Mardin Mucizesi...
Takvim Gazetesi köşe yazarlarından Bülent Eradanç, Mardin ile ilgili bir yazı kaleme aldı. "Mardin Mucizesi" başlıklı yazısını siz okurlarımızla paylaşıyoruz.

Terör bir ülkenin kaderi midir? yoksa o ülkeyi yıpratmak için birileri tarafından planlanıp bir amaç doğrultusunda yürürlüğe sokulan eylemler bütünü müdür?
Son otuz yılımıza bakıldığında dünyaya yeniden şekil vermek isteyen egemen güçlerin, bir taraftan GENÇ Türkiye'nin hinterlandıyla yakından ilgilenmesini kesmek, diğer taraftan enerji haritasını yeniden düzenlemek için uygulamaya koydukları planı gün gibi apaçık ortada durmaktadır. İnşallah, bu derin planları, örülen demir perdeleri, mümtaz Türkiye vatandaşları, milli birlik ve beraberlik içinde kıracaktır.
Birçok yazımızda vurguladık.
Huzur ortamı çok önemli.
Huzur ortamını bozanlar terör eylemi yapanlar kan dökenler şiddet yapanlar en büyük zararı Güneydoğu bölgesine verdiler.
Bunun çok ağır bir maliyeti oldu. Türkiye, son 30 senesini bu işlerle harcadı. Terör kaybı,1 trilyon doları geçti. Bu kadar büyük kayıp yaşanmasaydı, Türkiye 10 tane GAP projesini şimdiye kadar çoktan bitirmiş olurdu. Bir kentimiz terörden kurtularak, bir başka yerde olmanın güzel örneğini gösteriyor:
NEREDEN NEREYE GELDİ
Mardin, bundan 10 yıl önce neredeydi şimdi nerede? Bu soruya verilecek cevap, terörden kurtulan geri kalmış bir kentimizin kalkınmada gösterdiği mucizeye çok iyi bir örnek oluşturur. Mardin mucizesinin öznesi şudur: Terörden uzaklaşma, huzurun getirdiği kalkınma."
Kent yıllarca, ne yazık ki hep yaşanan şiddet olaylarıyla gündeme geliyordu. Bölge halkı yılmadı, korkmadı, inandı, başarıyı yakaladı. 2008'den itibaren yatırım tırmanışa geçti. Mardin, artık dünya şehri olma yolunda.
30 medeniyetin izlerini barındıran, 7 din ve 7 dilin konuşulduğu kent, 2014 yılında UNESCO tarafından dünyanın MARKA KENTİ olarak ilan edilme aşamasına geldi.
Mardin milletvekili, Yeni İçişleri Bakanı Muammer Güler'in, göreve başlarken yaptığı konuşmada önemli bir ayrıntı vardı:
Mardin'de 10 yıl içinde büyük bir değişim yaşanıyor. Mardin örneği Türkiye için bir emsaldir. Bu kadim şehir, yüzyıllardır farklı dil, din, ırk ve kültürleri bir arada özgürce ve kardeşçe hoşgörü ortamı sağlanarak başardı.
Farklı dil, din ve kültürlere sahip insanların yüzyıllardır barış ve huzur içerisinde yaşadığı Mardin, Türkiye'nin gelecek toplumsal yapısının aynası olarak karşımızda duruyor."
Bir evlilik töreni nedeniyle bulunduğum Mardin'de, büyük başarı öyküsü yazan kentin ruhunu hissettim. Tarihi ve mimari dokusuyla açık hava müzesi görünümde olan şehirde, ezan ve çan sesinin birbirine karışmasını. kimse kimsenin inancına karışmamasını,ebedi kardeşlik ruhuna eşlik ettim.
HİLTON AÇILINCA
Turizmin, ekonomiye katkısının yanında insanlar arasında din, dil ve ırk ayırımı gözetmeksizin barış, dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirdiği bilinmektedir.
Turizmin Mardin için büyük bir potansiyel olduğu gözleniyor. 2002'de Mardin'i 30 bin turist ziyaret ederken, bu sayı 2012 yılında bir milyonu aşmış. Son 2 yılda, başta Hilton olmak üzere, 3 tane 5 yıldızlı otel, çok sayıda butik otel açılmış. Dünyanın tanınmış oteller zinciri Mardin'de otel inşaatı için projelerini hazırlamışlar. Önümüzdeki 5 yılda Mardin'de 50 butik otel, 10 büyük otel olmak üzere 10 bin yatak kapasitesine ulaşmak hedeflenmiş.
Bir zamanlar İstanbul için söylenen 'taşı toprağı altın oldu' sözü, artık Mardin için söylenebilir. Turizmin şehre kazandırdığı hareketten dolayı Mardin'de tarihi evlerin fiyatları milyon dolarları aşmış. 10 yılda sanayide önemli adımlar atan Mardin Organize Sanayi Bölgesi'nde yer kalmadığını belirtmeliyim. 200 üzerinde yerli yabancı yatırımcı fabrika kurmak için sırada bekliyor. 2.
Organize Sanayi Bölgesi devreye sokuluyor.
Mardin'i 100 yıl önceki haline dönüştürmek için Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'dan büyük destek alındığı, 3 bine yakın beton binanın yıkılacağı, bunlar bittiğinde Mardin'in sadece ülkemizin değil bir dünya kenti olacağı dikkatlerden kaçmamalı.
SONUÇ: Türkiye, etrafından örülen demir perdeleri tek tek kırıyor. İnşallah, uluslararası siyasetin bir aracı haline gelen terörü etkisiz noktaya çekeceğiz.
