Bulaç'ın uyarısı "İntihar ediyoruz"
İslam tarihi boyuncaki savaşları irdeleyen ve aynı kitaba inananların ayrı düşmesini anlamadığını söyleyen Bulaç, iki tarafın da iyi sınav veremediğini söyledi.

Bulaç iki tarafın da karşı tarafa yönelttiği iddiaların doğru olabileceğinin altını çizerek araştırılmasını da istedi
Kabul edelim, iyi bir sınav veremiyoruz. İktidar ateşi öylesine yakıcı ki ne kadar uzağında kalmaya çalışırsanız çalışın, harareti size de dokunur.
Şu can yakıcı soruya hep beraber cevap arayalım: Neden Müslümanlar aralarındaki ihtilafları tolere edemiyor, ortaya çıkan sorunları İslam dairesi içinde kalarak çözemiyorlar? Yüce Allah, ihtilafları çözmek üzere “kitap” indirmedi mi, peygamber göndermedi mi? Müslümanlar Kitab’a ve Sünnet’e inanmıyorlar mı, yoksa inandıkları, dilleriyle takrir ettikleri halde amel etmiyorlar mı? Bu basit bilgiyi bilmiyor muyuz? Benim şahsî kanaatim şu ki biliyoruz ama bilgilerimiz imana dönüşmüyor, bu yüzden imanımız amellerimize yansımıyor. Dolayısıyla bilgilerimizin de, imanımızın da bize faydası olmuyor.
NEFRET TOHUMLARI EKİLDİ
Biri diğerinin gözünde öylesine bir “nefret objesi” haline getiriliyor ki, kalpleri kasıp kavuran nefret ateşi yakıp yıkmaya yetiyor. Bu ateş bizim ülkemize de sıçradı. Hamdolsun, beklendiği üzere Sünnilerle Aleviler arasında olmadı –inşallah olmaz da-, ama çok daha tuhaf, AK Parti-Hizmet arasında nefret tohumları ekildi. Aynı mescidde namaz kılan, çocuklarını aynı okula, dershaneye veren insanlar bir anda birbirlerine hasım kesildiler.
AK Parti’nin aslolan tabanı, iyi niyetli elemanlarıdır. Taban bir camiadır, köklü bir geleneği var. Müntesipleri mü’min insanlardan oluşur. Hizmet de kuru bir STK değildir, bir cemaattir. Onun da tabanı kendini hizmete adamış mü’minlerden oluşur.
Biri diğerini “kendine karşı komplo kurmakla”, diğeri “yolsuzluğa batmak”la suçluyor. Bir kere her ikisinin tabanını bu suçlamalardan uzak tutmalı. Benim açımdan her iki iddia veya suçlama ciddiye alınmalı. İkisinin de bağımsız ve tarafsız olarak araştırılması, soruşturulması gerekir. Hükümete karşı bir komplo söz konusu ise bu hukuk dairesinde ve somut deliller eşliğinde ortaya konabiliyorsa kim bu işe karışmışsa, neyse cezası verilmeli. Ama suç ve ceza “bireysel” olup kolektif olamaz, intikamcı duygularla topyekûn hedefler (medyası, finans kuruluşu, okulu vs.) seçilemez. Yine kim yolsuzluklara karışmışsa, kamuya zarar vermişse, çalıp çırpmışsa bunun da soruşturulması şarttır. AK Parti’yi parti ve tabanıyla bu cürümlerden tenzih etmek lazım.
İNTİHAR EDİYORUZ
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “üsluba dikkat çekiyor, hukuka davet” ediyor, nimetin tepildiğini düşünüyor ve “Birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelmeyelim.” diyor. Bu uyarılara kulak vermeli. Bu dünyada birbirimizin yüzüne bakamazsak, ahirette hiç bakamayacağız. Lütfen sükunet, itidal, sabır ve hakkaniyet! Bu kavgaya uzaktan bakan, Eflatun’un şu sözünü hatırlar: “Savaşan iki ordu uzaktan intihar eden tek ordu gibi görünür.” İntihar ediyoruz!
Kabul edelim, iyi bir sınav veremiyoruz. İktidar ateşi öylesine yakıcı ki ne kadar uzağında kalmaya çalışırsanız çalışın, harareti size de dokunur.
Şu can yakıcı soruya hep beraber cevap arayalım: Neden Müslümanlar aralarındaki ihtilafları tolere edemiyor, ortaya çıkan sorunları İslam dairesi içinde kalarak çözemiyorlar? Yüce Allah, ihtilafları çözmek üzere “kitap” indirmedi mi, peygamber göndermedi mi? Müslümanlar Kitab’a ve Sünnet’e inanmıyorlar mı, yoksa inandıkları, dilleriyle takrir ettikleri halde amel etmiyorlar mı? Bu basit bilgiyi bilmiyor muyuz? Benim şahsî kanaatim şu ki biliyoruz ama bilgilerimiz imana dönüşmüyor, bu yüzden imanımız amellerimize yansımıyor. Dolayısıyla bilgilerimizin de, imanımızın da bize faydası olmuyor.
