diorex

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları - Ömer Nasuhi Bilmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kimin eseri? Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitabının yazarı kimdir? Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları konusu ve anafikri nedir? Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitabı ne anlatıyor? Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları PDF indirme linki var mı? Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitabının yazarı Ömer Nasuhi Bilmen kimdir? İşte Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.08.2022 22:00
Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları - Ömer Nasuhi Bilmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen

Yayın Evi: Hisar Yayınları

İSBN: 9789757422044

Sayfa Sayısı: 294

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bütün Ashâb-ı Kirâm; bir lütuf ve kerem, bir fazîlet ve hidâyet menbaı olan Resûl-i Zîşân hazretlerinden feyz almışlardı. Bu sayede pek nezih, saf birer kalbe sahip bulunduklarından biribirlerinin fazîletlerini, meziyetlerini itirâftan geri kalmaz, birbirine karşı şefkat ve muhabbet ibrâzından geri durmazlardı. Nitekim bu hakîkati Kur’ân-ı Kerîm de şöylece nâtık bulunmaktadır:

“Hazret-i Muhammed, Resûlullâh’dır. Onunla beraber olanlar, yani; bütün Ashâb-ı Kirâm, münkirlere karşı pek şiddetlidirler, kendi aralarında ise pek merhametlidirler; Sen onları vakit vakit rükû halinde, secde halinde yani; ibâdet ve tâatta görürsün. Onlar, Allâhü Teâlâdan fazl ve kerem isterler, Allâhın rızâsını kazanmak isterler. Yüzlerindeki îmân alâmeti, hidâyet ve gufrân nişânesi secdelerinin birer eseridir. (Fetih sûresi, âyet: 29)”

Artık böyle bir ilâhî tezkiye dururken Ashâb-ı Kirâm aleyhinde hangi Müslüman bir şey söyleyebilir?.Bütün Ashâb-ı Kirâm hakkında müfessirlerin, muhaddislerin, fukahânın, bütün ehl-i İslâmın nezîh i‘tikâdlarını, İslâm büyüklerinin sözlerine istinâden bu kitapta kaydetmiş bulunuyoruz. Bunun hilâfındaki bir kanâat, bir bid‘attir, bir ma‘siyettir. Ahmed İbn-i Hanbel gibi büyük müctehidlerden birçokları, Ashâb arasındaki hâdiselerden bahsedilmek istenince: “O bir ümmetti, geldi geçti. Ona kendi kazandığı, size de kendi kazandığınız. Siz onların amellerinden sorulacak değilsiziniz (Bakare Sûresi, âyet: 134)” meâlindeki âyet-i celîleyi okur, onlar hakkında hürmete münâfî sözler söylenmesine meydân vermezlerdi

