abasının altına gizleyen ve sağına soluna baka baka kaçan adam, ayıbı icat mı etmişti? Ve emeğinin mahsulünü elinden alan hırsızı bulunca, suçunu ilk defa olarak bağışlayan ve ona el kaldıracak yerde "Otur şuraya ve şunu da al;" diyerek kötülüğe karşı böylece iyilik ettikten sonra başını göklere kaldıran ve yüreğinin ürperdiğini, gözlerinin yaşla dolduğunu ve dizlerinin bükülüp yere çöktüğünü gören adam fazileti mi icadetmişti? Ah Tanrım! Tanrım! (Bir Zamane Çocuğunun İtirafları)
  • "Bana artık ihtiyaçları yok, beni unuttular," demiş Pierrot, "ama Bayan Marguerite'i mutlu ettiğim için hiçbir şeye üzülmüyorum." (Bay Rüzgar Ve Bayan Yağmur)
  • bunlar diyorlardı ki: "Zenginler kuvvetli, yeryüzünde beni ezecekler; fakat cennete gitmek isteyecekleri zaman ben kapıda bekleyeceğim ve Tanrı'nın mahkemesinde onları itham edeceğim." Böylece, heyhat! sabrediyorlardı. (Bir Zamane Çocuğunun İtirafları)
  • Zavallı unutulmuş Tanrı oğlu [İsa peygamber], seni sevmeyi bana öğretmediler. Hiçbir zaman seni tapınaklarda aramadım; fakat Allah'a şükür, seni bulduğum yerde titrememeyi öğrenmedim. Ölmeden önce bir kere olsun seni, sevginle dolu bir kalbin üstünde dudaklarımla öpmüş oldum. Hayatta olduğu müddetçe onu koru; kutsal koruyucu, onun göğsü üstünden ayrılma; hatırla ki bir biçare seni çarmıhına çivilenmiş görünce acısından ölmeye cesaret edemedi: dinsiz olduğu halde onu şerden korudun; eğer inansaydı onu teselli edebilecektin. Mademki ona nedameti tanıttın, onu imansız kılmış olanların hepsini bağışla; dilleriyle günaha girenlerin hepsini bağışla! Hiç şüphe yok ki onlar ümitsizlik zamanlarında seni görmemişlerdir! Beşerî saadetler alaycıdırlar, her şeye insafsızca omuz silkerler: ey İsa! Bu dünyada mesut olanlar sana hiçbir zaman ihtiyaçları olmadığını sanırlar! Affet: gururları sana hakarette bulundu mu, göz yaşları onları er geç vaftiz eder; kendilerini her türlü fırtınadan masun sandıkları ve sana koşmak için felâketin sert derslerine muhtaç oldukları için onlara acı. Bizim aklımız ve şüpheciliğimiz ellerimizde kocaman birer çocuk oyuncağıdır; sen ki Golgotha'ya gülmüştün, dinsiz olduğumuzu tahayyül eden bizlere acı: Bir saatlik sefaletlerimizin en kötüsü benlik hırsıyla seni unutmaya çalışmamızdır. Fakat, görüyorsun, bütün bunlar, senin bir bakışının silip kaybettiği gölgelerden ibarettir. Sen de insan olmadın mı? Seni Tanrı kılan acıdır; göklere yükselmeni ve açık kollarınla seni azametli atanın yanına çıkarmayı temin eden bir işkence aleti oldu; ıstırap nasıl seni babana götürmüşse bizi de öyle sana sevk ediyor; ancak başımızda dikenden bir taçladır ki suretinin önünde eğilmeye geliriz; senin kanlı ayaklarına kanlı ellerle dokunuruz ve bedbahtlar seni sevsin diye sen işkence gördün." (Bir Zamane Çocuğunun İtirafları)
  • Öyle ki içimde daima gülen bir adamın yanında ağlayan bir başka adam vardı. (Bir Zamane Çocuğunun İtirafları)
  • Sıkıntıdan bağırmaklar geliyor içimden. (Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı)
  • "İnsanların saadeti bir hayalmiş sadece,kabullenmesi yine de zor.Fakat kötülük sonsuzmuş,değiştirilmesi imkansız bir şeymiş..." (Lorenzaccio)
  • Ben, biçare bir hayalperestten ibaretim; kabahat belki de senin romanlarındadır. (Fantasio)
  • " Sizleri öğrenmek için öyle uzun uzadıya tetkika lüzum yok. Kendi halinize bırakmak kâfi. Düşünsenize, hesabı meydanda, zavallı kulaklarımıza acıyarak ve hemencecik "canım, cicim" edebiyatına düşmiyecek kadar mert insanlar son derecede az. Öte yanda siz, hepiniz, bu hazin anlarda yalanlar söyliyerek hoşa gitmeye çalışırken iskambil papazları gibi biribirinize benziyorsunuz. Çok şükür ki Tanrının adaleti emrinize fazla zengin bir lûgat vermemiş. Hep aynı havayı çalıyorsunuz. Aynı cümleler, aynı kelimeler, aynı ısmarlama hareketler, aynı tatlı bakışlar ve haddi zatında iyi olabilecekken bu menhus dakikada birdenbire aynı şekilde "nacizane muzaffer" bir ifade takınıveren çehrelerin aynı müz'iç oyunu. " (Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı)
  • . Sevmek istiyorum ama acı çekmek istemiyorum. Sonsuz aşkla sevmek ve ihlal edilmeyen yeminler etmek istiyorum. . (On ne badine pas avec l’amour)
  • Kafanı yoracağına içsene, ey serseri! (Fantasio)
  • O ne tatlı dil! O ne gülümseme!Gözlerini bana dikince vücudumdan bir şeyler geçiyor sanki,sevinçten nefesim kesiliyor; boynuna atılacağım geliyor. (Şamdancı)
  • "Düşünce özgür olmak istiyorsa,vücut da özgür olmalıdır." (Lorenzaccio)

Yorum Yaz