Çözümün adresini barış ve adalete dayalı kardeşlik üzerine kurarak, Mardin örneğinde olduğu gibi, huzur ve güvenle yarınların Büyük Türkiye'sine bir adım daha yaklaşacağız.
Son otuz yılımıza bakıldığında dünyaya yeniden şekil vermek isteyen egemen güçlerin, bir taraftan GENÇ Türkiye'nin hinterlandıyla yakından ilgilenmesini kesmek, diğer taraftan enerji haritasını yeniden düzenlemek için uygulamaya koydukları planı gün gibi apaçık ortada durmaktadır. İnşallah, bu derin planları, örülen demir perdeleri, mümtaz Türkiye vatandaşları, milli birlik ve beraberlik içinde kıracaktır.
Birçok yazımızda vurguladık.
Huzur ortamı çok önemli.
Huzur ortamını bozanlar terör eylemi yapanlar kan dökenler şiddet yapanlar en büyük zararı Güneydoğu bölgesine verdiler.
Bunun çok ağır bir maliyeti oldu. Türkiye, son 30 senesini bu işlerle harcadı. Terör kaybı,1 trilyon doları geçti. Bu kadar büyük kayıp yaşanmasaydı, Türkiye 10 tane GAP projesini şimdiye kadar çoktan bitirmiş olurdu. Bir kentimiz terörden kurtularak, bir başka yerde olmanın güzel örneğini gösteriyor:
NEREDEN NEREYE GELDİ
Mardin, bundan 10 yıl önce neredeydi şimdi nerede? Bu soruya verilecek cevap, terörden kurtulan geri kalmış bir kentimizin kalkınmada gösterdiği mucizeye çok iyi bir örnek oluşturur. Mardin mucizesinin öznesi şudur: Terörden uzaklaşma, huzurun getirdiği kalkınma."
Kent yıllarca, ne yazık ki hep yaşanan şiddet olaylarıyla gündeme geliyordu. Bölge halkı yılmadı, korkmadı, inandı, başarıyı yakaladı. 2008'den itibaren yatırım tırmanışa geçti. Mardin, artık dünya şehri olma yolunda.
30 medeniyetin izlerini barındıran, 7 din ve 7 dilin konuşulduğu kent, 2014 yılında UNESCO tarafından dünyanın MARKA KENTİ olarak ilan edilme aşamasına geldi.
Mardin milletvekili, Yeni İçişleri Bakanı Muammer Güler'in, göreve başlarken yaptığı konuşmada önemli bir ayrıntı vardı:
Mardin'de 10 yıl içinde büyük bir değişim yaşanıyor. Mardin örneği Türkiye için bir emsaldir. Bu kadim şehir, yüzyıllardır farklı dil, din, ırk ve kültürleri bir arada özgürce ve kardeşçe hoşgörü ortamı sağlanarak başardı.
Farklı dil, din ve kültürlere sahip insanların yüzyıllardır barış ve huzur içerisinde yaşadığı Mardin, Türkiye'nin gelecek toplumsal yapısının aynası olarak karşımızda duruyor."
Bir evlilik töreni nedeniyle bulunduğum Mardin'de, büyük başarı öyküsü yazan kentin ruhunu hissettim. Tarihi ve mimari dokusuyla açık hava müzesi görünümde olan şehirde, ezan ve çan sesinin birbirine karışmasını. kimse kimsenin inancına karışmamasını,ebedi kardeşlik ruhuna eşlik ettim.
HİLTON AÇILINCA
Turizmin, ekonomiye katkısının yanında insanlar arasında din, dil ve ırk ayırımı gözetmeksizin barış, dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirdiği bilinmektedir.
Turizmin Mardin için büyük bir potansiyel olduğu gözleniyor. 2002'de Mardin'i 30 bin turist ziyaret ederken, bu sayı 2012 yılında bir milyonu aşmış. Son 2 yılda, başta Hilton olmak üzere, 3 tane 5 yıldızlı otel, çok sayıda butik otel açılmış. Dünyanın tanınmış oteller zinciri Mardin'de otel inşaatı için projelerini hazırlamışlar. Önümüzdeki 5 yılda Mardin'de 50 butik otel, 10 büyük otel olmak üzere 10 bin yatak kapasitesine ulaşmak hedeflenmiş.
Bir zamanlar İstanbul için söylenen 'taşı toprağı altın oldu' sözü, artık Mardin için söylenebilir. Turizmin şehre kazandırdığı hareketten dolayı Mardin'de tarihi evlerin fiyatları milyon dolarları aşmış. 10 yılda sanayide önemli adımlar atan Mardin Organize Sanayi Bölgesi'nde yer kalmadığını belirtmeliyim. 200 üzerinde yerli yabancı yatırımcı fabrika kurmak için sırada bekliyor. 2.
Organize Sanayi Bölgesi devreye sokuluyor.
Mardin'i 100 yıl önceki haline dönüştürmek için Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'dan büyük destek alındığı, 3 bine yakın beton binanın yıkılacağı, bunlar bittiğinde Mardin'in sadece ülkemizin değil bir dünya kenti olacağı dikkatlerden kaçmamalı.
SONUÇ: Türkiye, etrafından örülen demir perdeleri tek tek kırıyor. İnşallah, uluslararası siyasetin bir aracı haline gelen terörü etkisiz noktaya çekeceğiz.
Çözümün adresini barış ve adalete dayalı kardeşlik üzerine kurarak, Mardin örneğinde olduğu gibi, huzur ve güvenle yarınların Büyük Türkiye'sine bir adım daha yaklaşacağız.