Abdülhak Hamit Tarhan kimdir? Abdülhak Hamit Tarhan kitapları ve sözleri
Türk Şâir, Oyun Yazarı, Diplomat Abdülhak Hamit Tarhan hayatı araştırılıyor. Peki Abdülhak Hamit Tarhan kimdir? Abdülhak Hamit Tarhan aslen nerelidir? Abdülhak Hamit Tarhan ne zaman, nerede doğdu? Abdülhak Hamit Tarhan hayatta mı? İşte Abdülhak Hamit Tarhan hayatı... Abdülhak Hamit Tarhan yaşıyor mu? Abdülhak Hamit Tarhan ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Abdülhak Hamid Tarhan
Doğum Tarihi: 2 Ocak 1852
Doğum Yeri: Beşiktaş, İstanbul
Ölüm Tarihi: 13 Nisan 1937
Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye
Abdülhak Hamit Tarhan kimdir?
Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde ve Cumhuriyet Türkiye'sinin ilk yıllarında eserler vermiş, modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isimdir. Köklü ve eski bir ulema ailesinin ferdi olarak dünyaya gelmiş, hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunmuş, dünyanın birçok yerini görme fırsatı yakalamış, çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayılmıştır. Tanzimatı, Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri ve Cumhuriyeti gören; bu devirlerdeki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıyan sanatçı Türk Edebiyatı'nda Şair'i Azam sıfatı ile anılır (Bu sıfatı ilk kez Süleyman Nazif kullandı). Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Türk edebiyatının en büyük eserlerinden birisi kabul edilen Makber'in şairidir. TBMM III., IV. ve V. dönemlerde İstanbul milletvekili olarak görev yapmıştır.
Abdülhak Hamit Tarhan Kitapları - Eserleri
- Makber
- Finten
- Tarık
- Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri
- Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur
- Sahra
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 3
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1
- Tezer
- Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 4
- Bütün Şiirleri - 3
- Eşber
Abdülhak Hamit Tarhan Alıntıları - Sözleri
- seni sevdiğim için gebereceğimi bilsem yine seveceğim! (Tarık)
- Eyvah ! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden , Gitti ebede gelip ezelden. (Makber)
- Eyvâh! .. Ne yer ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. (Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri)
- Kayd-ı mâzi vü derd-i istikbâl Olmayınca gelir saadet-i hâl (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Fakat düşünenler az bahsedenlerdir. (Finten)
- Ey beşer çehreli hayvan, heyhat! İlm ü irfân iledir zevk-i hayat. Anı(onu) hiç kullanamazsan, nâdan(cahil), Neye vermiş sana nutku Yezdân(Tanrı)? Yoksa zâtınca hayatın hükmü, Ne olur bizce o zâtın hükmü? Neye geldin bu cihâna, söyle? Düşünüp durmak için mi böyle? Kimseye fâiden(faydan) olmaz şunda, Ya niçin mâiden(engel) olsun bunda? Maksadın görmedeyim: azm-i cinân(cennet) Ya niçin eylemedin terk-i cihân? (Bütün Şiirleri - 3)
- Burası deli bir ülke, ama deliliği güzelleştirici değil, anlamsız ve katı, iliklerine kadar satılmış.. (Tezer)
- Hiç bulmamak üzre gâib ettim, Mecnun gibi ben onu severken. (Abdülhak Hamid Tarhan Bütün Şiirleri)
- Çaremiz sabretmektir. Sabredelim; âti ne ise bir gün bilinecek. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Sığsın mı hayale bu hakikat?.. (Makber)
- Tecessüs: 2 Acaba kim şu sîmîn-ber, Kime âşık kime muğber? Tavrı pür-mânâ, hey’eti sâde, Ser-âzâde; Kim şu hasnâ-yı bî-hemtâ: Acep kimdir? Âftab âzim-i mâğrip; O niçin olmamış gârib? Sebep kimdir? Ne oturmuş tek ü tenhâ, Ne sevdada, Kimi bekler kenâr-ı deryâda? (Sahra)
- Bildim, bildim. Şimdi bildim ki insanın aradığı daima değişirmiş. İnsan bulduğundan daima usanırmış. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Bil ki muhabbet bir geçici rüzgardır. Çokluk en zayıf gönülleri dolaşır. Gah olur, bahar-ı nesimi gibi rayihalar neşrederek eser, kalbi açar yeni açılmış goncaya benzetir, gah olur fırtına rüzgarı gibi ateşler saçarak gelir, can evini yıkar, bin yıllık harabeye döndürür. Ne kadar latif eserse essin, öyle bir hava hissettin mi, hemen başını alıp kaçmaya bak. (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- FESLİ ZAT- Bir yaşındayım, çünkü sizi göreli bir sene oluyor. Benim dünyaya gelişim sizi gördüğüm geceden itibarendir... (Abdülhak Hamid Tarhan Tiyatroları 1)
- Külbelerde olan ocaklardan Asmâna çıkan duman ne garib! Ne de hoş seyri var ıraklardan, Giderek bir sehâb eder terkîb. Havâda incimâd edip o buhar Berf-rîzân olur yavaşça yere; Sanki avdet kılar o külbelere Ötede bir sepîde-ser küshâr, Zâhir olmağla mihr-i pür-envâr, Kalbolur sanki ma'den-i gühere, Efseri ol kadar tenevvür eder, Ki beşer ol kadar tasavvur eder! (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Sensin vatanım, âl ü ıyâlim, Fikrinle tenevvürde hayalim, Her nutkumun ârayişi sensin! (Bütün Şiirleri 1 / Sahra- Divaneliklerim- Bunlar O'dur)
- Eyvah! ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden Gitti ebede gelip ezelden... (Makber)
- Kullanmasını bilenlerin elinde zehir de bir ilaçtır. (Finten)
- “ … Bu sıfır nedir hesap içinde ?.. “ (Makber)
- Bir zamanlar karargâhım idi Bedeviler gibi beyâbanlar; Buna mucib de iştibâhım idi; Nasıl imrâr-ı vakt eder anlar. (Sahra)