Augustinus kimdir? Augustinus kitapları ve sözleri
Hristiyan Filozof, Tanrıbilimci, Yazar Augustinus hayatı araştırılıyor. Peki Augustinus kimdir? Augustinus aslen nerelidir? Augustinus ne zaman, nerede doğdu? Augustinus hayatta mı? İşte Augustinus hayatı... Augustinus yaşıyor mu? Augustinus ne zaman, nerede öldü?
Tam / Gerçek Adı: Saint Aurelius Augustinius
Doğum Tarihi: 13 Kasım 354
Doğum Yeri: Thagaste , Numidia (şimdi Souk Ahras , Cezayir )
Ölüm Tarihi: 28 Ağustos 430
Ölüm Yeri: Hippo Regius , Numidia (şimdi Günümüz Annaba , Cezayir)
Augustinus kimdir?
(13 Kasım 354/28 Ağustos 430)
Batı Kilisesi'nin ilk döneminin başlıca ilâhiyatçısı, M.S. 396-430 yılları arasında Roma Afrikası'nın Hippo piskoposu olan Augustinus İlkçağ Hristiyanlığının en büyük düşünürü sayılır. Yunan felsefesinin Platoncu geleneği ile Hristiyan öğretiyi kaynaştırmaya çalışmıştır.
Augustinus'un babası Patricius putperest, annesi Monica ise dinine bağlı bir Hristiyandı. Ondokuz yaşında Kartaca'da öğrenciyken, Çiçero'nun bugün kayıp olan Hortensius adlı denemesinin etkisiyle felsefeye ilgi duymaya başladı. Katolik Kilisesi'nin inançlarını felsefeye uzak bulduğu için Maniciliğe yöneldi. Çapkın bir gençlik döneminden sonra düşük tabakadan bir kadınla ilişki kurmuş olan Augustinus zaaflarına karşı duramadığı için evlenmesine göz yumulan sıradan Manici müritler arasına girebildi.
Augustinus'un bu "ışık dini"ne duyduğu ilgi uzun sürmedi. Yirmisekiz yaşında Kartaca'dan ayrılarak Roma'ya, oradan da Milano'ya gitti. Milano piskoposu Ambrosius ile tanıştıktan sonra Katolik öğretiye karşı beslediği önyargılar bir ölçüde sarsıldı. Ama Tanrı'nın varlığı, kötülüğün kaynağı ve niteliği gibi sorunlar, onda hâlâ çözüme kavuşmamıştı.
Yeni-Platonculukla tanışması bu sıralarda oldu. Yeni-Platoncu görüşler, Manicilikten aldığı, Tanrıya ancak bedenden uzaklaşarak dönülebileceği ilkesini pekiştirmişti. Onun için bu, öncelikle cinselliğin bağlarından kurtulmak demekti. Hristiyanlığa kesin dönüşü Milano bahçesinde kulağına gelen al ve oku (tolle, lege) buyruğuyla gerçekleşti. "Rab İsa Mesih'i giyinin ve şehvetler için bedenin tedarikini görmeyin" âyetini okuyunca son kuşkularından da kurtuldu ve 387'de Ambrosius tarafından vaftiz edildi.
Bazı Yapıtları: Hristiyan Öğretisi; İnanç, Umut ve Sevgi Üzerine; Vaazlar; Mektuplar; Tekvin'in İlk Üç Bölümü Üzerine Yorumlar; Mezmurlar Üzerine Açıklamalar; Gerçek Din Üzeri¬ne; Özgür İrade Üzerine; Vaftiz Üzerine; Doğa ve Kayra Üzeri¬ne; İsa'nın Kayrası ve İlk Günah Üzerine.