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları Alıntıları - Sözleri

  • Bütün Müslümanların Resulullah (s.a.v)'ın sahabeleri hakkında iyi düşünmeleri bir dini vazifedir.
  • Bütün Ashabı kiram hakkında zebandirazlıktan çekinerek hepsine hürmet muhabbette bulunmak Müslümanlarca mühim bir vecibedir.
  • "Ömer'e buğz eden, bana buğz etmiş, Ömer'i seven de beni sevmiş olur."
  • Resuli (Sallâllâhü aleyhi vesellem) Efendimizin ehli beytine, Âl ve evlâdına candan hürmet ve muhabbet etmek, onları her vechile tebcil ve tevkıre çalışmak, onların ulviyetini, nezahatını bilip itirafta bulunmak, bütün müslümanlar için bir vazifedir. Bizim selâmet ve saadetimiz onlara ittiba ile kaimdir. Evet... Ehli beyti nübüvvetin meseli, Nuh Aleyhisselâmın sefinesi gibidir. Bu sefineye rakip olan tufandan necat bulduğu gibi Ehli beyte tabi' olan da hüsrandan halas olur. Haktaalâ, cümlemize kemaliyle mütabaat nasip buyursun.
  • bütün Müslümanların Resulullah (s.a.v)'ın sahabeleri hakkında iyi düşünmeleri bir dini vazifedir.
  • Bir kere düşünmeli, eğer imameti kübranın imam Ali ile evlâdına mahsus olduğu ahkâmı diniyemiz iktizasından olsaydı, Resuli Ekrem Hazretleri bunu ashabına, ümmetine kati surette tebliğ ve emr etmez miydi?. Ve imam Ali gibi yüksek zevat bu hükme muhalif olarak başkalarına bey'atte bulunurlar mıydı?.
  • (Hz. Muaviye hakkındaki zemmedici ithamdaki hadislere istinaden) Yok yok, hakikati hal öyle değil. Vaktile din düşmanları. İslâm dinini yıkmak, islâm cemiyetini dağıtmak için en evvel Ashabı Kiramın mevkiini sarsmağa lüzum görmüş, onları nazarlardan düşürmeğe çalışmış, bu gayeyi te'min için de böyle yalan yanlış hadisler uydurup meşretmişlerdir.
  • Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: "Ashabımın hoş görülmeyen hallerini söylemeyiniz sonra onlara karşı kalpleriniz ihtilafa düşer. Ashabımın güzel hallerini yadediniz ta ki onlara karşı kalplerinizde bir itilaf husule gelsin." Deylemi, ibnuneccar kenzulummal muntehabi s:34.
  • Sıffiyn vak'ası ve emsalindeki mukateleler, Müslümanlığa adavet, Müslüman kanının dökülmesini istihlâl tarikiyle olmayıp mücerret bir hükmi şer'înin yerine getirilmesi içtihadına mebni câiz görülmüş olduğu cihetle bunlardan dolayı kimse tekfir edilemez. Nakledilen hadislerin onlara şümulü yoktur. Akaidi diniyemiz, böyle yanlış zehablara mani'dir.
  • İmam Şafii de müsnedinde ayrıca şu hadisi şerifi de rivayette bulunuyor: "Alkametibni Vaka demiştir ki: Ben Muaviyeye mülâki oldum, müezzini Ezan okumaya başladı. Muaviye de müezzinin dediği gibi dedi, müezzin: حي على الصلاة deyince Muaviye لا حول ولا قوة الا بالله dedi. Müezzin, حي على الفلاة deyince Muaviye yine: لا حول ولا قوة الا بالله dedi. Bunu müteakip de müezzinin dediğini dedi, sonra da "Ben Resulallahın böyle dediğini işittim" diye söyledi. Görülüyor ya pek büyük bir müctehid olan imam Şafii, bu gibi dinî mevzular hakkında Hazreti Muaviyeden hadisler rivayet ediyor, artık onun sahabei kiramdan olduğunda, onun her vechile makbulüşşehade bulunduğunda aslâ tereddüd etmiş olabilir mi?.
  • Şu kadar var ki cumhuri ehli sünnete göre hak, imam Ali canibinde idi. Muhalifleri ise hata yoluna sâlik bulunmuşlardı. Fakat bu hatâ, bir hatayı ictihadi olduğu cihetle melâmetten, ta'ndan uzaktır, tahkirden münezzeh, teşni'den beridir. Ali Radiyallahu anh şöyle demiştir: Kardeşlerimiz bize bağy ettiler, onlar ne kâfirdirler, ne de fasıktırlar. Çünkü onların te'villeri vardır ki kendilerini küfr ü fısıktan men' eder."
  • Ömer ibnilhattab (Radıyallahü anha) şöyle buyurmuştur: "Siz Kisrayı, Kayseri ve onların dehâlarını medh-ü sena edip duruyorsunuz, halbuki, sizin aranızda Muaviye (Radiyallahu anh) var."
  • imam Malik demiştir ki: Bir kimse, Resuli Ekrem Sallallâhü aleyhi vesselleme haşa sebbetse katlolunur, ashabına sebbetse te'dip edilir. Ebubekre, Ömere, Osmana, Muaviyeye veya Amribnül' As'a şetm etse bakılır: Eğer "bunlar dalâlette idiler" derse katlolunur, böyle demeksizin nasin muşatemesi kabilinden olarak şetmetmiş ise şiddetli surette tenkil edilir.

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir şeyde ihtimal sabit olunca istidlal sakıt olur. Bir şeyin suğrası ve kübrası sabit olmayınca kat'i netice hasıl olmaz gibi mantık ve usül kaidelerince bizim gerek Hz. Muaviye gerek Yezid için menfi bir hüküm vermemiz ve söz sarfetmemiz uygun olmaz. Hz. Muaviye hem sahebilerden olduğu için hem de  içtihada binaen Hz.Ali ile mukatelede bulunduğu için kesinlikle hakkında menfi söz söylenmez bu ehl-i sünnetin şiarındandır. Yezidin de işlediği fiiller kesin olmadığı için lanet okunmaz. Meşhur kelam kitabımız Emal-i Şerifte şöyle bir beyit var; و لم يلعن يزيدا بعد موت/سوى المكثار فى الإغراء غال. Yani; Öldükten sonra Yezid'e fesada teşvikte çok konuşanlar ve haddi aşanlardan başka kimse lanet etmedi. Yezid Hz.Hüseyinin şehit edilmesinde faal olsa bile bundan dolayı büyük günah sahibi olur kafir olmaz. Peygamberimiz ise ehl-i kıbleyi lanetten men etmiştir. Ölmeden önce tevbe ihtimali olan birine lanet etmek müstehakmıdır? Merhum müellifin bu kitabındada bazı sorulara ilmi cevaplar verilerek mesele açığa kavuşturulmaya çalışılmış. İnsaf sahibi herkese tavsiyeyi borç bilirim. (Ömertalha)