NEFRET TOHUMLARI EKİLDİ
Biri diğerinin gözünde öylesine bir “nefret objesi” haline getiriliyor ki, kalpleri kasıp kavuran nefret ateşi yakıp yıkmaya yetiyor. Bu ateş bizim ülkemize de sıçradı. Hamdolsun, beklendiği üzere Sünnilerle Aleviler arasında olmadı –inşallah olmaz da-, ama çok daha tuhaf, AK Parti-Hizmet arasında nefret tohumları ekildi. Aynı mescidde namaz kılan, çocuklarını aynı okula, dershaneye veren insanlar bir anda birbirlerine hasım kesildiler.
AK Parti’nin aslolan tabanı, iyi niyetli elemanlarıdır. Taban bir camiadır, köklü bir geleneği var. Müntesipleri mü’min insanlardan oluşur. Hizmet de kuru bir STK değildir, bir cemaattir. Onun da tabanı kendini hizmete adamış mü’minlerden oluşur.
Biri diğerini “kendine karşı komplo kurmakla”, diğeri “yolsuzluğa batmak”la suçluyor. Bir kere her ikisinin tabanını bu suçlamalardan uzak tutmalı. Benim açımdan her iki iddia veya suçlama ciddiye alınmalı. İkisinin de bağımsız ve tarafsız olarak araştırılması, soruşturulması gerekir. Hükümete karşı bir komplo söz konusu ise bu hukuk dairesinde ve somut deliller eşliğinde ortaya konabiliyorsa kim bu işe karışmışsa, neyse cezası verilmeli. Ama suç ve ceza “bireysel” olup kolektif olamaz, intikamcı duygularla topyekûn hedefler (medyası, finans kuruluşu, okulu vs.) seçilemez. Yine kim yolsuzluklara karışmışsa, kamuya zarar vermişse, çalıp çırpmışsa bunun da soruşturulması şarttır. AK Parti’yi parti ve tabanıyla bu cürümlerden tenzih etmek lazım.
İNTİHAR EDİYORUZ
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “üsluba dikkat çekiyor, hukuka davet” ediyor, nimetin tepildiğini düşünüyor ve “Birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelmeyelim.” diyor. Bu uyarılara kulak vermeli. Bu dünyada birbirimizin yüzüne bakamazsak, ahirette hiç bakamayacağız. Lütfen sükunet, itidal, sabır ve hakkaniyet! Bu kavgaya uzaktan bakan, Eflatun’un şu sözünü hatırlar: “Savaşan iki ordu uzaktan intihar eden tek ordu gibi görünür.” İntihar ediyoruz!
yıldırım
17.02.2014 / 12:54Ali bulaç başbakanla arayı bozduktan hemen sonra dümeni cemaat yönünde kırdı. Ali hocam artık kimseyi inandıramazsınız İslamcılığın epey ekmeğini yediniz. Gerisi boş
Midyat
17.02.2014 / 10:19sayın bulaç ağlayan ve ağlatan adam kim?
mustafa...
07.02.2014 / 14:02Sayın bulaç iki taraf zararda diyor; Şu cemaatin MARDİN de adam kayırrmadan yaptıklarını MARDİN deki erkana bir sorsa o zaman kimlerin illallah çektiğini öğrenir...
cancan
06.02.2014 / 22:01Şu can yakıcı soruya hep beraber cevap arayalım: Neden Müslümanlar aralarındaki ihtilafları tolere edemiyor? soruya bak yani buna gülmemek elde değil milleti salak yerine koyuyorlar resmen....yani yediğimiz bu haltı neden örtmüyoruz...demek istiyor herhalde...islam senin yaptığın kul hakkı yemeleri,yaptığın usulsüzlükleri ört mü diyor...yoksa bunların karşısında sonuna kadar mücadele mi et diyor....yazıklar olsun dini siyasete alet edenlere...yapılan usulsüzlükleri tolere et diyor ya mantığa bak benim aklım almıyor...birileri anladıysa bana izah etsin lütfen!!!!
AHMET
06.02.2014 / 15:31Yahu madem bunları biliyorsunda yazı yazdığın gazetenin yalan,iftira ve zıvanadan çıkılmış haberlerine niye birşey demiyorsun tepkin nedir onlara karşı bağlı olduğun cemaat'in akla ziyan sözler,laflarına karşı nıye sessiz kalıyorsunuz bir cemaat düşünün bir ülkede 1.sırda o hale gelmesi bile onun nekadar haksız olduğunu göstermezmi velevki haklı olsada nerde kaldı hizmet nerde kaldı allah rızası hep ak partiyi eleştirmekle olmuyor ali bulaç zamanında seninde cemaata karşı neler söylediğini herkes biliyor doğru ve dürüst olmak kimseye birşey kaybettirmez