Augustinus Kitapları - Eserleri
- İtiraflar
- İstencin Özgür Tercihi Üzerine
- Tanrı Şehri
- Tanrı Devleti
Augustinus Alıntıları - Sözleri
- Tanrı, insan ırkını tek bir insandan yarattı çünkü o insanların şunun farkına varmasını istedi: O'nu da çokluk içinde Birlik olarak görmek hoş bir şeydir. (Tanrı Şehri)
- “Kendimin peşine düşmeden nereye gidebilirim?” (İtiraflar)
- Töz, felsefede kendi başına varlığı olandır, eğer bir şeyin kendi başına bir varlığı yoksa ve var olmak için başka bir şeye ihtiyaç duyuyorsa o töz olamaz. O zaman kötülük bir gerçek değil bir gölge-varlıktır. Yani varlığını başka bir şeye bağlı olarak kazanır. (Tanrı Şehri)
- Babil adı "karışıklık" anlamına gelir. (Tanrı Şehri)
- Sam'ın 5. kuşaktan torunu olan ve ismini Ever olarak andığımız Heber'in adından dolayı, Ever ailesinin konuştuğu dil, yani insanlık dili "Hebrew" İbranice olarak adlandırılmıştır. (Tanrı Şehri)
- hiçbir ses bir defada var olmaz ;her ses zaman içinde üretilir,yayılır ve her bir parçası bir diğerinin ardından duyulur. Ve her görünür biçim mekana yayılır ve bir bütün olarak tek bir yerde var olamaz... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- Tanrı dünyadaki kötülüklere neden müdahale etmiyor? Eğer Augustinus bugün aramızda olsaydı, bu soruya şu cevabı verirdi; kötülük sizin seçimlerinizin ve davranışlarımızın sonucudur. Bu seçimleri yaparken Tanrı'ya sormazken, neden sonuçları söz konusu olduğunda Tanrı'nın müdahalesini bekliyorsunuz? seçimlerimizin ve davranışlarınızın sonuçlarını kabul etmek size neden bu kadar zor gelmektedir? (Tanrı Şehri)
- Aslolan iyiliktir, kötülük gerçekte yoktur. Kötülük, iyiliğin eksik olmasından ya da azalmasından kaynaklanmaktadır. (Tanrı Şehri)
- "Hiçbir şey geçip gitmemiş olsa geçmiş zaman olmaz, hiçbir şey... " . (İtiraflar)
- gerçeğin sessiz belagati, seslerin gürültüsü olmadan üzerimizden akarken, başka bir mutluluğu arayacak ve bu kadar güvenli ve yakın olandan keyif almayacak mıyız?... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- Augustinus'a göre kötüyü ortaya çıkaran kişilerin tabiatı değildir, çünkü tabiatı iyi olarak yaratılmış birinin tabiatı kötülüğünün sebebidir dersek bu iyilikten kötü çıkar anlamına gelir. Bu bir çelişkidir ve kabul edilemez. (Tanrı Şehri)
- Ona göre kötülük aslında yoktur ya da kötülük kendi başına gerçekliği olan bir şey değildir. İyilik azaldığında ya da yok olduğunda kötülük ortaya çıkar.tıpkı ışığın kaybolmasıyla karanlığın ortaya çıkması gibi. (Tanrı Şehri)
- değişmezcesine gerçek olan her şeyi içinde barındıran değişmez gerçeğin varlığını reddemezsin. Ve bu gerçeğin senin veya benim veya birbaşkasının olduğunu [da] iddia edemezsin;değişmez gerçek herkes için mevcuttur ve herkese açık ve yine de bilinmeyen bir şekilde gizli olan ışık gibi değişmezcesine gerçek olanı anlayan herkese kendini gösterir... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- doğru olanın ne olduğunu bilen fakat onu yapmayan bizler doğru olanın bilgisini kaybettik ve doğru davranma gücüne sahip olan fakat öyle davranma gücüne sahip olan fakat öyle davranmayı istemeyen bizler - ki istence sahibiz - bu gücü[de] kaybettik... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- Gerçekte: Kibir tüm günahların başlangıcıdır. (Tanrı Şehri)
- hiçbir şeyin kendisinden üstün olmadığı o şeyi bulursak, kesinlikle onun Tanrı olduğunu itiraf edeceğim... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- Kuşkusuz yabancı dil öğrenme zorluğu bir bakıma Yunanca yazılmış masalsı anlatıların tatlılığına bir tür acılık veriyordu. Orada geçen hiçbir sözcüğün anlamını bilmiyordum. Cezalandırmakla korkutarak onları öğrenmeye zorluyorlardı beni. Çocukluğumun ilk zamanlarında Latince sözcükleri de bilmiyordum. Fakat onları korkutulmadan, şiddet görmeden dadılarımın okşamaları, şakaları, gülüşleri, neşeleri ve oyunları arasında öğrendim. Ceza görmeden, zorlanmadan öğrendim onları. ...sözcükleri öğrenmek konusunda içten gelen bir merak zorlamadan daha etkilidir. (İtiraflar)
- ben kendimle yüzleşmek istemediğimden arkama saklanmıştım .. (İtiraflar)
- eğer yaşamımın başlangıcını hatırlamıyorsam bunun bana zararı olmaz çünkü huzur bulacağım sonun ne olduğunu biliyorum... (İstencin Özgür Tercihi Üzerine)
- "Olanı gördüler, sebebini değil." (İtiraflar)