Bu şahaser hakkında bir şeyler yazmak yazabilmek zihnimden geçenleri kelime kıyafetleri giydirebilmek..kıymetini ifadeye medar kelimeler bulmak çok güç, çok güç demesi bile güç.. Ashab-ı Kiram hazeratı hakkında edilen ta'n lara iftiralara onların kadrini düşürmeye çalışanlara kalbinde kin bulunanlara ashab-ı kiramdan veya sair efradı müsliminden herhangi bir zata karşı husumet gösteren, dil uzatmaya cüret eden veya etrafında bu gibi münakaşalara şahit olanlar okuyun! Ashabı Kiramın kendi aralarında vuku bulan hadiselerden dolayı düşünce yürütme gibi hareketlerden hiç bir şey kazanmayıp yanlış hüküm vermekle indillahta mesul olunacağını izah etmekle izah etmiş.. Ayrıca Hazreti Muaviye hakkında ki 41 soruya 41 muhteşem cevap vermekle beraber, Ashab-ı Kiram ve bilhassa Hazreti Muaviye hakkında başlıca kütübi islamiyyenin hüsnü şehadeti ve ümmetin en büyüklerinin nezih kanaatlerini nakletmiş (41tane) yani 1 Kur'anı mübin 2 Sahihi Buhari 3 Sahihi Müslim 4 Kütübi Sitte ... 40 Kısası Enbiya' 41 el'Egani kitabına kadar olan belki haberiniz olmayan nice muteber kitaplardan Ashabi kiramı,Hazreti Muaviye'yi onun ashaptan oluşuna şehadetlerini analatıyor ama nasıl... gayş olucaksınız öyle donanım sağlayacak ki yanınızda Ashabi kirama söz etmek isteyen iki kere düşünecek ''Ehl-i Sünnet cemaati hayatta olduğu müddetçe Resûlüllah’ın ashâbına iftira ve yalan isnat edilebileceğini kimse zannetmesin'' (Mansur Yüksel)

İtikat inançla ilgilidir. İtikadi olarak eksik olan birey ise iman açısından eksik demektir. Ömer Nasuhi Bilmem'in engin bilgisi ile en yalın eve en gerçek bilgiler sizi bekliyor diyebilirim. iyi okumalar... (GMG)

Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları PDF indirme linki var mı?

Ömer Nasuhi Bilmen - Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ömer Nasuhi Bilmen Kimdir?

Ömer Nasuhi Bilmen, (d. 1882, Erzurum) - (ö. 13 Ekim 1971), 1960-61'de Diyanet İşleri Başkanı olan Türk din alimi.

İlk tahsiline Ahmediye Medresesi müderrisi Abdürrezzak İlmî ile Erzurum Müftüsü Müderris Hüseyin Raki Efendilerden okuyarak başladı. 1908 yılında İstanbul'a gelen Bilmen, Fatih Dersiamlarından Tokatlı Şakir Efendi'nin derslerine devam etti ve icazet aldı. Daha sonra Medreset'ül Kuzat'a girdi. Burada dört yıl hukuk tahsil etti. 1912 yılında açılan ruus imtihanını da kazandı.

Fatih dersiamları arasına katıldı. Fatih Camiinde, Satırlı Medresesinde ve Dar-uş-Şafaka'da dersler veren ve kısa bir zaman içerisinde istidat ve kabiliyeti ile kendisini tanıtan Ö.Nasuhi Bilmen, ayrıca İstanbul İmam-Hatip Okulu ve Yüksek İslâm Enstitüsü'nde usul-i fıkıh ve ilm-i kelam dersleri okuttu. Temyiz Mahkemesi Şer'iyye Dairesi Mümeyyizliğinde de bulundu. 1941 yılında seçimle İstanbul Müftülüğüne tayin oldu.

30 Haziran 1960 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığına getirilen Ömer Nasuhi BİLMEN, bir yıl kadar sonra emekliye ayrıldı ve 13 Ekim 1971 tarihinde yaşamını yitirdi.

