Hayat yolu, Mardin durağı
Bir haftalık Mardin seyahatimin son gününü kendime ayırdım ve sabah Reyhani Konağı’ndaki güzel kahvaltıdan sonra, kendimi sokaklara attım.
Eski Mardin sokakları arasında bir saat kadar, bir sağdaki uçsuz bucaksız Mezopotamya ovasına bakarak, bir soldaki taş binaların içine girerek kokladım, Mardin havasını. Derken yolum Zinciriye Medresesine ulaştı, saat sabahın 10:00’u. Kapıda biri bilet kesen memur, diğeri koruma polisi ve sonuncusu rehber olan üç beyefendi ellerinde çay bardaklarıyla karşıladılar beni, başladık, güzel sohbete. Nereden bilecektim ki, her birinden hayat bilgisine dair bilgiler alacağımı. Konuşmalarımızı uzun uzun aktaramayacağım ama yolunuz düşerse, bu güzel insanlarla sizin de sohbet etmenizi tavsiye ederim, kimbilir belki siz de onlarla paylaşımınızda hayata dair bir şeyleri çözümleyiverirsiniz.Size aktaracağım şey, medresenin içindeki çeşmeye ait. Aktarıldığı gibi burada yazıyorum: Artuklu Sultanı Isa Han buyruğu ile yapılan medrese, simetrik bir anlayışla tasarlanmış. İçinde, ibadet yeri yanında, sınıflar, tasavvuf musikisi çalışma salonu, Isa Han’ın naaşının bulunduğu oda ve üst katta yatakhaneler bulunuyormuş. Iki sınıf arasında ise, sınıf seslerinin bir birine karışmaması için, bir küçük çeşme yapılmış. Kendisi küçük ama anlamı büyük olan bu çeşme inceden inceye minik bir delikten çıkıp, küçük bir dikdörtgen oyuğa dökülüyor. Oradan düşey akışına devam ederek, kare bir süs havuzuna inen su, yatayda onu takip eden uzun dikdörtgen bir havuza ve oradan da ince ama uzun bir oluk ile büyük derin bir havuza varıyor. Yolun sonu değil bu, çünkü havuzdan taşan su, toprağa ve oradan da tüm Mezopotamya ovasına yayılıp gidiyor.
Neden böyle uzun uzun yazdım, çünkü kafanızda bu minik çeşmenin büyük hikayesini canlandırabilmeniz için.
Derlermiş ki; suyun çıktığı yer anne rahmini simgeler, dökülüş anı doğum, minik dikdörtgen oyuk bebeklik, kare havuz çocukluk, uzun dikdörtgen havuz ergenlik, ince uzun oluk yaşlılık ve ölüm, büyük derin havuz ise mahşerdir. Bebeklik döneminde su çok hareketlidir, çocukluk ve ergenlikte su her seferinde biraz daha hareketliliğini kaybeder. Oluk, dar ve sıkıntılı yoldur, mahşerde günahları olanlar kefaret imkanı bulurken, küçük bir miktar su da doğrudan havuzun küçük deliğinden toprağa karışıp, Mezopotamya’ya akar ve döngü böyle devam edermiş.
Sonuç; evrimin bize dikte ettirdiği ruhun ebedi döngüsünü anlatan hayat yolu, ilk defa Zinciriye Medresesi’ndeki mimariye yansımıyor elbette ama her yerde, biz görmek istersek Hayat Bilgisi derslerini almak mümkün. Her coğrafyada, her çağda insanlar düşünmüş ve keşiflerini gelecek kuşaklara çeşitli yöntemler kullanarak aktarmışlar.
Ben bu hafta sonu sizlerin hayat yolculuğunuzda, enerjinizin gün be gün yitip gittiği ama tecrübenizin arttığı süreçte, büyük derin havuzdan bir an önce karşı kıyıya varmanızı ve yolunuza devam etmenizi, yeni tecrübeler için yağmur olup, kaynak olup, insanoğluna şifa olmanızı diliyorum.
İleride ve yukarıdaki karşı kıyıya gözlerini dikmiş olanlara atfedilmiştir.