Yeni hedef teröristbaşına özgürlük!
AK Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ'ın açıklamaları ile ilgili MHP'ye yakınlığı ile bilinen Ortadoğu Gazetesinde yayınlanan köşe yazısı...

2002 yılında tek başına iktidara geldiklerinde eylemlerini sıfırlamış bir terör örgütü ve sorunuyla muhatap olan AKP zihniyeti, özellikle yürüttüğü açılım projeleri sayesinde terörün yeniden azmasına ve hatta güçlenmesine...
İhanet projesinde yeni perde yavaş yavaş açılmaya başlandı. AKP'nin yol arkadaşları olan çapulcu Barzani ve BDP'nin ABD'ye gitmeleri ve bu ziyaretin hemen ardından verilen mesajlar sözde Kürt devletinin kurulması yolunda ilerlenildiğinin göstergesi olmuştur. Konuşulanları ve yaşanılanları takip edenler zaten bu gelişmeler sonrasında AKP'nin bir takım yeni adımlar atacağının farkındaydı. Eşbaşkanlıklarını yürüttükleri BOP'un patronu olan ABD'nin yeni taleplerine göre yeni uygulamalar belirlemek AKP için mecburiyet haline gelmiştir.
Bu süreçten hemen sonra bazı AKP'liler ve Başbakan Erdoğan tarafından söylenenler ile peşi sıra gelişen olaylar ihanet projesi olan Kürt açılımında yeni bir yola koyulduklarını işaret etmektedir.
PKK'lılar ile pazarlık masalarında düşüp kalkan Başbakan Erdoğan'ın, bölücü örgüt elebaşı Abdullah Öcalan ile %95 oranında aynı vizyona sahip olduğunun görüşüldüğü AKP-PKK buluşmalarında yarım kalan ne varsa bu süreçte tamamlanmak istenecektir.
PKK'lılar ile görüşmeyi şerefsizlik sayan Başbakan Erdoğan'ın inkârlarına rağmen MİT-PKK görüşmeleri kamuoyuna yansıdıktan sonra "şeref" kavramının AKP ve kendisi için neyi ifade ettiği anlaşıldığından, birbirlerine hasret kalan AKP ve PKK ikilisi herhalde bu hasretlerini dindirecek bir buluşma töreni ayarlarlar. Bunun içinde yeni bir yol haritasıyla AKP'nin PKK ile görüşmelere başlayacağı ve yeni bir sürece girileceği gerçeği ortaya çıkmıştır.
Bu sürecin başlangıç işaretini veren AKP Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ olmuştur. Abdurrahim Akdağ hükümetin yeni süreç içerisinde bir takım hazırlık içerisinde olduğunu söyleyerek önümüzdeki dönemde PKK'lılara yönelik genel affın getirilebileceğini "Barış ortamı tesis edilirse bu atmosferde genel af da gündeme gelebilir. Örgüt üst yönetiminden 250- 300 kişi üçüncü ülkelere gidebilir. Diğerleri demokratik ortama katılarak siyasal alanda faaliyet gösterebilir. Bu arada Meclis'te güçlü bir grupla temsil edilen BDP'ye büyük görev düşmektedir." sözleri ile kamuoyuna duyurmuştur. AKP iktidarının Kürt açılımındaki en büyük hedeflerinden biriside zaten budur. Genel af tartışmaları kamuoyunda tartışılmaya açılarak terörist başının da bu af kapsamına alınması ve serbest bırakılması ABD, AKP, PKK ve BDP'nin nihai hedefleri arasındadır.
2002 yılında tek başına iktidara geldiklerinde eylemlerini sıfırlamış bir terör örgütü ve sorunuyla muhatap olan AKP zihniyeti, özellikle yürüttüğü açılım projeleri sayesinde terörün yeniden azmasına ve hatta güçlenmesine sebep olmuş, bugünlere gelindiğinde ise artık özerklik, federasyon ve hatta bağımsızlık söylemlerinde bulunan bir bölücü kitle yaratılmıştır.
Analar ağlamasın denilerek çıkılan yolda aldattıkları toplumu günden güne biraz daha ayrıştırmayı başarmışlar bizzat Başbakan Erdoğan'ın bir dönem AB'li yetkililere yaptığı açıklamada olduğu gibi "alıştıra alıştıra" Türk Milleti'ni bölünme noktasına taşımışlardır.
Şimdi ihanet projesinin yeni perdesinde ortaya konulacak olan politikaların içerisinde terör örgütü PKK'ya yönelik, içerisine terörist başını da alan bir kapsamlı af düşüncesi AKP'nin kirli zihniyetinin felsefesindeki yerini almıştır. Nitekim Başbakan Erdoğan'ın ihanet projesi olan açılımla ilgili yeni döneme yönelik sözleri bunun işaretidir. Başbakan Erdoğan bu süreçte açıkça terör örgütünün siyasi temsilcileriyle müzakere edeceklerini açıklamıştır.
Ancak BDP'liler ısrarla Öcalan ve PKK'sız çözüm olmaz derken Başbakan Erdoğan "Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzakere. Biz buna her zaman hazır olduğumuzu söyledik. Tabii ki terör örgütü ile kalkıp bizler siyasi irade olarak herhangi bir masada görüşme asla ve kat'a yapmayız. Fakat parlamento çatısı altında olan uzantıları diyeceğim artık, çünkü o da biliyorsunuz..." şeklindeki açıklamaları ile kendi zihniyetinin ne olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Siz eğer BDP'yi muhatap alacaksanız, BDP ile müzakere edecekseniz, BDP kendi kırmızıçizgisini ortaya koyarken terör örgütü elebaşına mutlaka özgürlük istediğini söylüyorsa ve sizde bunları bilerek masaya oturuyorsanız, açıkça BDP'nin aynı talebini kabul edilebilir olarak görüyorsunuz demektir.
Bunu da zaten Oslo'da Başbakan'ın özel temsilcisinin ağzından terörist başı ile kendisinin % 95 oranında aynı vizyonda olduğunu söylediğinde herkes görmüştür. Kısacası AKP'nin bu süreçte yaptığı PKK'nın elini sağ elle sıkmadan sol elle sıkmaktır. Sonrada işine gelmeyince el sıkışmadım, işine gelince el sıkıştım demektir.
Bu tavır aynı zamanda AKP'nin sergilediği yeni bir komedi ürünü olarak da karşımızda durmaktadır. Başbakan Erdoğan çok değil yakın bir süre önce PKK ile görüştüklerini itiraf etmesine karşın bugün yeniden görüşmeyiz edebiyatı yaparak aklınca toplumun hafızası ile bir kez daha dalga geçmeye yeltenmiştir.
Allah'a çok şükür ki Ülkücü Hareket'in hafızası ve vicdanı dün olduğu gibi bugünde sapa sağlamdır ve tüm ihanetlerin, aldatmacaların, sinsi oyunların karşısında eğilmeden, bükülmeden, dimdik durmaktadır.
Bu toplumda herkes yılgınlığa, bezginliğe, umursamazlığa, unutkanlığa, çaresizliğe ve ümitsizliğe düşse bile Ülkücü Hareket kendisini adadığı Türk Milleti uğruna asla yere düşürülemeyecek kadar güçlü, aldatılamayacak kadar sağlam iradeli ve herkesin kirlenmeye yüz tuttuğu anlarda bile asla kirlenmeyecek iman dolu yüreği ile bütün engellerin üstesinden gelebilecek tek çaredir.
İsmail ÖZDEMİR/ORTADOĞU