Dini konularda yazdığı eserleri ile tanınan Ömer Nasuhi BİLMEN'in başlıca eserleri olan "Hukuk-u İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye kamûsu", "Kur'an-ı Kerim'in Meâl-i Âlisi ve Tefsiri" ile "Büyük İslâm İlmihali" yanında yayınlanmış ve yayınlanmamış pek çok eseri bulunmaktadır.

Kitapları

İslam Hukukunda Manevi Zararların Tazmini, 1941.

Kuran-ı kerim'den Dersler ve Öğütler, 1947-50, 3 cilt.

Eshabı Kiram, 1948.

Yüksek İslam Ahlakı, 1949.

Büyük İslam ilmihali, 1949.

Hukuku islamiye ve ıstılahatı fıkhiye kamusu, 1949-52, 6 cilt.

Sureti Feth Tefsiri, 1953.

Tefsir Tarihi, 1955.

Kuranı Kerim'in Tefsiri ve Türkçe Meali Alisi, 1956.

Sualli Cevaplı Dini Bilgiler, 1959.

Muvazzah İlmi Kelam, 1959.

İlmi Tevhid, 1962.

Beşyüz Hadisi Şerif -( Semerkand Yayınları)

Ömer Nasuhi Bilmen Kitapları - Eserleri

  • Büyük İslam İlmihali
  • İki Aşk Çiçeği
  • İslam Akaidi
  • Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları
  • İstanbul ve Fatih
  • Kainatın Efendisi Hazreti Muhammed
  • Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
  • Beşyüz Hadis-i Şerif
  • Hadis Günlüğüm
  • Fetih Suresi Tefsiri
  • İslam ve Dünya Dinleri İslam'ın Diğer Dinlere Üstünlüğü
  • Muvazzah İlm-i Kelâm
  • Kur'an-ı Kerim'den Dersler ve Öğütler
  • Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri
  • Canım Peygamberim
  • Kuranı Kerim ve Türkçe Meali
  • Sevgili Peygamberim
  • Kur'an Günlüğüm
  • Peygamberler Tarihi
  • Büyük İslam İlmihali
  • Yüksek İslam Ahlakı
  • İman Hakikatleri
  • Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
  • Hukuk-i İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu
  • Nüzhetü'l Ervah : Farsça Divançe ve Türkçe Şiirler
  • Büyük İslam İlmihali
  • Kuran Nasihatleri
  • Büyük Tefsir Tarihi
  • Dinî ve Felsefî Ahlâk Lüğatçesi
  • İnancımız Ahlakımız
  • Mülahhas İlm-i Tevhid
  • Kur’anı Kerim’in Türkçe Meali Ve Tefsiri
  • Önderimiz Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Büyük Tefsir Tarihi
  • Büyük İslam İlmihali
  • Büyük İslam İlmihali
  • İslam Hukuk Tarihi
  • Fıkıh Usulü
  • Büyük İslam İlmihali
  • Büyük İslam İlmihali
  • Nüzhetü'l-Ervah
  • Kur-an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri

Ömer Nasuhi Bilmen Alıntıları - Sözleri

  • Tefekkürün karşıtı gaflettir. Gaflet, düşünceden yoksun olmaktır ki insana asla yakışmaz. (İnancımız Ahlakımız)
  • Salat ve selam Efendimiz Muhammed (sav) in, bütün peygamberlerin, ashabın, Hz. Adem'den bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta bulunan başta salihler olmak üzere bütün müminlerin üzerine olsun. Kainattaki zerrelerin Rabbimiz'i tesbih edişleri adedince. (Sevgili Peygamberim)
  • Malum olduğu üzere insan hadd-i zatında fikir ve tefekkür hassasına Malik, güzide bir mahluktur. (İslam Akaidi)
  • Bir kere düşünmeli, eğer imameti kübranın imam Ali ile evlâdına mahsus olduğu ahkâmı diniyemiz iktizasından olsaydı, Resuli Ekrem Hazretleri bunu ashabına, ümmetine kati surette tebliğ ve emr etmez miydi?. Ve imam Ali gibi yüksek zevat bu hükme muhalif olarak başkalarına bey'atte bulunurlar mıydı?. (Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları)
  • İslâm dini fıtrî bir dindir. Çünkü bütün yüce hükümleri, insanlığın fıtratına uygundur. (Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri)
  • Bir razık'ı kerîmin perverdei inayeti olduğunu bilen bir adem; nasıl olur da onun şükründen, zikir ve fikrinden gâfil bulunur? (Yüksek İslam Ahlakı)
  • Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla taviz vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960'lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini savunan ve bunun için çalışanlara "bozulmayan bir dinde reform olamaz” diyerek karşı çıkmıştır. (İstanbul ve Fatih)
  • Dünyadaki günden güne düzenlediğin, düşlediğin ve zamanını boşalttığın evin fanidir. Mezar köşkünün duvarlarını ahlak ve iyiliklerle döşe ki orası bakidir. (İki Aşk Çiçeği)
  • "Kendin için sevdiğin şeyi insanlar için de sev, iste." (Taberani, Süyuti) (Beşyüz Hadis-i Şerif)
  • İman edenler için o zaman gelmedi mi ki, Allah’ın zikrine ve hak olarak indirilen Kur’an’a karşı kalbleri yumuşamasın. Hadid,16 (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Velhasıl: Din-i İslam sayesinde hakiki bir medeniyet, nezih bir insaniyet, pek faideli bir terakki ve en mesut bir inkılap vücuda geldi. Artık insanlık alemi bu mukaddes dine sarıldıkça şüphe yok ki daima yükselecektir. (Büyük İslam İlmihali)
  • Roma tahtını ele geçiren İmparator 1. Konstantin. Byzantion'u imparatorluğun yeni merkezi olarak seçmiş ve başkentin inşasına 324'te başlanmıştır. İnşa sırasında şehrin alanı dört kat büyütülmüştür. Yeni baş şehirde muhteşem bir saray, senato binası, hipodrom, tapınak ve kiliseler yapılmıştır. Meydanlar imparatorluğun çeşitli yörelerinden getirilen sanat eserleriyle süslendi ve nihayet 11 Mayıs 330'da günler süren eğlenceler içinde şehrin resmî açılış töreni yapılmıştır. (İstanbul ve Fatih)
  • ...Mescidde bulunan veya Kur'an-ı Kerîm okuyan bir kimsenin, hürmet edilmeye hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir. ... (İnancımız Ahlakımız)
  • Saadet iman üzere ölmektir... (İman Hakikatleri)
  • ... Bazı şeylerin tabiat kanunlarina aykırı görülmesi sebebiyle esasında imkânsız olduğuna hükmedilemez. Nitekim asrımızdaki uçaklar, paratonerler, telefondaki akım, en uzak yerlerdekilerin seslerinin duyulup görüntülerinin alınabilmesi, atom kuvvetleri gibi şeyler birer olağanüstü hallerdir. Bunlar birkaç asır önce söylenseydi, pek çok kişi bunları yalanlar, imkân dahilinde olduğuna inanmazdı. Halbuki bugün tüm bunları sıradan şeyler olarak görmekteyiz. Bizler, tabiat âleminin bütün vasıflarını ve özelliklerine nüfuz etmiş bir halde olmadığımızdan daha nice garip ve alışılmışın dışında hallerin kudret-i ilahiye ile meydana gelmesi mümkündür. Nitekim mucize ve kerametler bu türdendir. (İman Hakikatleri)
  • “Ey insanlar! Kim ki Hazreti Muhammed (sav)’e tapıyorsa bilsin ki, o vefat etti. Her kim ki, Allahü Teâlâ (cc)’a tapıyorsa, bilsin ki Allahü Teâlâ (cc) Hayy (diri)’dır, Lâ-yemût (ölümsüz)’dur” dedi. Ve hiçbir peygamberin dünyada ebedi kalmadığını söyledi. Dinlerinden dönenlerin Cenab-ı Hakk (cc)’a bir zarar veremeyeceklerini, girdikleri İslâm dininde sabit kalanların mükâfata ereceklerini beyan ederek, Ashab-ı Kiram’ın şaşkınlığını giderdi.” (Canım Peygamberim)
  • "Şüphe yok ki, Allah Teala her şeye kadirdir." Bakara Suresi, 28. Ayet (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Halbuki bütün mahlûkat her hususta Cenâb-ı Hakka muhtaçtırlar. (Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Hindistan'da bulunan bir heykelin üzerinde "inşikakı kamer senesinde imar olunmuştur" mealinde bir ibarenin muharrer olduğunu bazı müfessirler beyan etmiştir. (Muvazzah İlm-i Kelâm)
  • "Ey insanlar, uyanınız. Şu nihayetsiz kainatın halikinin azametini düşününüz. O ne büyük bir yaratıcıdır, ne muazzam bir besleyicidir. Bütün mahlûkatı için ne kadar rahmet ve merhameti vardır." (Kuranı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)

Yorum Yaz